'Türkiye İsrail'e nöbetçi ülke olmayacak'

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, "Türkiye İsrail'e nöbetçi ülke olmayacak, özür dileyen değil, dikkatinizi çekiyorum, özür dileten Türkiye var" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ADANA - Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla Adana'da, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.

Türkiye'nin milli gelirinin, göreve geldikleri dönemde 237 milyar dolar olduğunu, bu miktarın şimdi 826 milyar dolara ulaştığını anlatan Erdoğan, "Ah benim Adanalı kardeşlerim. Bakınız, biz göreve geldik, Türkiye’nin gayrisafi borçlanma noktasında net neydi? Borçlanması gayrisafi milli gelire oranla, yüzde 73. Şimdi ne oldu yüzde 35. Bak nereden nereye. 100 liranın 73 lirası borçtu. Şimdi 100 liranın 35 lirası borç. Daha güçlüyüz. Bitmedi. Enflasyon yüzde 30’du, hamdolsun şimdi tek haneli rakama düştü" diye konuştu.

"Biz ülkemizi sömürtmedik"

Erdoğan, AK Parti iktidarından önce IMFden borç alındığını anımsatarak şöyle devam etti:

"Gittiler borç aldılar. Kim MHP, kim CHP’nin yavrusu DSP ve 23, 5 milyar dolar borçla bize devrettiler. Geçen yılın 14 Mayıs’ında biliyorsunuz, IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık. Borcumuz yok. Şimdi IMF bizden borç istiyor. Kendisine 5 milyar dolar borç verebiliriz, dedik. Böyle güçlü ekonomi, istikrarlı ekonomi. Yine geçen yıl Gezi olayları, şunlar bunlar vesaire, bütün bunlara rağmen 135 milyar dolar Merkez Bankasının rezervi vardı, 123 milyar dolara düştü. Fakat biz görevi devraldığımızda Merkez Bankasının rezervi neydi biliyor musunuz? O zaman MHP vardı, o zaman yavru CHP vardı. 27,5 milyar dolardı. 27,5 milyar dolardan aldık şu anda yine 135 milyar doları aştık. Kardeşlerim, biz ülkemizi sömürtmedik. Yolsuzluklar içinde yürüyenler belliydi. Yavru CHP, Bahçeli ve şu anda olmayan malum bir parti."

"Şuna dikkat etmemiz lazım, bunlar laf üretiyor. Bütün bankaları çökerttiler, hatırlayın" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ziraat Bankası çöktü. Halk Bankası çöktü, Vakıfbank çöktü ama şimdi bizimle ayağa kalktılar. Bunlar Ziraat ve Halkbank'ı birleştirdiler. Ama biz şimdi her birini ayırdık ve şimdi güçlü şekilde yürüyorlar. Kardeşlerim başbakan olarak 12 yıllık hizmetin ardından şimdi eğer siz tercih ederseniz, eğer sizler yetki verirseniz Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. cumhurbaşkanı olarak hizmetinizde olacak, hizmetkarınız olacağım. Diğer iki tane aday var, kardeşlerim bunların bu ülkede bir tane taşı var mı, bunlar hizmet nedir bilir mi?"

"Kardeşliğimizi daha pekiştireceğiz"

"Cumhurbaşkanlığı makamında inşallah daha bağımsız daha demokratik ülke olması için mücadelemizi sürüdüreceğiz" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ekonomiyi daha da büyütmek için çok çalışacağız. Hedefimiz neydi, 2023 için? Dünyanın ilk 10 ülkesi içerisine girmek. Demokrasinin standartlarını çok daha yükseğe taşıyacağız. Toplumsal barışımızın kardeşliğimizi daha pekiştireceğiz. Birbirimizi makam, mevki, ırk, para pul bundan dolayı sevmeyeceğiz. Ben Türk'ü Türk olduğu için sevmiyorum, Kürt'ü Kürt olduğu için sevmiyorum, Laz'ı Laz, Arap'ı Arap olduğu için sevmiyorum, Roman'ı Roman olduğu için sevmiyorum. Beni Yaradan Allah onları da yarattığı için seviyorum. Bizim farkımız bu. Biz bu ülkede siyasal kimliklerin peşinde koşmadık. Birisi siyasi Kürtçülük yaptı, birisi siyasi Türkçülük yaptı birisi de çıktı dedi ki ‘ben kumsalların partisiyim.’ Hamdolsun biz 77 milyonun partisi olduk. 77 milyon, ayrım yapmadık, Güneydoğu’da, Doğu’da birinci parti AK Parti. Diğer yerlerde yine birinci parti AK Parti. Niye biz millet ayırt etmeden kucakladık. Milletimiz de bizi kucakladık. Aynı kararlıkla bu yolculuğumuza devam ediyoruz."

