'İçişleri Bakanı'nın açıklaması faciadır'

Selahatin Demirtaş,Şırnak'taki fotoğrafla ilgili, "İçişleri Bakanı'nın açıklaması tam bir faciadır" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dicle Haber Ajansı'nı (DİHA) ziyaret eden HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, son dönemde basın mensupları üzerinde ciddi bir baskı olduğunu iddia etti. 

DİHA'nın son 2 ayda 20'den fazla kapatma kararıyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Demirtaş, web sitelerinin her seferinde kapatıldığını, ellerindeki kısıtlı imkanlarla çalıştıklarını savundu.  

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde bir muhabirin kafasına silah dayanarak göz dağı verilmek istendiğini öne süren Demirtaş, "Bütün bunlar kameralara yansıdı. Hükümetten bu konuda ne bir açıklama duyduk, ne Başbakan'dan bir özür duyduk. Medya mensupları bir şekilde kategorilere ayrılıyor. Hükümetin yaptığı her yanlışı örtme telaşı içinde olmayan her gazeteci artık bu ülkede, tırnak içinde düşman statüsünde ele alınıyor" diye konuştu. 

Demirtaş, medyanın bir toplumda özgür olmadığı ve kendisini baskı altında hissettiği durumda bunun sadece basın çalışanları açısından bir engelleme olmadığını, düşüncelerini kamuoyuyla paylaşmak isteyen herkesin ifade özgürlüğünün kısıtlanması anlamı taşıdığını kaydetti. 

DİHA başta olmak üzere son dönemde baskı gören bütün medya mensuplarıyla dayanışma içerisinde olduklarını dile getiren Demirtaş, onlara "geçmiş olsun" dileğinde bulunduklarını aktardı.  

Demirtaş, "birçok televizyonun genel yayın yönetmeninin hükümet üyeleri tarafından telefonla aranarak, HDP'li milletvekillerinin televizyonlara çıkarılmaması konusunda tehdit edildiğini" ileri sürdü.  

Bir soru üzerine Demirtaş, "Hiçbir güvenlik personeline bir gazetecinin kafasına silah dayayıp, ölümle tehdit etme yetkisini yasalarımız vermemiştir. Bunu acaba Silvan'daki cumhuriyet savcısı bilmiyor mu? Biliyor tabii ki fakat belki kendisi de büyük bir siyasi baskı ve basınç hissediyor. Bu siyasi baskıyı ve basıncı ortadan kaldırmadan bu tür vakalarda etkili soruşturma yürütülmesini beklemek saflık olur" dedi. 

Geçici hükümetin, yargı, medya üzerinde oluşturmaya çalıştığı korku ve baskı dalgasıyla her türlü suçu örtebileceğinin düşünüldüğünü savunan Demirtaş, öyle bir gerçeklik olmadığını söyledi.  

Demirtaş, "Re'sen, hiçbir şikayete bağlı olmaksızın soruşturma ve dava açılması gereken bir durumla karşı karşıyayız. Kameralar önünde cereyan etmese, görüntüler yansımasa belki 'Dicle Haber Ajansı muhabiri ve orada bulunan muhabirler devlete iftira atıyor' diye onlar hakkında iftiradan dolayı soruşturma da açılabilirdi" şeklinde konuştu. 

'Amacım, bir provokasyon falan değildi'

Demirtaş, "Bir fotoğraf paylaştınız. Bazı basın mensuplarının bu fotoğrafı açıklama girişimleri oldu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Fotoğrafı, Şırnak'taki halktan aldığım bilgileri teyit edip öyle yayımlamıştım. Fotoğrafın kendisi büyük bir insanlık trajedisi zaten. Amacım, bir provokasyon falan değildi, bir siyasi propaganda da değildi. Gerçekten insanlık orada yerlerde süründü" yanıtını verdi. 

Bazı gazetecileri, bu konudaki yaklaşımları nedeniyle eleştiren Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamasına ilişkin de "tatmin edici olmaktan uzak" ifadesini kullandı.   

Demirtaş, "İçişleri Bakanı'nın açıklaması tam bir faciadır. 'Aman güvenlik güçlerinin moralini bozmayalım' diyor. Sen bir halkın onuruyla, haysiyetiyle oynayacaksın, insanlık onuruyla oynayacaksın... Senin oradaki bütün kaygın '3-5 güvenlik görevlisinin morali bozulmasın' kaygısı mı?" dedi. 

"Türkiye Suriye'de barışın öncü gücü olabilir" 

Başka bir soru üzerine Demirtaş, Suriye'de durumun giderek kötüleşeceğine dair ciddi endişe ve kaygıları bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: 

"Gidişat öyle gösteriyor ki Suriye'deki savaş daha da derinleşecek. Aktörlerin kendisi bizzat sahaya inmeye başladı. Türkiye kendini ciddi şekilde taraf haline getiren bir ülke pozisyonuna düştü. Türkiye Suriye'de olup bitenlere tabii ki alakasız kalamaz. Felakete doğru giderek büyüyen Suriye krizinde Türkiye'nin alması gereken rol, oradaki etkili aktörlerle eşit ve doğru ilişki kurmaktır. Türkiye Suriye'de barışın öncü gücü olabilir. İlk atması gereken adım, içeride hızlı bir barış sürecine geri dönüş. Suriye'deki Kürtlerle, oradaki yapılarla doğru bir ilişki ve iş birliği geliştirilmeli. Suriye'de çözümün, barışın önünü açabilecek bir aktör haline Türkiye, oradaki farklı gruplarla temas kurarak gelebilmelidir." 

Demirtaş, seçim çalışmalarına ilişkin soru üzerine de İstanbul'da bizzat seçim çalışması yürüten 16 kişinin tutuklandığını, bu kişilerin 2011'deki faaliyetlerinden dolayı savcı huzuruna çıkarıldığını iddia etti. 

Bugün de Ankara'da benzer bir operasyon yapıldığını ifade eden Demirtaş, HDP'ye yönelik baskılar bulunduğunu ileri sürdü. 

Demirtaş, bu akşam miting programlarının netleşeceğini, mitinglerin son 10 güne sığdırılmış şekilde planlandığını belirterek, farklı gruplarla tematik buluşmalarını sürdürmeye devam edeceklerini anlattı.