Türk Eximbank ihracatta hedef büyüttü
Türk Eximbank Genel Müdürü Yıldırım, "Geçtiğimiz yıl sonu itibarıyla Türk Eximbank'ın ihracat kredisi ve sigorta desteği Türkiye ihracatının yüzde 23'ü idi. Biz şimdi bu yıl için yüzde 26 hedefi koyduk. Ağustos sonu itibarıyla yüzde 25'e yaklaştık" dedi.
Türkiye İhracat Kredi Bankası AŞ (Türk Eximbank) Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk oldu.
Yıldırım, ihracatta 2017nin iddialı bir yıl olduğunu, rakamların da bunu gösterdiğini belirterek, Türk Eximbank'ın isim olarak banka olsa da, dünyada bilinen versiyonuyla ihracat kredi destek kuruluşu olduğunu söyledi.
Dünyadaki exim'lerin ihracatı içeriden veya dışarıdan bir boyutuyla desteklediğini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Biz her boyutuyla ihracatı destekliyoruz. İçeriden kredi, sigorta, bundan sonra uygulamalarını başlatacağımız garanti uygulamaları... Yurt dışında alıcı kredileri, başka ülkelerin kamu kurum ve kuruluşlarının projelerini finanse etmek gibi ihracatı içeriden ve dışarıdan destekleyerek her şeyi bir arada yapan bir exim kuruluşuyuz. Türk Eximbank, ihracatçılarımız için vazgeçilmez bir kuruluş. Bize ulaşamayan ihracatçılarımız var. Türkiye'de 70 bine yakın ihracatçı var. Bir de döviz kazandırıcı faaliyetler, yurt dışı müteahhitlik projeleri dediğimiz zaman Türkiye'de, benim tahminin, Türk Eximbank'ın çalışabileceği 100 bin civarında şirketler portföyü var. Biz bunlardan kabaca 8 bin 800'ü ile çalışıyoruz. Benim göreve başladığım 2016 Kasım sonu itibarıyla yüzde 14 artırdık. Sadece teminat mektubu ile çalışan Türk Eximbank'ı banka teminat mektuplarının dışında da çalışabilir hale dönüştürdük. Biz artık ihracatçılarımızı gidip bulup, Eximbank'ı onlarla çalıştırır hale getirdik. Uluslararası ilişkilerimizi de pekiştiyoruz."
İhracatçıya verdikleri desteği bir önceki yıla göre artırmalarının önemine işaret eden Yıldırım, "Türk Eximbank'ın 2017 yılının ilk 8 ayında ihracatçılara sunduğu toplam finansman desteği geçen yıla göre yüzde 18 artarak 21,7 milyar dolardan 25,5 milyar dolara yükseldi. Türk lirası bazında ise yüzde 39'luk artış sağladık. Bu anlamda sınavımızı başarıyla verdiğimizi söyleyebilirim. Bu desteğin 16,1 milyar doları nakdi kredi, 9,4 milyar doları ise alacak sigortası olarak sağlanmıştır. Geçtiğimiz yıl sonu itibarıyla Türk Eximbank'ın ihracat kredisi ve sigorta desteği Türkiye ihracatının yüzde 23'ü idi. Biz şimdi bu yıl için yüzde 26 hedefi koyduk. Ağustos sonu itibarıyla yüzde 25'e yaklaştık." şeklinde konuştu.
"2018 ve izleyen yıllardaki hedefimiz Güney Kore'yi geçmek"
Yıldırım, yıl sonuna kadar ihracatçıya 39,8 milyar dolar finansman desteği hedefi koyduklarını anımsatarak, "Bakanımız onu 40 milyar dolar olarak düzledi. Biz de inşallah onu mahcup etmeyeceğiz. 2018 ve devamı için verilen hedef, Türk Eximbank'ın dünyada ihracatçısına en fazla destek veren kuruluş olması. Bugün itibarıyla en fazla destek veren Güney Kore exim kuruluşları. Onların yüzde 28'e yakın destek profili var. 2018 ve izleyen yıllardaki hedefimiz Güney Kore'yi geçerek dünyada ihracatçısına en fazla destek olan exim kuruluşu olmaktır. Bunun yanı sıra işin bürokrasisini kolaylaştırmak, bir de maliyetleri düşürmek..." ifadelerini kullandı.
Türk Eximbank'ın ihracat kredi destek kuruluşu olduğunu, karlılığı öne çıkarmadıklarını vurgulayan Yıldırım, Hazine'nin verdiği öz kaynağı korumalarının kendileri için yeterli olduğunu söyledi.
Yıldırım, bu yıl yurt dışından sağladıkları maliyet avantajını kredi faizlerine yansıttıklarını, faiz oranlarını düşürdüklerini belirterek, "KOBİ'ler Türkiye için önemli. İhracatçı profilimizde yüzde 55 KOBİ ile çalışıyoruz ama toplam rakamların içinde KOBİ'lerin bizden sağladığı finansman daha düşük. Bunu artırmak için uygun maliyetli özel bir Türk lirası kaynağımızı tamamen KOBİ'lere kullandırıyoruz." diye konuştu.