"Ya eski Türkiye ya yeni Türkiye..."

Türkiye'nin yakalamış olduğu büyüme ivmesini güçlendirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "İnşallah gelecek Türkiye’nin olacak, bundan hiç endişeniz olmasın. 10 Ağustos'ta tarihi bir karar vereceksiniz. 10 Ağustos’ta sandık başına gideceksiniz, ihmal yok tamam. Aman aman... Bu demokratik hakkınızı muhakkak kullanın ve ne diyeceksiniz. İki seçeneğiniz var: ya eski Türkiye ya yeni Türkiye" şeklinde konuştu.

"Şunu unutmayın, eski Türkiye'de yolsuzluk vardır, eski Türkiye'de yasaklar vardı, eski Türkiye'de vesayet vardı, çeteler vardı, mafyalar vardı, kaos vardı, krizler vardı ama 12 yıllık mücadeleyle bunların tamamını Türkiye’nin gündeminden çıkardık" diye konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:

"12 yıl boyunca dik durduk, omurgalı durduk. Eski Türkiye'nin izlerini ortadan kaldırdık. Yeni Türkiye'de artık refah var, kardeşlik var, yeni Türkiye'de aydınlık var, gelecek var, yeni Türkiye'de barış var, dayanışma var. Şuraya dikkatinizi çekiyorum: eski Türkiye’yi özleyenler, eski Türkiye'yi isteyenler şu anda bizim karşımızda koalisyon oluşturdular. Kim var bu koalisyonda, CHP var, MHP var, bir de bu koalisyonda oylarının tamamı bir puana ulaşmayan irili ufaklı statüko partiler var. Burada kim var? Sosyalist İşçi Partisi var, kim var Devrimci Halk Partisi var, bir de bu koalisyonda vatanına ihanet eden Pensilvanya örgütü var. Millet bu koalisyonun ne olduğunu, neye hizmet ettiğini çok iyi biliyor. Bunlar hiçbir zaman milletin yanında olmadılar."

"Bahçeli Sosyalist İşçi Partisi'yle iş tuttu"

Erdoğan, "MHP'li kardeşim, acaba bu Sosyalist İşçi Partisi, bu Devrimci Halk Partisi, şu anda Bahçeli bunlarla koalisyon yaptı, bunlarla iş tuttu, acaba bunlara 'evet' diyecek mi? Ben inanıyorum ki demeyecek, demeyecek. Çünkü bu kendi tarihlerini inkar olur" değerlendirmesinde bulundu.

Adana'da CHP'ye oy verenlerin de bu koalisyona destek vermeyeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, "Büyük Birlik Partili, Saadet Partili, diğer partili kardeşlerim inanıyorum ki bu eski Türkiye koalisyonuna geçit vermeyecektir" diye konuştu. 

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin kendisi için "Sen Çankaya yokuşunu çıkamazsın", "Dizinin bağı kalmadı", "Yolun yarısında nefesin tükenir, cumhurbaşkanlığı senin için hayaldir, rüyadır" dediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi Bahçeli'ye soruyorum, nerelerdesin sen? Meydanda var mı? Göreniniz var mı? Nerede olduğunu bilen var mı, duyan var mı? Zaten meydana çıksa bile Sivas'ın ötesine gidemez. Yok değil mi? Bizim için 'Cumhurbaşkanlığı hayaldir, rüyadır' diyordu, kendisi şu anda hayallere karıştı, rüyalara karıştı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde dizlerinin bağı çözüldü, nefesi tükendi, piyasadan kayboldu gitti. Niye biliyor musunuz? Milletin içine çıkacak yüzü yok. MHP'ye gönül veren kardeşlerimin yüzüne bakacak yüzü yok. MHP'yi aldı getirdi Sosyalist İşçi Partisi ile Devrimci Halk Partisi ile diğer irili ufaklı partilerle aynı çatının altına soktu. İşte şu anda inanıyorum ki bunun mahcubiyetini yaşıyor. Kendisine bir aday dayattılar, verilen talimatı boynunu bükerek kabul etti. Şimdi sokağa bunun için çıkamıyor, milletin huzuruna çıkamıyor, MHP'li kardeşlerimin önüne çıkamıyor. Göreceksiniz 10 Ağustos'tan sonra aldığı yenilgiyi izah edemeyecek. O koltukta da daha fazla oturamayacak. MHP'ye gönül vermiş kardeşlerim, Bahçeli ve arkadaşlarına MHP'yi Pensilvanya'nın, CHP'nin, sol örgütlerin oyuncağı yapmanın hesabını inşallah sandıkta soracak."

