'Ergenekon'a yayın izni verilmedi
Davanın 8. duruşmasında, bazı sanıklar ile avukatlarının talep ve beyanları dinlendi
İSTANBUL - İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesindeki salonda görülen davanın duruşmasında, 1344. sayfasına gelinen iddianamenin okunmasına ara verilmesinin ardından bir kısım sanıklar ile avukatlarının mazeret ve talepleri alındı.
Söz alarak, sanıkların sorgularının yapılacağı duruşmaya yaklaşıldığını belirten tutuklu sanıklardan Nusret Senem, sanıklar aleyhine kamuoyunda yaklaşık 17 aydır karalama kampanyası yürütüldüğünü ve bilgi kirliliği yaratıldığını savundu.
Soruşturmayı yürüten makamın, bilgi kirliliği yaratan basına bilgi verdiğinin iddia edildiğini dile getiren Senem, bu konuda yazılmış 3-4 kitap olduğuna ve bu kitaplardaki bilgilerin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığından alındığı yönünde iddialar bulunduğuna işaret etti. Senem, "Daha iddianame ortaya çıkmadan, örneğin benimle ilgili bütün iddialar aynen yayınlanmıştır" dedi.
CMK'nın 183. maddesinin, duruşma salonu, hatta adliyelere görüntü ve ses kaydeden aletlerin alınmayacağını hükme bağladığını hatırlatan Senem, bu hükmün sanıkları korumak için konulduğunu ifade etti.
Senem, aleyhlerinde büyük bir kampanya yürütüldüğünü tekrarlayarak, "Bizim söylediklerimizin kamuoyuna yansımasını, bütün konuşmalarımızın kamuoyuna yansımasını istiyoruz" dedi.
Tüm basının salona alınması mümkün olmasa dahi, TRT'nin bir kanalının bu görüntüleri hiç olmazsa sorgu süresi boyunca yayınlayabileceğini ifade eden Senem, istememeleri halinde mahkeme heyetinin görüntülerinin yansıtılmayabileceğini söyledi.
Oktay Yıldırım, dün bazı devlet büyüklerinin bu davayla ilgili beyanlarının dava dosyasına eklenmesini talep ettiğini ve bu talebinin reddedildiğini hatırlattı. Yıldırım, medyadaki bazı yayınların da dosyaya eklenmesini talep ettiğini, ancak bunun da reddedildiğini anlattı.
Yıldırım, "Dün Hakkari'de bu devletin Başbakanı, 'Eğer sen, kepenk kapatıp ortalığı yangın yerine çevirirsen vatandaş kendini korumak zorunda kalır' dedi. Bu söz, bizim üzerimize atılı suçların bir kısmını kapsamaktadır" şeklinde konuştu.
Kerinçsiz: Soruşturmanın ucu açık
Kemal Kerinçsiz, ismini söylediği 9 No'lu gizli tanığın ifade tutanağının dosyada olmadığını anlatarak, bunun dosyaya konulması halinde savunma hakkını daha rahat kullanabileceklerini belirtti.
Ümraniye'deki el bombalarına el koyma kararının da dosyada olmadığını söyleyen Kerinçsiz, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Diğer soruşturmanın devam etmesinin, şu andaki kovuşturmayı etkileyeceğini söyleyen Kerinçsiz, "Diğer davaların da açılıp birleştirilmesiyle sonu gelmeyen iddianame okumaları ve sorgulamalarla karşı karşıya kalacağız. Ucu açık soruşturma ile adil yargılama söz konusu olmayacaktır" dedi.
Soruşturmanın, sürekli delil toplanmasıyla devam ettiğini dile getiren Kerinçsiz, teorik olarak tutukluluğun sona erdirilmesi imkanının, bu şekliyle, soruşturmanın ucu açık olduğu için bulunmadığını kaydetti.
Kerinçsiz, "Ülke, AK Parti iktidarınca polis devletine dönüştürülmüştür. Sorun, politize olmuş bir soruşturmanın olduğu gibi kovuşturmaya nakledilmesinden kaynaklanmıştır" dedi.
Tutukluluk hallerinin sonlandırılması için sorgunun beklenmemesini isteyen Kerinçsiz, 30'un üzerindeki, hatta tamamına yakın tutuklu sanığın serbest bırakılabileceği kanaatinde olduğunu dile getirdi.
Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, bu konuda, avukatların bir kısmının daha az yüzde verdiğini söyledi. Kerinçsiz de bunun kişisel kanaati olduğunu ifade etti.
Bu arada, daha önce verilen ara karar gereği, duruşmaya verilen arada LCD ekrana görüntü yansıtılmadı.
Avukat beyanları
Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün avukatı ve kızı Zeynep Küçük, tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz'in 9 No'lu gizli tanık konusundaki taleplerine katıldığını belirterek, "Dilovası" adlı gizli tanığın da ifade tutanağının dosyada bulunmadığını bildirdi.
Söz konusu gizli tanığa ilişkin dosyada ek ifade tutanağı bulunduğunu dile getiren Küçük, bu tanığın gerçek ifadesini temin etmek istediklerini anlatarak, bunun savunmaları açısından önemli olduğunu söyledi.
