'Bahar' sonrası Libya ekonomisi
Ahmet COŞKUNAYDIN
[email protected]
Libya, sadece ülkemiz için değil komşuları ve diğer dünya ülkeleri için de önemli. Libya'nın önemi ürettiği ve sattığı petrol ve buradan elde ettiği gelirden kaynaklanıyor. Dış ticaretinde Türkiye'nin de büyük önem taşıdığı Libya'dan Muammer Kaddafi sonrası pek iç açıcı haberler gelmiyor.
Kaddafi sonrası beklenen 'Bahar Demokrasisi' henüz ülke sınırlarından girmedi. Bu, orada yaşananların siyasi boyutu. Bizleri ve dış dünyayı birinci planda ilgilendiren ise ülkenin şu sıralar içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz.
Libya 1950'li yıllara kadar dünyada en fakir ülkeler arasında yer alıyordu. Bu fakir Kuzey Afrika ülkesi, 60 ve 70'li yıllarda ise tam bir petrol mucizesi yaşamaya başladı. Yüzölçümü 1 milyon 800 bin kilometrekareye varan ülkenin nerdeyse yüzde 90'ı çöllerden oluşuyor. Ekilebilir arazi çok az. Burada yetiştirilen ürünler günümüzde nüfusu 7 milyona yaklaşan halka yetişmiyor. Libya gıda maddelerinin yüzde 75'e varan miktarını dış ülkelerden satın almak zorunda. Bunu ise ihraç ettiği petrolden elde ettiği gelirle sağlıyor.
İçinde bulunduğumuz günlerde bu ülkenin ana sorunu da bu noktada düğümleniyor. Libya'da petrol üretimi nerdeyse durma noktasında.
Yakın zamana kadar günde 1 milyon 260 bin varil olan üretim şimdi 250 bin varile inmiş bulunuyor.
Üretim düşüşünde, petrol sahalarının başkaldırıcılar, Kaddafi taraftarları, bugünkü yönetimi devirmek isteyenler ve aldıkları ücretlerin artırılmasını isteyen işçiler tarafından işgal edilmesi büyük rol oynuyor. Hükümet bu sahalara hakim olamıyor. İşte bu nedenle de ihracatının yüzde 96'lık bölümünü petrolden sağlayan Libya’da ufukta ciddi bir döviz ve ardından da ekonomik sıkıntı olması kaçınılmaz görünüyor.
Ülkemiz yatırımcıları içinde önemli bir hedef olan Libya, bu nedenle, içinde bulunduğu çıkmazdan çıkış yolunu bulamıyor. Zaten milli bir üretime ve ekonomiye sahip olmayan bu ülkede, nüfus artış hızı yüzde 2'lerde ve işsizlik ise yüzde 30'lar civarında seyrediyor. Petrol tek umudu olan bu ekonomi, yaşadığı çıkmazdan kurtuluş için kendi içinde bir mucize yaşamak zorunda, yoksa daha kötü günler yaşaması nerdeyse kaçınılmaz kader gibi...
Kaldı ki, petrol rezervlerinin içinde bulunduğumuz yüzyılın ilk 50 yılında tükeneceği varsayılan bu ülkede, uzun vadede zaten yeterince sorunu olacak. Tabii ki şimdiden önlem alınmazsa...