"Batılı devletler protestolara izin vermiyor

Şu anda "terör devleti" İsrail'in 16 gündür Gazze'yi "barbarca, vahşice" bombaladığını dile getiren Erdoğan, 16 günde 650 canın şehit olduğunu, 4 bini aşkın canın yaralandığını bildirdi.

Dünyanın, İslam ülkelerinin bu katliama seyirci kalmaya devam ettiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Birleşmiş Milletler, bırakın seyirci kalmayı Hamas'ı suçlayarak, adeta öldürülen masumları suçlayarak İsrail'in terör çarkına destek vermeye devam ediyor. Şu anda dünya halkları ayağa kalkmış durumda, devletler susarken, yöneticiler susarken Londra'da, Paris'te, Berlin'de, Amman'da, Belgrad'da, New York'ta, Atina'da, dünyanın birçok şehrinde kitlesel protestolar yapıyorlar. Bazı devletler, hem de demokrat olduğunu, özgürlükçü olduğunu söyleyen bazı devletler protestolara izin vermiyor. Hani demokrattınız, hani özgürlükçüydünüz, niye müsaade etmiyorsunuz? Polis şiddeti uyguluyorlar." 

Filistinlilere karşı sorumluluğumuz var

Filistin için, Filistin davası için, Gazzeli mazlumlar için en çok kendilerinin haykırdığını, haklı tepkilerini ortaya koyduklarını vurgulayan Erdoğan, "Bunun elbette bir sebebi var. Çünkü bizim Filistinlilere karşı, Filistinli kardeşlerimize karşı tarihi bir sorumluluğumuz var. Kurtuluş mücadelemizde, Çanakkale'de, Çanakkale şehitlerini ziyarete gittiğiniz zaman o kabirlerdeki Filistinli kardeşlerimizin isimlerini göreceksiniz. Onlar bizim kurtuluş mücadelemize geldiler, orada bizimle beraber oldular. Aynen biz de onlarla beraberiz, beraber olacağız" ifadelerini kullandı.

"Bütün dünya sussa biz susmayacağız" mesajı veren Erdoğan, "Zira haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, biz şeytanlardan olmayacağız" dedi.

Mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerine işaret eden Erdoğan, "Ecdadımız her zaman mazlumların yanında oldu, bugün biz de mazlumların yanındayız. Birileri bundan rahatsız oluyormuş, varsın rahatsız olsunlar. Kılıçdaroğlu rahatsız oluyormuş, varsın rahatsız olsun. Ekmel Bey rahatsız oluyormuş, varsın rahatsız olsun. Demirtaş rahatsız oluyormuş, varsın rahatsız olsun. Biz onlara insani değerleri, vicdani değerleri hatırlatmaya, Gazze'de ölen masum çocukları hatırlatmaya devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"İsrail'in yaptığı soykırım"

Erdoğan, 2002 Nisan'da İsrail'in Filistin'in Cenin kentine bir operasyon düzenlediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Cenin kampında bin 500 Filistinliyi katletti, şehit oldular. O zaman da dünya buna sesini çıkarmadı. O zaman da dünya İsrail'in şımarıklığına göz yumdu. Türkiye'de dönemin Başbakanı Bülent Ecevit çıktı, partisinin grup toplantısında 'İsrail'in Cenin'de uyguladığı soykırıma 'soykırım' dedi. Hemen İsrail ayağa kalktı. Dünya ayağa kalktı. Türkiye içindeki dalkavuk ve satılmış medya ayağa kalktı. 'Sen nasıl soykırım dersin?' Bugün ben de CNN ile bir röportaj yaptım. 'Siz İsrail için soykırım diyorsunuz, doğru mu, arkasında mısınız, doğru mu?' Evet arkasındayım, ölene kadar arkasındayım. Biz bin düşünürüz, bir konuşuruz. Ondan sonra da asla bundan geri adım atmayız. Merhum Ecevit, maalesef baskılara dayanamadı. 15 gün içinde üst üste 4 kez özür dilemek zorunda kaldı. İşte şu anda da böyle bir Türkiye istiyorlar, o eski Türkiyeydi. Türkiye zulmü görmesin istiyorlar, Türkiye zalime ses çıkarmasın istiyorlar, Türkiye İsrail'e nöbetçi olsun istiyorlar. Şunu herkes bilsin ki Türkiye İsrail'e nöbetçi ülke olmayacak, şu anda artık özür dileyen değil, dikkatinizi çekiyorum, özür dileten bir Türkiye var