"Foreks ticaretini borsadan geçirmek istiyoruz"
SPK Başkanı Akgiray "Şimdiki niyetimiz dünyada belki de bir ilk olacak, bütün foreks ticaretini bizim borsalarımızın bir tanesinden geçirmek" dedi.
İSTANBUL - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, foreks ticaretini borsaların birinden geçirmek niyetinde olduklarını, bunun dünyada belki de bir ilki oluşturacağını bildirdi.
Finans-medya ilişkileri ve kurumsal yapılanmalarda Ankara-İstanbul çekişmesine ilişkin soru üzerine Akgiray, şunları kaydetti:
"İstanbul-Ankara çekişmesi bitmez. İstanbul'daki finans merkezi güzel olursa, iyice Ankara'nın gözü üstümüzde olur. Bu medya-finans ilişkisi, hele son ortaya çıkan libor rezaleti ile iyice artık netleşti. Uluslararası düzenleyici otoriteler birlikleri ki biz bu konuda faal olmaya çalışıyoruz. Uluslararası sermaye piyasaları teşkilatı, direkt G20'ye raporlayan bir teşkilat. Medya yoluyla çok böyle kaba tabirle çaktırmadan, değerleri, fiyatları, etkilemek çabası hep var. Bu, özellikle finans kurumları bankalar vasıtasıyla yapılırsa çok daha tahripkar ve etik dışı oluyor. Bu sıkıntıyı tüm ülkeler hissediyor. Bu çok zor bir problemdir, fakat biz yeni kanunumuzla kendi çapımızda bu tür bilgi manipülasyonlarını da suç kapsamına aldık."
SPK Başkanı Akgiray, herhangi bir medya kanalında bir firmanın değerini gereksiz yere, yalan yanlış bilgi vererek veya içsel bilgiyi önceden kendi lehine, ilişki tarafları lehine kullanıp sonra haberi kamuya mal etmenin hem çok ayıp, hem de suç içeren davranışlar olduğunu söyledi.
Medya mensuplarının işini korkusuzca yapmasının da çok önemli olduğunu dile getiren Akgiray, şöyle devam etti:
"Çünkü 'acaba bu suç mu, değil mi?' diye hesap yapmaya başlarsanız akşam olur, haber çıkmaz. Bunu da istemiyoruz. Fakat herkes kendini bilir. 'Bu doğru haber, ben burada menfaatim olmadan bu haberi yapıyorum' dediği anda insanın kanunu düşünmesi gerekmez. Kural çok basit esasında.
Bu büyük problem, uluslararası düzeyde bir skandal ve gelişmiş ülkelere de çok daha tahripkar oluyor. ABD'ye bakın, bugün dünya merkez bankalarının son 2,5 yılda bastıkları para miktarı 9 trilyon dolar. Büyük kurumları lobi etkileri sayesinde kurtarmak için... Bu bedeli sonuçta halk ödeyecek. Dolayısıyla bu medya-finans ilişkisini, çok dengeli, hassas şekilde hep canlı tutmak lazım. Bu reytinge bulaşır, libora bulaşır, her şeye bulaşır. Bunun engellenmesinin sınırı yok. Türkiye'de bizim bir tane, tek, dev bir borsamız olsun istiyoruz ki uluslararası rekabeti sağlasın."
"Manipülatif amaçlı girişimleri engellemek bizim işimiz"
Akgiray, "SPK'yı ne zaman İstanbul'da göreceğiz?" sorusuna, "İstanbul'da yerimiz zaten var. 150'den fazla arkadaşımız burada çalışıyor, 400 civarında da Ankara'da var. SPK İstanbul'a benim gönlümde, aklımda çoktan geldi. Çünkü arsamızı aldık, projemizi de yaptırdık. Bu yıl içinde binamızın temelini atma azim ve kararındayız" şeklinde yanıt verdi.
Türkiye'de son 2,5 yılda halka açılan firma sayısının 70 civarında olduğuna değinen Akgiray, "Rakam çok iyi. Çok daha iyi olabilir. Ama geçmişe göre çok iyi. Bunların içinde büyük firmalar var, çok küçük firmalar da var. Çok firma olunca halka açılan değer az oluyor. Kaba tabirle sığ kağıt oluyor ve orada bir miktar para ile manipülatif amaçlı, bizim sevmediğimiz amaçlarla girişimler olabiliyor. Engellemek de bizim işimiz" dedi.
