'Cemaat kaybeden taraf olmuştur'

'Cemaat artık cemaat olmaktan çıktı' diyen Başbakan Yardımcısı İşler, cemaati dershane olayından sonra tamamen bir siyasi parti gibi davranmakla eleştirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "4 ay önceki Türkiye kamuoyundaki cemaat algısı ile bugünkü cemaat algısı arasında dünya kadar fark var ve maalesef kaybeden taraf olmuştur" ifadesini kullandı.

İşler, katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

"Cemaatin parti kurup kurmayacağı" konusundaki bir soruyu yanıtlayan İşler şunları kaydetti:

"Benim kanaatim, keşke parti kursalar, siyasi hayata geçseler. Çünkü cemaat artık cemaat olmaktan çıktı. Son zamanlarda, bu dershane olayından sonra tamamen bir siyasi parti gibi davranıyor, bir güç odağı şeklinde davranıyor. Dolayısıyla o zaman siz siyaset yapacaksanız, bunu cemaat şemsiyesi altında, hizmet hareketi vs. altında değil de o zaman bir siyasi parti ismi altında yapın. O zaman bu siyasi partiyi kurun. Ama şahsi kanaatim, parti kurmaya cesaret edemeyecekleri yönünde. Bir takım diğer partilerle dirsek temasında bulunarak bu şekilde siyasi emellerini gerçekleştirme gayretinde olacaklarını düşünüyorum"

Cemaate hizmet eden, saygı duydukları on binlerce insan olduğunu belirten İşler, bu kişilerin bugüne kadar vefakar, cefakar ve halisane şekilde çalıştıklarını bildirdi. İşler, "Bu güzel insanların güzel imajının arkasına sığınarak böyle kirli işlerin yapılması kabul edilebilir bir durum değildir. Hem o insanlardan hem de milletimizden özür dilenmeli" diye konuştu.

Yargılama tutuksuz devam edecek

Eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın tahliye edilmesiyle ilgili soru üzerine İşler, bunun bir yargı kararı olduğunu, saygı duyduklarını ve yargılamasının tutuksuz devam edeceğini düşündüğünü söyledi.

Operasyonlarda esas hedef Cumhurbaşkanlığı seçimleri

"Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar siyasetin daha da sertleşeceği yönündeki yorumları paylaşıyor musunuz?" sorusu üzerine İşler, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının esas hedefinin Cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu ifade etti.

İlk defa cumhurbaşkanını doğrudan milletin seçeceğini anımsatan İşler, "Milletin seçeceği cumhurbaşkanını şimdiden manipülasyon etmeye başladılar, seçtirmek istemiyorlar, bunun kritik eşiği de 30 Mart. '30 Mart seçimlerinde AK Parti gerilerse, kaybederse o zaman adayının cumhurbaşkanlığına çıkışını engelleyebiliriz' hevesindeler ama başaramayacaklar" dedi.

AK Parti'nin tüm kamuoyu yoklamalarında yüzde 45-50 bandı arasında seyrettiğini anlatan İşler, önceki yerel seçimde ülke genelinde yüzde 38,5 olan oy oranının üzerine, en az 8-10 puan koyacaklarını düşündüğünü kaydetti.

Almanya'da 7 bölgede oy kullanılabilecek

İşler, "Yurt dışında kullanılan oyların güvenliği nasıl sağlanacak" sorusu üzerine, en çok Türk vatandaşının yaşadığı Almanya'da bir milyonun üzerinde kişinin oy kullanacağını hatırlattı.

Alman makamlarıyla bu konunun görüşüldüğünü, güvenlik hassasiyetinden dolayı 7 bölgede oy kullanılması kararı verildiğini dile getiren İşler, en uzaktaki vatandaşın, bu bölgelere 2 saat içinde gelebileceğini kaydetti.

İşler, "Seçim günü sandık başında provokasyonların yaşanabileceğine dair haberler çıktığına" ilişkin soruyu da, "Son yaşanan olaylardan sonra bir takım provokasyon olabilir şeklinde kamuoyunda beklenti var. Ama biz hükümet olarak gerekli tedbirleri alıyoruz, alacağız. Seçim sonuçlarıyla ilgili de manipülasyon yapılmasını kesinlikle önleyeceğiz" diye yanıtladı

'Kılıçdaroğlu çıtayı düşürdü'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ve oğlu Barış Güler arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarını dinletmesi ve kayıtların içeriğine ilişkin soru üzerine İşler, "Özellikle Meclis çatısı altında bir genel başkanın bu kadar çıtayı düşürmesi son derece yanlış" dedi. İşler, süren bir dava olduğunu ve soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiğini kaydetti. İşler, Kılıçdaroğlu'nun bunu parlamento çatısı altında yapmasının nedeninin dokunulmazlık olduğunu ileri sürdü.

'AK Parti dava açmaz, şahıs açabilir'

AK Parti'nin bu konuda dava açıp açmayacağı yönündeki soru üzerine İşler, "O konuda bilgim yok ama olsa olsa ilgili şahıs kendisi açabilir herhalde, parti niye açsın? Parti olarak zannetmiyorum" dedi.

