'Teknoloji bağımlılığı, gelecek nesilleri tehdit ediyor'

İSTANBUL - Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. İhsan Karaman, annesiyle ya da babasıyla oyun oynayarak iletişim kuracağı yaşta, çocukların ekrana bağlı kalmasının iki önemli sonuç doğurduğunu belirterek, "Bunlardan ilki o yaşta 'ekran ve teknoloji bağımlılığı' dediğimiz bağımlılığa sahip olmaları. İkincisi ise aile içi iletişim bağlarının oluşamaması sonucu bu çocukların ileride pek çok bağımlılıkların pençesine düşme adayı kişilere dönüşmesi" ifadesini kullandı. 

Yeşilay'dan 20-26 Nisan Televizyon İzlememe Haftası dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, televizyonun özellikle gelişim çağındaki çocukların bedensel ve ruhsal gelişimleri üzerindeki negatif etkilerine dikkati çekmek amacıyla hafta içerisinde yapılan faaliyetlerde bilinçlendirme çalışmalarının önemli yer tuttuğu belirtildi. Açıklamada, televizyonun da dahil olduğu ekran ve teknoloji bağımlılığının gelecek nesilleri tehdit ettiğinin altını çizildi. 

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karaman, ülke geleceğinin çocuklara emanet olduğu bilinciyle kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda, çocukların yaşam kalitelerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. 

Anne ve babaların çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmemesinin zararlı sonuçlara yol açtığına işaret eden Karaman, şöyle devam etti: 

"Çok küçük yaştaki çocukların saatlerce tablet ve telefonlarla vakit geçirdiğini görüyoruz. Her yaştan izleyici kitlesine sahip televizyon da aynı şekilde çocuklarımız için tehlike oluşturuyor. Çocuğun saatlerce televizyon başında durması, bilinçsizce kanalları dolaşması, mili, manevi ve evrensel değerleri yok sayabilecek yayınlara maruz kalması çocuklarımızın geleceği açısından üzerinde durulması gereken önemli bir meseledir. Annesiyle ya da babasıyla oyun oynayarak iletişim kuracağı yaşta, çocukların ekrana bağlı kalarak bu iletişimden mahrum kalması iki önemli sonuç doğuruyor. Bunlardan ilki o yaşta 'ekran ve teknoloji bağımlılığı' dediğimiz bağımlılığa sahip olmaları. İkincisi ise aile içi iletişim bağlarının oluşamaması sonucu bu çocukların ileride pek çok bağımlılıkların pençesine düşme adayı kişilere dönüşmesi." 

Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Balkanlıoğlu da çocuklarının midesine alacağı en ufak yiyecek kırıntısına bile dikkat eden anne babaların, çocuklarının beynine alacağı en ufak görüntü karesine karşı duyarlı olması gerektiğini vurguladı. 

Balkanlıoğlu, "Zira yiyecek zehirlenmesinin bir şekilde tedavisi mümkünken, beyin zehirlenmesinin tedavisi o kadar kolay olmuyor, etkileri yıllarca sürebiliyor" değerlendirmesinde bulundu.