Türk Eximbank'a ve Türkiye ekonomisine ilgi var
Türkiye İhracat Kredi Bankası AŞ (Türk Eximbank) Genel Müdürü Adnan Yıldırım, yurt dışından kaynak temin ederken dünyanın her yerinde Türk Eximbank'a ve Türkiye ekonomisine yönelik son derece olumlu algı ve ilgi gördüklerini söyledi.
Katma değeri yüksek teknoloji ihraç eden veya yeni pazarlara yönelen şirketlere reeskont programlarında ayrıcalık bulunduğunu bildiren Yıldırım, bu tür firmalarla daha çok çalışacaklarını bildirdi.
Yıldırım, "Reeskont kaynağının kullanımında ileri teknoloji üreten şirketlerin vade yapısı biraz daha uzun. Diğer alanlarda 8 aya kadar vade uyguluyorken, yüksek teknoloji alanında bunu bir yıla kadar uzatıyoruz ve faiz olarak da libor/euribor + 0,75 gibi son derece uygun bir maliyet yapısı var." ifadelerini kullandı.
Türk Eximbank'ın kullandırdığı kredilerin sektörel dağılımının, ihracatın sektörel dağılımına yakın olduğunu belirten Yıldırım, Eximbank'ta ödenmeyen kredilerin Türk bankacılık sisteminin 10'da 1'i kadar olduğunu, oluşturdukları yeni yapıda bu oranın mümkünse sıfır olması için çaba gösterdiklerini kaydetti.
"Maliyetlerimizdeki düşüşü ihracatçılarımıza yansıttık"
Adnan Yıldırım, bu yıl içerisinde İngiltere, Belçika ve Japonya'nın ihracat kredi kuruluşlarıyla önemli anlaşmalar yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Yılın kalan bölümünde de Güney Kore, Fransa ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu ülkelerin ilgili kuruluşlarıyla 3-4 anlaşma yapmayı hedefledik. Önümüzdeki yıllarda bunların sayısını artıracağız. Bu anlaşmalarla, sağladığımız kredilerin içeriğini de genişletiyoruz. Bu anlaşmaların kağıt üzerinde kalmasını istemiyoruz. DEİK iş konseylerinin iki tarafı olan Türk ve ilgili ülke şirketlerini bir araya getirecek organizasyonlar planlayacağız."
Yıldırım, yurt dışından kaynak temin ederken dünyanın her yerinde Türk Eximbank'a ve Türkiye ekonomisine yönelik son derece olumlu algı ve ilgi gördüklerini söyledi.
En son ağustos ayında Londra'da tamamladıkları başarılı sendikasyonda da beklentilerin üzerinde bir ilgi yaşadıklarını ifade eden Yıldırım, "Ayrıca, maliyet yapılarında da düşüş oldu. Maliyetlerimizdeki düşüşü hızlı bir şekilde ihracatçılarımıza yansıtmak için faizleri indirme kararımızı da bunun üzerine verdik." diye konuştu.
Yıldırım, eurobond ihraç sürecinin de tamamlanma aşamasında olduğunu bildirdi.
Kararını aldıkları sukuk ihracı süreciyle ilgili işlemlerin de devam ettiğini ve bu yılın son çeyreğinde bunu tamamlayacaklarını belirten Yıldırım, "Şu andaki planlamamız 500 milyon dolar. Ama sendikasyonlara çıkarken de genellikle hedeflediğimizin üzerinde olumlu sonuçlarla karşılaşıyoruz. Bunun ne kadar olacağını da ayrıca görmek gerekir." şeklinde konuştu.
"13 ülke ile barter modeli uygulayacağız"
Türk Eximbank Genel Müdürü Yıldırım, barter modeliyle ihracata ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, bu modeli en fazla uygulayan ülkenin Çin olduğunu söyledi.
Diğer ülkelerin de barter modelini belirli bir düzeyde uyguladığını, farklı uygulama teknikleri bulunduğunu anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Biz de sayın bakanımızın verdiği talimat üzerine kendimize uygun yeni bir barter modeli üzerinde çalışmayı başlattık. Yeni bir uygulama olacağı için pilot uygulamalar veya proje bazında başlatacağız. 13 ülke için bu çalışmaları yapıyoruz. Bir sonraki hafta da hafta sonu çalışmalarıyla bu konudaki hazırlıklarımızı Türk Eximbank olarak bitireceğiz. Son çalışmalarımızın geldiği aşamayı sayın bakanımıza da arz edip bizim planlamamıza göre, kasım ve aralık itibarıyla 13 ülkeden bazılarıyla bu modelle ticaretin başlamasına aracılık edeceğiz."
Barter modeliyle ihracat için pilot çalışma yaptıkları ülkelerden 8'inin Afrika, 5'inin de Orta Asya olduğunu belirten Yıldırım, bu ülkeleri Gana, Gine, Sudan, Kenya, Kongo, Ruanda, Tanzanya, Ekvator Ginesi, Senegal, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Moğolistan şeklinde sıraladı.
