'Yılmak bizim kitabımızda yoktur'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'Yılmak bizim kitabımızda yoktur' ifadesini kullanarak, 'Sadece destek istiyorum, güç birliği yapmak zorundayız' açıklamasını yaptı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Yılmayacağız, yılmak bizim kitabımızda yoktur. Güzel bir Türkiye’de huzur içinde yaşamak için benim size sözüm var. Bunun mücadelesini yapacağım, sizden sadece ve sadece destek istiyorum, güç birliği yapmak zorundayız” dedi.

Çankaya Belediyesi tarafından yapılan ve Yaşar Kemal’in adının verildiği park Kılıçdaroğlu'nun katılımıyla açıldı.

Yaşar Kemal Parkı açılış töreninde konuşan Kılıçdaroğlu, Yaşar Kemal ile tanışmasının lise yıllarında olduğunu belirterek, “Elimde bir kitap vardı, bir aşk romanı, Muazzez Tahsin Berkant’ın bir romanı, ilkokul öğretmenim beni gördü sokakta, ‘Kemal ne okuyorsun’ dedi, kitabı gösterdim, bunu okuyorum dedim, ‘sana bir kitap vereceğim’ onu oku dedi, olur öğretmenim dedim, Yaşar Kemal’in İnce Memed’ini verdi. Olağanüstü güzel kitaptı, bütün dünyam değişti” dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları

'O siyasal partinin Türkiye'ye verebileceği fazla bir şey yok'

"Şimdi Türkiye yeni bir sürecin içinde, bu süreçte hepimize düşen bir görev var, şunu hiç kimsenin unutmasını istemem, eğer bir siyasal parti sorunların kaynağı olmuşsa o siyasal partinin bu ülkede sorun çözme yeteneği bitmiştir, eğer bir siyasal parti dünyada meşruiyeti tartışılan bir konuma gelmişse o siyasal partinin Türkiye’ye verebileceği fazla bir şey yoktur. Hepimizin bunu görmesi lazım."

"Elbette özeleştiri de yapacağız. Bütün bu olaylara karşı hak ettiğimiz ya da beklediğimiz bir yere gelemiyorsak oturup ciddi ciddi özeleştiri yapmamız da gerekiyor, neden ve hangi gerekçeyle."

'İlk baskı medya üzerinde'

"Bir seçim yaşadık, daha milletvekilleri yemin etmediler, parlamento açılmadı. İlk baskı medya üzerine geliyor. Ve çıkıp şunu rahatlıkla televizyon erkanlarında söyleyebiliyorlar. ‘Falan gazetenin sahibi artık o gazeteyi yönetemez’ diyorlar, ‘o gazeteyi biz yöneteceğiz’ diyorlar. Emin olun Goebbels bile bunu düşünmemiştir herhalde. Hani mülkiyet hakkı kutsaldı, hani kimseye müdahale edilmeyecekti,  hani barışı ve özgürlüğü getirecektik? Daha yemin töreni başlamadan bunlar oluyorsa oturup hepimizin yeniden düşünmesi gerekiyor."

"Şu yazarları atın, bunlar yazı yazmasınlar, diğer yazarlar da lütfettiği için ‘şimdilik kalabilirler diyor"

"Ve Sayın Davutoğlu’na bir çağrıda bulundum, siz bu düşüncelere katılıyor musunuz, şu ana kadar tık yok, ama bunu sürdüreceğim. Siz bu düşüncelere katılıyor musunuz, katılmıyor musunuz? Demokrasi demek kolay, özgürlük demek de kolay, birlikte yaşamak demek de kolay, zor olanı bunu hayata geçirmek."

'Burada oturanları düşünüyoruz'

"Bir başka önemli nokta, Çankaya Belediye Başkanımız, Yenimahalle Belediye Başkanımız Ankara’daki en iyi belediye başkanları, hiçbir belediye başkanı bu iki belediye başkanlarımızın eline su dökemez. Eğer burası diğer partinin belediye başkanlarının elinde olsaydı bu 16 dönümlük yere gökdelen dikerlerdi. Biz ne yapıyoruz, burada oturanları düşünüyoruz."

"Ama bunu hazmedemeyenler var, belediye başkanımıza yönelik olarak son derece çirkin iftiralar var. Anlamak mümkün değil. Bu kadar açık yalan üzerine haberler nasıl yapılabilir. Bunlar da sözde CHP’li. Size sözüm söz, onların tamamını temizleyeceğim, tamamını.  Biz neyle uğraşıyoruz, onlar neyle uğraşıyor, bizim derdimiz Türkiye, onların derdi nasıl ihale alabilirim, nasıl, ‘eee ben CHP’liyim’, yok kardeşim öyle bir şey, ona izin vermeyeceğiz. Zaten bir havuz medyamız var."

'Yalan haber üreten bir medya'

"Bugün bir havuz gazetesinde haber var. Dün Urugay’ın eski Devlet Başkanı ile bir aradaydık. Manşeti kocaman atmış, ‘Kılıçdaroğlu’nun ayakkabısı 7 bin dolar’ diye. Ben de sabahleyin gidip bir daha baktım bu 7 bin dolar eder mi diye. Madem onu yapıyorlar, patronuna haber verelim, biz onlara kızmıyoruz, 500 dolar versin 7 bin dolarlık ayakkabıyı kendisine vereyim. Düşünün Türkiye’nin geldiği noktaya bakın. Şu gazetelerin haline bakın. Bütün medyayı dönüştürmek istiyorlar. Hep kendilerini alkışlayan yalan haber üreten bir medya haline dönüştürmek istiyorlar."

'Hiç kimse üzülmesin'

"Ama yılmayacağız, yılmak bizim kitabımızda yoktur. Eğer biz gerçekten de bu ülkeye bağımsızlığı getirdiysek, demokrasiyi getirdiysek sonuna kadar mücadele etmek zorundayız."

"Vatandaşlarımın üzüldüğünü biliyorum. Hiç kimse üzülmesin.  Hepimiz oturup yeniden düşünmek zorundayız. Yaşar Kemal yıldı mı, hayır. Direneceğiz elbette, yanlışa karşı, baskılara karşı. Her şeyi yapabileceklerini sanıyorlar. Demokrasilerde hiç kimse her şeyi yapamaz."  

"O zaman bu ülkenin bütün aydınlarına bütün demokratlarına bütün vatanseverlerine açıkça çağrımızdır. Baskıya ve zulme karşı biz direneceğiz. Medya üzerinde kurulmak istenen baskılara da direneceğiz. Eğer bizim çağrımızı kabul ediyorlarsa bize destek versinler. Bu ülkenin aydınlarının sorumluluğu vardır."

'Sorumluluğumuz daha da arttı'

"Biz kendi sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Seçim sonrası sorumluluğumuzun daha da arttığının da bilincindeyiz.  Çöken iki siyasal partinin bize yüklediği sorumluluğunun da bilincindeyiz. Biz o partilere oy veren veya kızıp oy vermeyen bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Güzel bir Türkiye istiyorsunuz siz, çocuklarınızın özgürce okula gidebildiği bir Türkiye istiyorsunuz. Baskılardan uzak, korkudan uzak, parklarında rahatça dolaşabileceğiniz bir Türkiye istiyorsunuz."

"Seçimler sırasında özellikle gençlere ve kadınlara seslendim. Kadınların sorumluluğuna değindim."

"Güzel bir Türkiye’de huzur içinde yaşamak için benim size sözüm var. Bunun mücadelesini yapacağım, sizden sadece ve sadece destek istiyorum, güç birliği yapmak zorundayız."