'Gümüş ülkesi' Arjantin'de neler oluyor?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ahmet COŞKUNAYDIN
[email protected]

Sadece Güney Amerika'nın değil, dünyanın da en zengin ülkelerinden sayılan Arjantin'den iyi haberler gelmiyor. Herkesin askeri darbeler ve ekonomik krizleriyle tanıdığı bu ülke yaklaşık 42 milyon nüfusu ve 2.8 milyon kilometre karelik yüz ölçümüyle, doğal kaynaklar zengini bir ülke aslında. Fakat gelir dağılımının ve sosyal adaletin bir türlü oturtulamadığı gümüş ülkesi Arjantin'de, sosyal huzursuzlukların da ne yazık ki ardı arkası kesilmiyor.

En son 2001 yılında ekonomide yaşadığı krizle adeta uçuruma yuvarlanan bu ülke halen Devlet Başkanı olan Kristina Fernandezin kocası eski başkan Nestor Kirchner'in akılı yönetimiyle krizden çıkmış ve yoksul halk bir derin nefes almıştı. Onun zamansız ölümüyle, Kirchner'in izinden yürüyeceği inancıyla eşi Krstina Fernandez  devlet başkanlığına seçilmiş ve hatta 2011 seçimlerinde de ikinci kez başkanlık koltuğuna oturmuştu. Kristina Fernandez'i halk gözünde büyüten etken, onun kocasının en yakınında ve ona yıllarca başdanışmanlık yapmış olmasıydı. Bu ikinci turunda Kristina Fernandez oyların yüzde 54'ünü almayı başarmıştı. En yakın rakibinin oyları ise yüzde 17 oranında kalmıştı.
    
Ülke içinde bulunduğu ekonomik çıkmazdan kurtulmak için IMF (Uluslararası Para Fonu) ve dış kredi sağlayıcılarına sarılmıştı. Fakat son dönemlerde biriken borç ve faizlerinin vadesi gelmesine karşı ödenememesi üzerine, ülke adeta 'iflas' etmiş olarak değerlendirilmiştir. Bu iflas yaklaşık 13 yılda ikinci kez yaşanan bir talihsizlik olmuş ve halen görevdeki Arjantinli yetkililer, bunun Amerika Birleşik Devletlerinin kasıtlı olarak yaratıldığını iddia etmeye başlamışlardır. Uluslararası finans kuruluşları ve kredi notu değerlendiricileri, çok olumsuz ifadeler kullanmasalar da bu gümüş ülkesi, ciddi bir krizin eşiğine gelmiştir. Vadesi geldiği halde ödenemeyen paranın tutarının 1 milyar 300 milyon dolar olması, krizin boyutunu anlatmaya yeter de artar bile.1980'li yıllarda yaşadığı askeri yönetim sırasında binlerce vatandaşı, cunta tarafından öldürülen, ardından Falkland (Malvinas) adaları nedeniyle İngiltere ile zorlu bir savaş veren Arjantin, bunlara ek olarak da ardı ardına ekonomik krizlerle boğuşmuştu. Fakir yığınların, umutla bekledikleri kurtuluş, Arjantin'e gelmeye bugüne kadar direnmeyi sürdürdü. Son kriz bu umutların belirsiz bir tarihe ertelenmesinin habercisidir belki de kim bilir?...
     
Şimdi gözle uluslararası finans çevrelerinin nasıl bir tavır takınacağına çevrildi... Dünyanın diğer ülkeleri gibi Arjantinliler de beklemede.