'O raporlar gelecek, biz göreceği'

2013 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Sayıştay Yasası'nın sonunda 'raporları TBMM'ye sunar' diyor. 'Sunabilir' demiyor. Raporlar gelecek. Biz göreceğiz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kesin Hesap Kanunu'na ilişkin Sayıştay raporlarının bütçe ile birlikte TBMM'ye gelmesi gerektiğini belirterek, "Gelecek. Biz göreceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak için bunu görmek zorundayız. Aksi halde bu meşru olmayan, gayri meşru bir tartışmadır" dedi.
Kılıçdaroğlu, 2013 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde yaptığı konuşmada, bütçe hakkının temel bir hak ve demokrasinin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi. Bütçe hakkının 1215 yılında Magna Carta başladığını ve hala sürdüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, "Bizde ilk kez 1876 Kanuni Esasi ile kabul edilmiştir. Dolayısıyla bütçe hakkından parlamentonun vazgeçmesi mümkün değildir" diye konuştu.
Bütçe hakkı ve parlamentonun denetim yetkisini güçlendirmek için özel yasalar çıkarıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu yasaların TBMM'nin bütçe hakkına uygun şekilde yürütülerek, mali saydamlığı ve kamu kaynaklarının doğru kullanılmasının, ayrıca denetim mekanizmasının işletilmesinin amaçlandığını belirtti.
Kılıçdaroğlu, bütçe hakkının TBMM'de olduğunu ifade ederek, bütçe hakkının özününde yürütme organının parlamentoya hesap vermesi olarak ilgili yasalarda yer aldığını söyledi.

Merkezi Yönetim Bütçesi'nin hazırlanma sürecinin Bakanlar Kurulu'nan en geç Eylül ayının ilk haftası sonuna kadar toplanarak orta vadeli programı kabul etmesi ile başladığını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bir siyasal iktidarın parlamentoya saygı duyması için, bir siyasal iktidarın yasal zeminde çalışıyor diye bizim inanmamız için parlamentonun kabul ettiği yasalara uyması gerekir. Yasalar uymayan bir bakanlar kurulu veya hükümet açıkça yasa dışı işlem yapıyor demektir. Daha önce bu parlamentoya bütçeler gelirken Mayıs ayının sonuna kadar orta vadeli programın yayınlanacağı söylenirdi, yasa öyleydi. Ama 2006 yılında 13 gün gecikme ile yayınladılar. 2007'de 21 gün, 2008'de 28 gün, 2009'da artık iş başını aldı 108 gün gecikme ile, 2010'da 132 gün gecikme ile 2011'de 135 gün gecikme ile yayınladılar. Her seferinde eleştirdik. Sonunda bir kanun hükmünde kararname ile değiştirdiler, Eylül ayının ilk haftasında yapacağız dediler. Uydular mı? Yine uymadılar. Eğer bir hükümet kendi çıkardığı yasaya uymuyorsa bu hükümete ne denir?"
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın orta vadeli programın niçin yasal süresinde açıklanmadığını anlatmasını istedi.

"Vicdanlarımızı kilitlemeyelim"

Bütçe ile Kesin Hesap Kanunu'na ilişkin Sayıştay raporlarının da TBMM'ye gelmesi gerektiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bütçe hakkını kullanan parlamentonun denetim hakkını da Sayıştay aracılığıyla kullandığını söyledi. Sayıştay'ın TBMM adına kamu harcamalarını denetlediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, bu denetim kapsamındaki ilgili raporların parlamentoya sunulmamasını eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sayıştay Yasası'nın sonunda 'raporları TBMM'ye sunar' diyor. 'Sunabilir' demiyor. Takdir yetkisi yok. Sayıştay raporları bütçe ile beraber bu Meclis'e gelmek zorundadır. Ben Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değerli milletvekillerine seslenmek istiyorum; saygıdeğer milletvekilleri, bütçe harcamalarının doğru yapılıp yapılmadığını, Sayıştay denetleyecek, rapor gelecek ve biz ona göre oy kullanacağız. Gelmeyen rapor dolayısıyla, getirilmeyen rapor dolayısıyla saygıdeğer milletvekilleri nasıl el kaldıracaksınız 'bu yasa doğrudur' diye. Vicdanlarımızı kilitlemeyelim. Bu Hükümet burada oturan Hükümet görevini yapmıyor bu hükümet. Rapor gelecek kamu harcamaları nasıl yapıldı diye. Rapor yok, 'bunu oylayın ve onaylayın'. Niçin? 'Benim AKP'li askerlerim var. Onlar gelirler, ben işaret ederim el kaldırırlar, işaret ederim ellerini indirirler. Böyle bir yasama organı olmaz. Yasama organına önce yürütme organı saygı duyacaktır ve raporlarını buraya getirecektir."

"Böyle devlet mi olur?"

[PAGE]

"Böyle devlet mi olur?"