Mehmet Zekeriya Öztürk'ün avukatı Yaşar Ağsu, müvekkilinin telefon görüşmelerinin netleştirilmesini istediğini, örneğin Küçük ile 30 görüşmesi olduğundan bahsedildiğini, ancak müvekkilinin bu kişiyle bu kadar görüşmediklerini anlattığını ifade etti.
İddianamede bazı derneklerden bahsedilerek, bu derneklerin kaos ortamı yaratma amaçlı eylemleri olduğunun kaydedildiğini dile getiren Ağsu, bu derneklerin kaos sayılabilecek hangi eylemi yaptıklarının açıklanmasını istedi.
Nusret Senem'in avukatı Hüseyin Gökçe Aslan da bütün soruşturma aşamasında müvekkili ve diğer şüpheliler hakkında basında gerçeği yansıtmayan haberler çıktığını savunarak, yapılan yayınlar sonucunda toplumun büyük bir kesiminde, davanın sanıklarının Ergenekon terör örgütünü kurdukları yönünde kanaat oluştuğunu söyledi.
Bugüne kadar yapılan yayınlar dikkate alındığında müvekkilinin savunmalarının da toplumca bilinmesi gerektiğini kaydeden Aslan, "Biz müvekkilimizin mahkemeyle birlikte toplum karşısında da aklanmasını istiyoruz. Müvekkilimin savunmalarının bir televizyon kanalından canlı olarak yayınlanmasını talep ediyoruz" dedi.
Tutuklu sanıklardan Vedat Yenerer, telefon görüşmelerinin iddianameye abartılı olarak yansıtıldığını düşündüğünü belirterek, kullandığı telefon hattının GSM operatöründen kiminle görüştüğünün, kimin aradığının, kaç cevapsız arama olduğunun sorulmasını istedi.
Tutuklu sanık Halil Behiç Gürcihan, "soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün soruşturma sırasında bilgi sızdırdığını ispatlamak açısından, savcının 4 gazeteciyle yaptığı telefon görüşmelerinin kayıtlarının istenmesini" talep etti.
Savcı görüşü
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Gürcihan'ın bu talebinin davayla ilgili olmadığından reddine karar verilmesini istedi.
Vedat Yenerer'in talebinin kabulünü isteyen Pekgüzel, Hayrettin Ertekin'in dosyaya gönderdiği dilekçesinde talebi olmadığı halde psikolojik muayeneden geçirilmek istendiğini bildirdiğini hatırlatarak, bu durumun sorulmasını talep etti.
Savcı Pekgüzel, sanıkların savunmalarının canlı yayınlanması yönündeki talebin de CMK'nın 183. maddesindeki emredici hüküm karşısında mümkün olmadığını belirterek, reddi isteminde bulundu.
Bu arada, duruşma sırasında fenalaşan ve salondan ayrılan Hayrettin Ertekin'in ambulansla hastaneye götürüldüğü öğrenildi.
Yayın CMK'ya aykırı
Duruşmaya bir süre ara verilmesinin ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ara kararları açıkladı.
Tutuklu sanıklar Hüseyin Görüm ve Oğuz Alparslan Abdülkadir'in, "Kuvayı Milliye 1919 Derneği"ne ait bazı evrak ve belgelerin çalındığından bahisle Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu ileri sürdüklerini belirten Başkan Şengün, şikayet sonucunun ve dilekçede belirtilen defterlerin bulunup bulunmadığının ilgili Cumhuriyet Başsavcılığından sorulmasına karar verildiğini bildirdi.
Başkan Şengün, bazı sanık ve avukatlarının, yargılamanın televizyondan yayınlanması yönündeki taleplerinin, "adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli ve görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz" hükmünü içeren CMK'nın 183. maddesi uyarınca reddedildiğine karar verildiğini kaydetti.
Mahkeme heyeti, iddianamede adı geçen 9 No'lu gizli tanığın ana ifade örneğinin, var ise çıkarılarak sanıklar Kemal Kerinçsiz ve Veli Küçük'ün avukatına verilmesini de hükme bağladı.
Gizli tanık "Dilovası"nın tüm beyanlarının da Küçük'ün avukatına verilmesine karar verildiğini ifade eden Şengün, sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün iddianamede katıldığı belirtilen toplantı, yürüyüş ve basın açıklamalarıyla ilgili o tarihlerde herhangi bir yasal işlem yapılıp yapılmadığının İstanbul Emniyet Müdürlüğünden sorulmasının kararlaştırıldığını kaydetti.
Başkan Şengün, Vedat Yenerer'in cep telefonuyla yaptığı görüşmelere ilişkin talebinin de kabul edildiğini belirterek, başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay ile başka suçtan hükümlü Sedat Peker'in duruşmada hazır edilmeleri için yazı yazılmasının hükme bağlandığını bildirdi.
Şengün, diğer bazı taleplerin dosyaya herhangi bir yenilik getirmeyeceğinden reddine karar verildiğini ve tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmedildiğini belirtti.
Başkan Şengün, duruşmanın 6 Kasım Perşembe günü saat 09.30'a bırakıldığını bildirdi.