SPK Başkanı Akgiray, eskiden temettü dağıtım zorunluluğu olduğunu, bu zorunluluğu 2,5 yıl önce kaldırdıklarını anımsatarak, temettü dağıtmayı zorunlu tutmanın finansal akla biraz uygun olmadığını söyledi.
Temettü dağıtmanın şirketin verdiği finansman kararı olduğunun altını çizen Akgiray, şunları kaydetti:
"Güzel yatırımlar var, temettü dağıtmaz, tutar parayı yatırım yapar. Daha sonrası daha iyi olsun diye... Eskiden bu zorunluluk varken para dağıtacaklarına bedelsiz sermaye diyorlar, vesaire... Sonra çok maliyetli olan makyaj düzeyinde çözümler üretilmiş, sırf kanuna uyuyor olmak için. Bu da olmasın dedik. Ama tabii ki günün sonunda firmaların kar edip, ettiği karları yatırımlar bir yana, temettü olarak ortaklarına dağıtması hep arzu edilen bir şey. Bunu zorunlu yapmak tam ters sonuç doğuruyor.
Bazı arzların bir kısmının pahalı yapıldığı söyleniyor. Pahalı yapıldıysa o değerlemeyi yapan, o değerlemeyi yatırımcıya sunan, alan bu işte sorumlu. SPK'da 'Bu iyi fiyat olsun, kötü fiyat olsun' diye sihirli bir uzman eli yok. Zaten onu yapmak da istemeyiz. Bizim öyle bir müdahalemiz de çok ters olur. Bunu kurumların yapıyor olması lazım. O bizde biraz eksik. Bilgiyi değerlendirme, sunma işini daha iyi yapan finansal aracılar bizim için daha çok sevdiğimiz aracılar olacak. Yapmayanlar sevmediğimiz aracılar olacak."
Turkcell'de bağımsız üye konusu....
Akgiray, Turkcell'de bağımsız üye atanamamasına ve SPK'nın sürece müdahale etmek için, dava sonucunun beklenmesine ilişkin bir soruya da şu cevabı verdi:
"Yurt dışındaki davalar bizim ilgi alanımıza girmiyor. O ortaklar arasındaki kendi özel anlaşmazlıkları. Geçen gün de bir vesile ile söyledim, Turkcell, onun gibi bir iki firma daha var. Ama ne mutlu ki çoğunluk kurumsal yönetim ilkelerine uydu. Bir iki tanesi bazen elde olmayan, bazen elde olup da göz ardı edilen sebeplerle uymadı. Bir tanesi de Turkcell... Ama Sermaye Piyasası Kanunu'nun 22. maddesi çok net ifade ediyor; eğer halka açık bir şirket, bu zorunlu ilkelere uymazsa, uyma sonuçlarını doğuracak, tedbiri almak SPK'nın görevi ve yetkisi. Dolayısıyla bu bazen kendi kararımızla, bazen adli yolla o görevi ve yetkiyi bize veriyor. Kurumsal yönetim eskiden yoktu, yeni. Biz de yaptıkça öğreniyoruz. Ara sıra tebliğleri değiştiriyoruz. 'Tebliğ bu firma için mi değiştirildi' diye dedikodu da oluyor. Öyle değil tabii ki her firmadan bir şey öğreniyoruz doğrusu olsun diye. Çünkü düzenlemede 'ilk başta yaptığım doğrudur, ne olursa olsun ben değişmem' demek de bize uymuyor açıkçası. O konunun çözümünü umarım çok kısa bir sürede sizinle paylaşabileceğiz. Kararlar bazen başka kurumları da ilgilendirdiği için her şey bizim elimizde değil. Ama uzamaması lazım. Uzadıkça hem sermaye piyasalarımızın itibarına zarar gelme riski doğuyor, hem de yatırımcılara, firmalara yazık. Bir şekilde değerini bulsunlar. Ama her şey çok kolay olmuyor, 'SPK niye bunu yapmıyor?' Tamam yapacak da yapmasının yolu var. Bu yol da geceden sabaha olmuyor bazen. Ama gündemimizde, beklenecek bir süreç değil. Onu söyleyebilirim."
