'Tahliyelerin hiçbirisi beraat değil'
Başbakan Yardımcısı Atalay, tutukluluğu 5 yıl ile sınırlayan düzenlemenin ardından verilen tahliye kararlarına ilişkin, "Bu tahliyelerin hiçbirisi beraat değildir" dedi
ANKARA - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Başbuğ'un tutuklu yargılanmasına gönüller razı değildi"
"Ergenekon tahliyeleri nasıl karşılanmalı, bunlara nasıl bakmak gerekiyor?" sorusu üzerine Atalay, öncelikle Genelkurmay eski Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ'un tahliyesine bakılması gerektiğini, Başbuğ'un tutuklu yargılanmasına başından beri gönüllerinin razı olmadığını belirtti.
Tutukluluk sürelerinin 5 yıla indirilmesinin, üzerinde çok tartışılan bir konu olduğunu ifade eden Atalay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu düzenleme bizim düzenlememiz ve uluslararası standartlar içinde 10 yıl tutukluluk çok yüksek. Bir dava ile ilgili isterse en karmaşık, isterse en kapsamlı dava olsun, 5 yılda karar verilemiyorsa bu adliyenin, adaletin kendi sorunudur. Biz, insanların hakkında karar verilmeden, 5 yılın üzerinde cezaevinde kalmasını uygun bulmadık, parlamentoda bu düzenlemeyi yaptık. Ama işin özüyle ilgili, bu tutuklamaların, şu anda tahliyeye dönüşmesi, bir kısmının... Bunlar beraat etmediler. Bu dava devam ediyor. Ciddi bir dava. Yani Ergenekon davası, dosyası devam ediyor. Bunlar dışarıdan yine yargılanacaklar, ama tutuksuz yargılanacaklar"
"Tahliyeler Ergenekon gerçeğini değiştirmiyor"
Atalay, "Bu tahliyeler Ergenekon gerçeğini değiştirmiyor mu? Bir darbe girişimi olduğu tezi hala geçerli mi?" sorusuna, "Asla. Asla değiştirmiyor. Bu dava devam ediyor. Sadece özel yetkili mahkemeler kaldırıldı. Yine o düzenlemeyle... Bu davalar ağır ceza mahkemelerinde devam edecek" yanıtını verdi.
Danıştay Davası faili Alparslan Arslan ve Malatya'daki Zirve Yayınevi davası sanıkları hakkında verilen tahliye kararlarının rahatsızlık yaratıp yaratmadığının sorulması üzerine Atalay, şunları kaydetti:
"Masumla suçlusu birbirine karıştı"
"Danıştay saldırısının üzerinden 7 yıl geçti. Peki niye halen ortalıkta sallanıyor bu? Bunun faili en belli olan, zaten yakalandı, çıkarken yakalandı. Kendisi de zaten itiraf etti. Hiçbir belirsizlik yok ortada. Bu kadar zaman niye cezası verilmiyor? Bu kadar zamandır niye bu halen tutuklu statüsünde. Ergenekon'un bir şanssızlığı da şu. Çok önemli bir dosya yargının elinde. Ama bu yapı, maalesef adliye diyeyim, adliyedeki bununla ilgilenen bu yapı karmakarışık etti, genişletti. Masumla suçlusu birbirine karıştı"
Malatya'daki Zirve Yayınevi davasının sanıklarını "cani" olarak niteleyen Atalay, "Misyoner insanları o şekilde acımasızca katlettiler. Bunlar biliniyor. Peki bunlarla ilgili niye halen karar verilmiyor, niye gerekçe yazılmıyor?" ifadesini kullandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin tahliyelere ilişkin tavrı konusundaki değerlendirmesi sorulan Atalay, şöyle konuştu:
"13. Ağır Ceza Mahkemesi haddini aştı"
"Şaşkınlık, tamamen şaşkınlık. Haddi aşma. Ben şu anda zaten bu yapının değişik unsurlarında doğrusu çok çılgınlıklar görüyorum. Yazdıkları yazılarda, verdikleri beyanatlarda, gazetelerin attığı manşetlerde yani çok haddi aşan, çılgınca, artık şu ortamda şaşkın, sanki çok sınırı aşan şeyler yapıyorlar, yapacaklar gibi... Öyle görünüyor. Yani bunlar bir anlamda sıkışmışlığın, geldikleri yanlış noktanın da bir sonucudur diye ben görüyorum"