Söz konusu 13 ülke haricinde Gürcistan gibi komşu ülkelerden de bu çalışmanın yapılmasını isteyenler olduğunu aktaran Yıldırım, "Onların durumunu henüz bilmiyoruz ama bu 13 ülke için ayrı ayrı 'Ne alınabilir, ne satılabilir, bu ülkeye ne tür projeler yapılabilir?' çalışması yapıyoruz. Her ülke için değişen bir profil... Sektörel açısından bakıldığında ise Afrika dediğimiz zaman doğal kaynakları, maden, petrol ve gaz gibi alanlar var ve bunun dışında tarım ve orman alanları ve ürünleri var. Bunlar öne çıkan alanlar... Zaten o ülkelerin de kendilerini bu alanlarda geliştirmek istediğini görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, Afrika ve Orta Asya'da yapılanların yanı sıra yapılabilecek çok fazla iş olduğunu vurgulayarak, şu görüşleri dile getirdi:
"Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin öncülüğünde Afrika ile kazan-kazana dayalı bir stratejimiz var. Bu ülkelerle olan ilişkilerimizde kazan-kazanı gözeterek iş yapmaya özen gösteriyoruz. Zaten o ülkeler için Türk şirketlerimizin yaptığı projeler de hem maliyet hem kalite bakımından son derece iyi. Biz hem Türkiye ihracatının artırılması hem oralarda projelerin artırılması hem de daha kalıcı ilişkiler için, Afrika'nın bizim kalıcı pazarımız haline gelebilmesi için bu modeli devreye sokmak istiyoruz. Buralarda destinasyon ve sayı bakımından Türk Hava Yolları ilk sırada. Büyükelçiliklerimiz ve ticaret müşavirliklerimizin sayısı giderek artıyor ve çaba içerisinde... Diğer kamu kurum ve kuruluşlarımız da çaba içerisinde. Bu açıdan biz de o bölgede bu çabayı kasım ayından başlamak üzere önümüzdeki aylarda daha çok göstereceğiz."
"Barter modeli ihracat ve yurt dışı projelerde önemli artış sağlayacak"
Adnan Yıldırım, barter modelinin Türkiye'nin ihracatı ile yurt dışı projelerinde önemli bir artış sağlayacağını düşündüğünü dile getirerek, Çin'in Afrika ile ticaretinin yaklaşık yüzde 80'ini bu yolla yaptığını söyledi.
Türk Eximbank'ın Etiyopya'daki Awash-Weldie demir yolu projesinin bitmiş durumda olduğunu bildiren Yıldırım, şunları kaydetti:
"Orada biz finansmanda öncü durumdayız. Biz varsak diğer exim kuruluşları, diğer banka veya kuruluşlar da işin içinde olabiliyor. Oradaki proje bu anlamda tamamlanmış durumda. Etiyopya'dan sonra aynı şirketin Tanzanya'da da demir yolu projesinin bir ve ikinci aşamalarını yapacak. Tanzanya'da kendi imkanlarıyla birinci aşamayı finanse ediyor. Cumhurbaşkanımızın Tanzanya, Madagaskar ve Mozambik ziyaretindeki çalışmalarımızda, kendisinin talimatıyla Tanzanya'daki demir yolu projesinin ikinci aşamasında Türk Eximbank olarak bulunacağız. Bu çalışmaları şu anda yürütüyoruz. Bu da Etiyopya projesi kadar iddialı bir proje olacak. Onun dışında da Senegal, Kenya, Sudan, Gana gibi 7-8 ülkede devam eden projelerimiz var. Projeler yağıyor, çok fazla proje var. Onun için bu emtia bazlı proje çalışmalarımızı öne aldık. Çünkü şirketlerimiz her gün bir Afrika ülkesi ile ilgili proje getiriyor. Biz de bunları hemen finanse etmeyi arzu ederiz ama işte, mevcut parasal imkanlarımızı emtia bazlı modelle birleştirip daha çok projeyi yapılabilir hale gelmek istiyoruz.
Bana gelen şirket yöneticilerimize de şunu söylüyorum; 'Gidin proje yapmak istediğiniz ülkede kalıcı ticaret için nasıl bir kanal açarsınız? Emtia bazlı ticaret için o ülkenin hangi kaynağı, sektörü, alanı, ürünü karşılığı olur?' Bu modeli böyle çalıştırabiliriz. 'Siz de bunu yapın ki Türkiye için, Türkiye'nin dış ticaret, ihracat ve yurt dışındaki projeleri için daha fazla ve kalıcı şeyler yapalım.' Bunu yaparsak daha kalıcı bir ticari ilişki oluşturabiliriz. Orada emtia bazlı modelle daha kalıcı ve gelecek yıllar için daha büyük ticaretin önünü açmış olacağız. Bu modelin böyle de bir anlamlı tarafı olacak inşallah."