'TCMB, Fed'in gerisinde kalmamalı'

Merkez Bankası'nın (TCMB) yaklaşık üç yıllık aradan sonra kısa vadeli faizlerde geçen ay başladığı artırımlara bu ay da devam ederek, politika faizi ve koridorun üst bandını artırması bekleniyor.

Ekonomistler ABD Merkez Bankası'nın (Fed) parasal sıkılaştırmaya gittiği bir ortamda küresel risk iştahındaki azalma ve yatırımcıların güvenli limana dönme riskine karşı gelişmekte olan ülke merkez bankalarının da parasal sıkılaştırmaya başlayacağını, TL'deki değer kaybı da dikkate alındığında TCMB'nin bu sürecin gerisinde kalmaması gerektiğini belirtiyor.

Böyle bir durum TL'nin son dönemde görülen diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrışmasını daha da hızlandırabilir.

Reuters'ın 18 kurumun katılımıyla gerçekleştirdiği ankete göre; politika faizinde sekiz katılımcı 25 baz puan, beş katılımcı 50 baz puan artırım beklerken, beş katılımcı ise sabit tutulmasını bekliyor.

Koridorun üst bandında ise 12 katılımcı 25 baz puan, üç katılımcı 50 baz puan artırım beklerken, üç katılımcı da sabit tutulacağını öngörüyor.

Öte yandan 14 katılımcı koridorun alt bandının sabit tutulmasını, bir katılımcı 25 baz puan, bir katılımcı 50 baz puan, bir katılımcı ise 75 baz puanlık artırım yapılmasını bekliyor.

'TL'de sert değer kayıpları görebiliriz'

QNB Finansbank Ekonomisti Deniz Çiçek, "Fed'in faiz artırım beklentilerinin yükselmesi sonucu TL'deki değer kaybının kalıcı olacağını düşündüğümüzden TCMB'nin koridorun üst bandını artırmasını bekliyoruz. PPK bu yönde bir hamle yapmamayı seçerse ileride TL'de sert değer kayıpları görebiliriz. Bu şartlarda geçen aydaki gibi tavanda 25 baz puanlık artırım yapmasının makul olacağını düşünüyoruz" dedi ve şöyle devam etti:

"Öte yandan haftalık repo faizi de 25 baz puan artırılırsa, TCMB daha sonra fonlamayı büyük oranda bu kanaldan sağlayarak, ortalama fonlama maliyetiyle repo faizini yaklaştırabilir. Bu durumda sadeleştirme adımları büyük oranda tamamlanmış olur. TCMB sadeleştirmeyi kısa bir sürede bitirmek istiyorsa bu fırsatı kullanabilir diye düşünüyoruz."

TCMB geçen ay marjinal fonlama oranını yüzde 8.25'ten yüzde 8.5'e, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 7.5'ten yüzde 8'e yükseltirken, koridorun alt bandını yüzde 7.25 düzeyinde sabit tuttu. TCMB geç likidite penceresi çerçevesinde borç verme faizini de yüzde 9.75'ten yüzde 10'a yükseltti.

TCMB'nin bu adımının TL'deki değer kaybına hassasiyetini ve gerektiğinde adım atabileceğini ortaya koyduğu belirtilmişti.

İndirime ekimde ara verilmişti

En son 29 Ocak 2014'te politika faizinde 5.5 puan, koridorun üst bandında ise 4.25 puanlık artış gerçekleştiren TCMB, sadeleşme adımları kapsamında faiz koridorunun üst bandında art arda yedi ay süren 250 baz puanlık indirimlere başta TL'deki değer kaybı olmak üzere iç ve dış belirsizliklerin artmasıyla ekim ayı itibarıyla ara vermişti.

ABD'de başkanlık seçimlerini Donald Trump'ın kazanmasının ardından yeni yönetimin ekonomik büyümeyi ve enflasyonu hızlandıracak politikalar uygulamaya koyacağı beklentileri dolar endeksi ve ABD tahvil faizlerinde yükselişe neden oldu.

Dolar/TL 2 Aralık'ta güçlü dolar ve iç siyasi gelişmelerle tarihi zirve olan 3.60 seviyesini test etmiş, ertesi hafta ise vatandaşın siyasilerin "TL'ye dönün" çağrılarına cevap vermesi ve yabancıların döviz satışlarının desteğiyle üç haftanın en düşüğü olan 3.34 seviyesine kadar geriledi.

Ancak Fed'in Aralık ayı faiz artırımı ve gelecek yılki artırımların tahminlerden daha hızlı gerçekleşeceği beklentisi TL dahil gelişmekte olan ülke para birimlerinde değer kayıplarının sürmesine neden oldu.

En yüksek değer kaybı TL'de

TL darbe girişiminin bir gün öncesi olan 14 Temmuz'dan 15 Aralık'a kadar dolar karşısında yüzde 18 ile gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en yüksek değer kaybını yaşadı. TL'yi yüzde 9.7 kayıpla Meksika pesosu ve yüzde 7.7 kayıpla Arjantin pesosu izledi. Aynı dönemde ruble yüzde 1.9, rand ise yüzde 1.8 değer kazandı.

Aralık ayı PPK toplantısının sonuçları 20 Aralık'ta saat 14.00'da açıklanacak.