"Forekste günlük hacim 4-5 milyar lirayı buldu"
"Forekste günlük hacim 4-5 milyar lirayı buldu"
Foreks işlemlerine ilişkin soru üzerine de Akgiray, bunun geçen seneye kadar düzenlenen, denetlenen bir konu olmadığını, tamamen "başıboş, merdiven altı" tabiriyle işlerin yapıldığı bir alan olduğunu söyledi.
Foreks piyasasında milyarların döndüğüne dikkati çeken Akgiray, şöyle devam etti:
"Yüksek kaldıraç olduğu için, insanlara az parayla hızlı ve çabuk zengin olma pembe hayali cazip geliyor. Piyango almak gibi... Kötü bir örnek vermek gerekirse kumar oynamak gibi... Onu düzenlemek gerekiyordu. Foreks işlemleri çok değerli bir ekonomik faaliyet olduğu için değil, insanların teminatları, paraları tehlikeye girmesin diye bu yapılmalıydı. Düzenli yapılana kadar, foreks pozisyonu almak için yatırılan teminatlar hep Türkiye dışındaki kurumlardaydı. Bir anda o web sayfası kapatılsa, vatandaşın başvuracağı merci yok. Bunu engellemek için düzenlemeyi yaptık. Şu anda günlük ticaret hacmi 4-5 milyar lirayı buldu ve bu hızla büyürse geçecek. İyi bir hacim. Bizim izin verdiğimiz kurumlar yoluyla bu işi yapanların verdiği teminatlar Türkiye bankalarında, Türkiye kurumlarında tutuluyor. Dolayısıyla o teminatın yanlış bir yere aktarılması mümkün değil. Ağır suçlu olur."
Bu işlemlerin riskli bir oyun, riskli bir saha olduğunu, burada "hedging" amacıyla kullananların bulunduğunu ifade eden Akgiray, "Bir de bire yüz kaldıraç diyelim; bir lirayla yüz liralık dolar postalamak var ki dolar yüzde bir artarsa paranı ikiye katlamış oluyorsun. Kazanırken çok güzel ama dolar yüzde 1 düşerse bütün paran gidiyor. O para belki çoluk çocuğunun rızkı. Yani riskli bir şey. Ama biz böyle riskli şeyleri seviyoruz belki de" dedi.
SPK Başkanı Akgiray, "Şimdiki niyetimiz de dünyada belki de bir ilk olacak, bütün bu foreks ticaretini bizim borsalarımızın bir tanesinden geçirmek ki vatandaş alırken o anda olan en düşük fiyatı, satarken olan en yüksek fiyatı bulabilsin, kendi aracı kurumunun inisiyatifine kalmasın. Bunu becerebilirsek, ABD'de ve Londra'da yapılamayan bu OTC foreks işini organize borsaya koymuş olacağız ki bu herhalde başarılı olursak dünyada ilk olacak" diye konuştu.
Bireysel yatırımcının korunması ve manipülasyonun önlenmesi adına daha önce kurulan SPK ekiplerinin çalışmaları hakkındaki bir soru üzerine Akgiray, piyasa bozucu eylemlerle mücadele için "Piyasa Denetim ve Gözetim Dairesi"ni kurduklarını anımsatarak, o günlerde toplam işlem hacminin içerisinde manipülatif sayılabilecek işlem miktarının yüzde 2 civarında olduğunu, şu anda ise yüzde 1'in de altında bulunduğunu kaydetti. Akgiray, "Manipülasyon bizim açımızdan büyük bir problem değil" ifadesini kullanarak, daha büyük ve derin bir problemin var olduğunu, bu problemin bilginin doğru şekilde sunulamaması ve şeffaflık sorunu olduğunu belirtti.
Türkiye'nin 2023 vizyonu çerçevesinde İstanbul'un finans merkezi olması hedefi kapsamında ne gibi projelerin olduğunun sorulması üzerine Akgiray, "Mütevazi bir hedef koymak adına Türkiye'nin 1 trilyon dolarlık bir ekonomi olduğunu, İMKB'nin toplam değer büyüklüğünün 300 milyar dolar olduğunu düşünürsek, İMKB'nin gelişmiş ülkeler seviyesini yakalaması için üç katı büyümesi lazım" dedi.