Raporları görmeden eleştiride bulunmalarının mümkün olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, raporların gecikmesine Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan değişikliklerin gerekçe gösterilmesinin de kabul edilemez olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, bunun kabahatin itirafı anlamına geldiğini ileri sürerek, şunları kaydetti:
"Sayıştay Yasası'nda değişiklik yaptınız. Sayıştay Yasası'nın 25. maddesinde şöyle der; 'Sayıştay Yasası'nda yapılacak değişiklikler dolayısıyla Sayıştay Genel Kurulu'nun görüşü alınır'. Alındı mı? Sayın Başbakan o Kanun Hükmünde Kararnameyi çıkarırken Sayıştay Genel Kurulu'na sordunuz mu, sormadınız mı? Sormadıysanız siz, Sayıştay'ı da tanımıyorsunuz. Böyle devlet mi olur? "

Türkiye'de herkesin doğduğu andan itibaren vergi vermeye başladığını bu nedenle bütçe konusunun çok önemli, hassas ve kutsal olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, tüyü bitmemiş yetimin hakkının görüşüldüğünü dile getirdi. Raporların TBMM'ye sunulmamış olmasının CHP tarafından Plan Bütçe Komisyonu aşamasında da gündeme getirildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, AK Parti'li komisyon başkanının bunun aksi yönünde sözleri olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, komisyon aşamasında CHP'li milletvekillerinin raporların gelmemesine ilişkin itirazları üzerine AK Parti'li Komisyon Başkanı'na ait olduğunu ifade ettiği, "Gelen uygunluk bildirimi dışında bize intikal etmesi gereken dış denetim genel değerlendirme raporu, faaliyet genel değerlendirme raporu ve mali istatistikleri değerlendirme raporu bize ulaşmamıştır. Bu tamamıyla bize ulaşması gereken, mutlaka ulaşması gereken raporlardır" şeklindeki sözlerini tutanaklardan okudu.
Kılıçdaroğlu, Sayıştay Yasası'nın değişmediğini bu nedenle ilgili raporların mutlaka TBMM'ye sunulması gerektiğini belirterek, "Gelecek. Biz göreceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak için bunu görmek zorundayız. Aksi halde bu meşru olmayan, gayri meşru bir tartışmadır" diye konuştu.
Yürütme organının bu raporları parlamentoya mutlaka getirmesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, Bakanlar Kurulu sıralarını işaret ederek, "Biz parlamentoda tartışırız, kabul ederiz, reddederiz o ayrı bir şey. Ama yasalara uyması gereken organ arkamda oturan organdır. Parlamentonun iradesine saygı duyması gereken organ arkada oturan organdır. Ya bu yasama organı hiçbir işlev yapmıyor ya da yürütme organı 'yasama organını ben takmam' diyor. Bu anlayışı kabul etmiyorum. Demokrasiyle bağdaşan bir anlayış değildir" dedi.

"Saman ithal eden ülke haline geldik"

Kılıçdaroğlu, Hükümetin yanlış politikaları sonucunda tarım alında büyük gerileme yaşandığını savunarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin samanı bile ithal eden ülke haline getirildiğini söyledi.

2002 yılında 24 milyon hektar olan tarımda kullanılan arazinin, 2012 yılında 20 milyon 500 bin hektara düştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, bunun yanlış tarım politikalarının sonucu olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin en büyük sorunun işsizlik olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Unutmayın işsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. İşsizi olan evde huzur yoktur. Hiç düşünüyor musunuz acaba bu kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 niye arttı? İşsiz bir babanın evine ekmek götürmediği, o dramı yaşadığı bir aileyi düşünün" diye konuştu.
Hükümetin işsizlik sorununa kalıcı çözüm üretemediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın her işverenin bir kişiyi işe alması halinde sorunun çözüleceğine ilişkin önerisinin de gerçekçi olmadığını ve toplumda karşılık bulmadığını söyledi.

Türkiye'nin büyüme rakamlarını da "köpüklü büyüme" olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, üretime dayanmayan bir büyümenin gerçek ve sürdürülebilir olamayacağını kaydetti. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin büyümede benzer ekonomilerle kıyaslanması gerektiğini, bu kıyasın yapılması halinde Türkiye'nin dünya ortalamasının altında büyüdüğünün görüleceğini anlattı.

"Bu yürütme kurulu başarılı bir performans çizmedi"

Bugün açıklanan büyüme rakamlarının da beklenenin çok altında olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Verilen bütün rakamlar bu yürütme kurulunun başarılı bir performans çizmediğini gösteriyor" dedi.
Toplumun tüm kesimlerinin sıkıntı içerisinde olduğunu, halkın giderek borçlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, icra dairelerinin sayısının AK Parti Hükümeti döneminde hızla arttığını savundu.
Ülkede toplumsal barışın sağlanamamasının ekonomik nedenleri olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "İcra dairesi sayısı artırmakta kimse elinize su dökemez. Başarılısınız" dedi.

Vatandaşın borcunu ödeyememesi nedeniyle Hükümetin yedi defa mali af çıkardığının altını çizen Kılıçdaroğlu, bu mali afların vergisini düzgün ödeyenlere yönelik ise şantaj unsuru gibi kullanıldığını iddia etti.
Türkiye'nin 1987 yılında 14. büyük ekonomi olduğunu şimdi ise 17. büyük ekonomi haline geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, ekonominin AK Parti iktidarında geriye gittiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, Hükümet üyeleri arasında takdir ettikleri seslerin de çıktığını belirterek, "Ekonomiden sorumlu bir bakan arkadaşımız şunu söylüyor; 'Türkiye'nin mevcut üretim ve ihracat yapısıyla 2023 hedeflerini yakalaması asla mümkün değildir'. Ben söylemiyorum. Bunu söyleyen kabinenizdeki bakan. Ve doğru söylüyor" dedi.