Meclis'te 15 bin fezleke var

Başbakan Yardımcısı İşler, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun kendisiyle ilgili fezlekeye yönelik, "Başım üstüne ancak bakanlarla ilgili fezleke niye gelmiyor?" şeklinde konuştuğunun ifade edilmesine karşılık, fezlekelerin hemen akşamdan sabaha Meclis'e gelmediğini, Meclis'de bin 15 fezleke bulunduğunu söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bir yıl önce yaptığı konuşmadan dolayı fezlekenin yeni geldiğini ifade eden İşler, "Bakanlar hakkında fezleke gönderilmesi olayı zaten yanlış bir uygulama. Adalet Bakanlığının bu konuda genelgesi var, Anayasanın amir hükmü var, Meclis içtüzüğünün 107. maddesi var. Bunlara baktığınız zaman bakanlarla ilgili Adalet Bakanlığına fezleke gönderilmesi yanlış. İddia varsa Meclis'te soruşturma açılır ve yüce divana giderler" ifadesini kullandı.

'Eline fırsat geçse diktanın alasını yapacak'

Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında kendisine itiraz eden partiliye yaptığı davranışın, ne kadar tahammülsüz olduğunu gösterdiğini savunan İşler, "Kendileri tahammülsüz, ellerine fırsat geçse diktanın alasını yapacaklar. Bizi de kendileri gibi görüyorlar ama yanlış, biz böyle değiliz. Biz kesinlikle yasaklarla mücadele ettik. Sansüre karşıyız" görüşünü aktardı.

'Batıda başbakana manşetten hakaret yaptırmazlar'

Gazetelerin yarısından fazlasının manşetten AK Parti'yi, hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ı eleştirdiğini, hakarete varan üsluplar kullanıldığını dile getiren İşler, "Dolayısıyla sansür uygulanması veya yasakçı durum söz konusu değildir. Bizdeki özgürlük inanın dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Hiçbir batı ülkesinde bu şekilde hükümet başkanlarına, devlet başkanlarına, bakanlara birinci sayfadan, manşetten, sürmanşetten hakaret yapamazsınız, yaptırmazlar" dedi.

HSYK düzenlemesiyle ilgili soru üzerine İşler, konuyu anayasal düzlemde çözmek için attıkları adımların karşılıksız kaldığını, bu nedenle Kanun'un verdiği yetkiyle Meclis'te yasayı değiştirerek bu düzenlemeyi yapma gayreti içinde olduklarını belirtti.

İşler, "Geçen sürede şunu gördük: HSYK, son iki toplantısında toplanamadı. HSYK üyeleri bir anda hepsi birden hasta oluyor, rapor alıyor belli sayıda insanlar. Toplantı yeter sayısına ulaşamadığı için de HSYK toplanamıyor ve bu HSYK, şu an felç durumda. Dolayısıyla son yaşanan olaylarda bizim hemen konunun üzerine acilen gitmemizi gerektirdi. Buna binaen bugün genel kurula saat 14.00'te gelecek ve inşallah ilgili kanunu, ilgili maddeleri yasallaştıracağız. Biz yasayı yapmakla yükümlüyüz. İktidar partisi olarak Bu konuda kararlıyız. Yasayı inşallah en kısa zamanda, bugün yarın tamamlayıp Cumhurbaşkanının onayına göndereceğiz" diye konuştu.

'Başbakan'ın oğlunun davacı olması, hak arayışıdır'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi oğlu ve bazı eski bakan çocuklarının haklarındaki davalarla ilgili savcılara dava açacaklarını belirtmesinin, muhalefet tarafından savcılara gözdağı olarak değerlendirildiğinin aktarılması üzerine İşler, "Bir insan kişilik haklarının ihlal edildiğini, saldırıya uğradığını, mağdur edildiğini düşünürse, ki düşünüyor insanlar, bunu hukuk çerçevesinde aramasını gözdağı olarak yorumlamak nasıl izah edilebilir. Bu bir hak arayışıdır" dedi.

Ergenekon ve Balyoz davalarında yargıyı, hukuk sistemini eleştiren Kılıçdaroğlu'nun bugün aynı yargıya "dört elle sarıldığını" ifade eden İşler, "Burada da çifte standart var. Bir takım AK Parti ve hükümete karşı yapılan operasyonlar neticesinde yargıyı baş tacı etti. Dün eleştirdiği yargıyı bugün Kılıçdaroğlu baş tacı etti. İşte seviyesizlik ve ilkesizlik burada değil mi?" görüşünü savundu.

"Başbakanımız kararından dönmez"

"AK Parti'de üç dönemden fazla milletvekili olmama yasağının değiştirilebileceği" iddialarının sorulması üzerine İşler, konunun uzun zamandır tartışıldığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da defaatle açıklamalar yaparak bunu reddettiğini söyledi.

Bir takım odakların bunu sürekli gündeme getirdiğini dile getiren İşler, "Tayyip Erdoğan'ı, Tayyip Erdoğan yapan sözünün arkasında durmasıdır. Sayın Başbakanımız söylemişse kesinlikle bunu uygulayacaktır, bu konuda kesinlikle taviz vermeyecektir. Sayın Başbakanımızı çok iyi tanıyorum. Bu karardan bir dönüş söz konusu değil. Sayın Başbakanımız bu işin başında olduğu sürece kararından vazgeçmez. Ondan sonra ilerde ne tür gelişmeler olur onu bilemem ama partimizin de bu ilkeden taviz vereceği kanaatinde değilim" diye konuştu.