‘Tek bir fon sistemi ile sadeleşme şart’
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin sadeleşmesi gerektiğini söyleyen Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Emir Alpay, “Tek bir fon sistemine geçilmeli” diye konuştu.
JÜLİDE YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde reform çalışmaları sürüyor. “Yatırım ve emeklilik fon sayısı çok yüksek, Bu karmaşadan başka bir şeye neden olmuyor” diyen Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Emir Alpay, öncelikli olarak sistemin karışıklığından söz ediyor.
Alpay, “Fon sayısı çok fazla. Yatırımcıların limitli olduğu bir piyasada kafa karıştırıcı. Bunların ABD’deki gibi sadeleşmesi gerekiyor. Katılımcı olarak önünüze 300 fon gelse işin içinden çıkmakta zorlanırsınız. Tek bir fon sistemine geçilmeli” diye konuştu.
BES’in mimarisinin yeniden yapılandırılmasına yönelik öneride bulunan Türkiye Sermaye Piyasası Birliği, fon kurma yetkisinin portföy yönetim şirketlerine verilmesi, emeklilik şirketlerinin ise sadece müşteri bulma ve yatırımcıyı yönlendirme yetkisine sahip olmasına yönelik bir model üzerinde duruyor. Birliğin söz konusu önerisine sıcak baktıklarını ifade eden Alpay, şunları söyledi: “Zaten kafa karıştırıcı çoğunlukta fon var. Seçici bir mekanizmaya ihtiyaç duyuluyor. Bu seçimin emeklilik şirketleri tarafından yapılması önemli çünkü kendi müşterilerini onlar tanıyor. Müşterinin neye ihtiyacı var, ne gibi kaygıları var ne zaman girdi? ne zaman çıktı? gibi bunlar tamamen emeklilik şirketlerinin yönetmesi gereken işler. Bizim yönetmemiz gereken şeyler ise performans. Bu yüzden ben portföy yönetim şirketlerinin fon kurmalarını destekliyorum. Sistemsel gördüğünüz bir riski herkesten önce görüp düzeltiyor olmamız gerekiyor. Düzeltiyoruz da. Biz bunları yatırım fonlarında yapmayı öğrendik. BES’te de yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bizim amacımız strateji yapmak, yeni ürün getirmek olmalı.” Sektör ve şirket ile ilgili DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Emir Alpay’dan satır başları şöyle:
Finansal piyasalar için en iyi zaman
Bu dönemlerde faiz artışı nedeniyle genelde yatırım fonlarından çıkışlar yaşanır. Gerek likite geçme ihtiyacı, gerekse yüksek mevduat faizlerinden faydalanmak isteyen yatırımcıların bir süredir yatırım fonlarından çıktığını gözlemliyoruz. Bunun doğal sonucu olarak da pazar yılbaşından beri yaklaşık 5 milyar TL küçüldü. Yani likit fonlara ve para piyasalarına baktığınız zaman sermaye piyasalarından çıkıp mevduata yönelen bir para akışı var. Bu da normal esasında. Faizlerin arttığı durumlarda böyle çıkışları daha önceden de gördük. Fakat diğer yandan aslında finansal piyasalara yatırım yapmak için en iyi zaman bu çıkışların yaşandığı zamandır. Tabii bu da uzun dönemde piyasada portföy yönetim şirketlerinin karlılığını etkileyecek. Gelecek sene portföy yönetim şirketleri için biraz daha zor zamanlar olacak.
Reel sektörün tahvil ihracı riskli
ÖST’lerde sıkıntılar var. Çünkü sonuçta bunlar teminatsız. Bunlar bir krediye benzer ürünler olduğu için çok ciddi bir fokustan geçmesi gerekir. ÖST’leri geçmişten beri çok kademeli, ince eleyip sık dokuduğumuz bir seçim sürecinden geçiriyoruz. ÖST’ye de genel olarak baktığınız zaman bankacılık ÖST’leri çok fazla. Orada çok daha transparan bir sistemimiz var ve risk daha az. Reel sektöre girdiğiniz zaman risk biraz daha artacaktır. Dediğim gibi bunlar sektör sektör değerlendirilen şeyler.
30 Eylül 2018 itibariyle 34 yatırım fonumuz var. 8,2 milyar TL büyüklüğünde yatırım fonu hacmine sahibiz. Bu fonların para piyasası ve kısa vadeli tahvil bono fonları toplam 2,4 milyar TL. Nitelikli fonlar olarak tanımladığımız valörlü fonların büyüklüğü ise 5,8 milyar TL. Tüm serbest fonlar pazarının büyüklüğüne ulaşamadığımız için onları dışarıda tutarak hesapladığımız nitelikli fon pazar payımız Eylül sonu itibariyle yüzde 33,64. Bir süredir çalıştığımız ve SPK başvurusu için hazır beklediğimiz birkaç fon için doğru piyasa koşullarının oluşmasını bekliyoruz. Bu fonların halka arzına piyasa durumuna göre önümüzdeki dönemde karar verilecek. Diğer yandan birkaç farklı yeni fon stratejisi için de çalışmalarımız devam ediyor.
Varlık alokasyonu ile öneride bulunuyoruz
Yapı Kredi Portföy olarak yıllardır varlık alokasyonu ile fon önerisinde bulunuyoruz. Bu kapsamda da çok uzun zamandır öne çıkardığımız bazı fonlar var. Bunlar yüksek müşteri memnuniyeti ve artan fon hacimleri ile ilginin yoğun olduğu fonlar...Bu fonların başında Eurobond Fonu, Global Teknoloji Hisseleri Fonu, Koç Şirketleri İştirak Fonu geliyor. Ayrıca varlık alokasyonu stratejisi ile 2017 yılında kurduğumuz 1. Fon Sepeti Fonu ve yoğun ilgi görmesi nedeniyle 2018 yılında kurulan 2. Fon Sepeti Fonumuz dikkat çekiyor. Bu iki fon toplamı yoğun talep görerek yaklaşık 1,5 sene gibi kısa bir sürede 800 milyonun üzerinde büyüklüğe ulaştı. Bundan sonraki döneme baktığımızda ise mevcut durumu bir fırsata çevirerek maksimum performansla yatırımcılara ulaşıp varlık alokasyonun önemini anlatmaya devam edeceğiz. Şu anda bir gayrimenkul yatırım fonu planımız var. Onun da halihazırda iznini aldık, bekliyoruz. Doğru zamanda doğru müşteriyi bulduğunuzda yapmalısınız. Ve doğru zamanlama piyasa için en önemli şartlardan biri.
Yükselen faiz ortamında değişken faizli ürünler önemli
2019 yılının dünyada da zor bir yıl olacağını biliyoruz. O yüzden yükselen faiz ortamında daha çok değişken faizli ürünlere önemli bakılması gerekiyor. Eğer devlet tahvili alacaksanız TÜFE endeksli devlet tahvillerini tercih etmeniz müşteri olarak daha önemli. Mevduatların 2019’da da önemini devam ettireceğini düşünüyorum. Doların çok hızlı yükseldiğini, Türk lirasının değer kazanacağını düşünüyorum. Borsa tarafında biraz daha seçici olmamız gerekli. TCMB’nin bundan sonraki aksiyonları önem kazanıyor. TCMB daha önce yaptığı iletişimlerde global faiz hareketlerini de dikkate alarak kendi politikalarını da belirleyeceğini söylemişti. Buna ek olarak YEP’in fiyat istikrarı konusundaki net duruşu piyasalar açısından önemli.