2010'dan önce talep canlanması beklenmiyor

Devlet Bakanı Tüzmen, 'ihracatın ithalatı karşılama oranı bu şekilde devam ederse cari açığın azalacağına' işaret etti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

MERSİN - "İhracatın ithalatı karşılama oranı bu şekilde devam ederse cari açığımız azalacak" diye konuşan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, dünyada 2010 yılından önce talep canlanması beklenmediğine dikkat çekti.

Tüzmen, Mersin'in merkeze ilçesi Mezitli'de partisinin Seçim Koordinasyon Merkezi açılışına katıldı. Tüzmen, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2002 ile 2008 arasındaki 6 yılda 'olmaz' denilenleri başarmış bir ülke konumunda bulunduğunu belirtti. Tüzmen, "Bu ülke, enflasyon rakamlarını yüzde 70-80 civarlarından tek haneli rakamlara indirmeyi başarabilmiş bir ülke. Bu ülke, 36 milyar dolar ihracatı 2008 sonunda 132 milyar dolara getirebilmiş bir ülke. Bu ülke, 81 milyar dolar olan dış ticareti hacmini 333 milyar dolara getirmiş bir ülke. Her türlü sıkıntıya rağmen, yapılanların haddi hesabı yok" şeklinde konuştu.

Son 7 haftada 7 ülke dolaştığını belirten Tüzmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İran, Azerbaycan, Suudi Arabistan, Rusya, Tataristan, Suriye ve en son Gürcistan'a gittik. Bu kadar koşturuyoruz. Niye? Dünyada büyük bir kriz var. Ancak şu anda bütün ülkeler sıkıntı yaşıyor. Tabii Türkiye'de bu sıkıntıları yaşayacak. Ama bunu atlatmak için arkadaşlarımızla beraber Mersin'den fırsat bulduğumuzda dışarda çalışmalar yapıyoruz. Komşu ve çevre ülkelerde yaptığımız çalışmalarda Türkiye'nin ihracatını, mesela Gürcistan'a 6 yılda 7 kat artırmışız. 200 milyon dolarlardan almış, şu anda 1,5 milyar dolara taşımışız. Suriye, İran, Rusya, Yunanistan ve Romanya ile de aynı şekilde. Başka çaremiz yok. Bu dönemde komşu çevre ülkelerde bu çalışmaları yapacağız ve hücum oynayacağız. Biz müdafaada, savunmada gol yeriz. Bu nedenle hücum oynamamız lazım. Bu yüzden 200-250'şer kişilik heyetlerle bütün bu coğrafyada, arkadaşlarımızla çalıştık ve hakikaten güzel sonuçlar aldık. Yaklaşık 1 milyar doların üzerinde net ihracat bağlantısı gerçekleştirildi."

Kendisine "Niçin bu kadar koşturuyorsun, madalya mı takıyorlar?" diye sorduklarını ifade eden Tüzmen, "Evet. Gürcistan Devlet Başkanı bize madalya taktı. Demek ki siz çalışın, çalışınca birileri sizi görüyor" dedi.

2010'dan önce talep artışı zor görünüyor

Bakan Tüzmen, halen Türkiye'nin ihracat ve ithalatında, özellikle dış ticaretinde, dış ticaret açığının yaklaşık yüzde 75 oranında daraldığının görüldüğünü söyledi. Yaşanan krizden dolayı ihracatçı ülkelerin ihracatlarının ocak ayında yaşadığı düşüşe değinen Tüzmen, şöyle konuştu:

"Dolasıyla ülkemizin ocak ayı ihracatında yüzde 25'lik, ithalatında da yaklaşık 47'lik bir düşüş var. Neresinden bakarsanız ihracatın ithalatı karşılama oranı şu anda yüzde 81'i geçmiş durumda. Bu geçen yıl ocak ayında yüzde 65 civarında idi. İhracatın ithalatı karşılama oranı bu şekilde devam ederse cari açığımız azalacak. Fakat, bu daralan bir ekonomide, daralan bir dış ticaret bünyesinde olduğu için, bunu göz ardı etmiyoruz. Bu Türkiye'nin bir şansı olacak. Önümüzdeki dönemde kur bu şekilde devam ederse kendi ürettiğimiz ara mallarını ihracatta kullanabilir hale geleceğiz. Daha az ithalat yapıp, kendi ürettiğimiz ara malları ile ihracatı devam ettireceğiz. Şimdi her şey istediğimiz döneme geldi. Kur açısından sıkıntı yok, ihracatın ithalatı karşılaşma açısından sıkıntı yok. Ancak dışarda talep yok. Talebin canlanması da biraz zaman alacak."

Dünyada 2010 yılından önce talep canlanması beklenmediğini vurgulayan Tüzmen, şunları kaydetti:

"Yapılan çalışmalarda Dünya Ticaret Örgütü, dünya ticaretinin yüzde 2,2 oranında daralacağını söylüyor. Şu aşamada Hindistan, Vietnam gibi bazı ülkelerde gümrük tarifelerini tekrar yükseltme çalışmaları yapılıyor. Biz gümrük tarifelerini mümkün olduğu kadar aşağıya çekerek bütün ülkelerin kendi arasında ticareti artırmasını istiyoruz. Yaptığımız çalışma bu yönde. Çünkü ticarette tarifeli veya tarifesiz engellerin artması, dünya ticaretini sıkıntıya sokar. Dünyada gümrük tarifelerinin yükselmesi ülkelerin fakirleşmesi anlamına gelir. Biz bunun tersini savunuyoruz. Bu konuda Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği nezdinde çalışmalar yaptık."

Rusya'ya narenciye satışı

Bakan Tüzmen, Rusya'ya yapılan narenciye ihracatı ile ilgili soruyu da şöyle yanıtladı:

"Özellikle bu bölgenin tamamında yapılan narenciye ihracatının Rusya'ya herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmadan gitmesini sağlayacak çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda üreticilerimiz hassas üretim yapıyor, ihracatçı birlikleri ise gerekli bilgilendirmeyi yaptı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da elinden geleni yapıyor. Çeşitli sıkıntılar oluyor. Ancak, özelikle narenciye ihracatında çok önemli bir pazar olan Rusya'nın bu şekilde alımının devam ettirilmesi lazım. Bu konuda çalışmalar sürüyor ve sıkıntılar büyük oranda azaltıldı. Özellikle yerli para birimlerinin kullanılması yönünde çalışmalar yapılıyor. Bunlar aşıldıktan sonra çok daha rahat bir döneme gireceğimizi düşünüyorum."

Artan küresel talep, doları yükseltiyor

Bakan Tüzmen, yaşanan kriz sonrası bütün ülkelerin dolara ihtiyacı olduğunu, bu nedenle de doların dünya tedavülünde en önemli para birimi haline geldiğini söyledi. Bütün ülkelerin artık dolar tutmaya çalıştıklarını vurgulayan Tüzmen, sözlerini şöyle tamamladı:

"Eskiden ülkeler dolar vermeye çalışırlardı. Türk Lirası daha değerleydi. Şimdi herkes dolar çekmeye, borcunu dolarla kapatmaya, ihracatını dolarla yapmaya çalışıyor. Dolara böyle bir ihtiyaç olduğu için, bu şekilde değerlenmesi de normal. Bunun belirli bir süresi vardır. Ekonomi, dengeler sistemidir. Mutlaka bir süre sonra dengeye gelir. Fakat şu anda Türk Lirasının normal değerine doğru seyrini gördüğümüz için bu iniş çıkışları normal olarak değerlendiriyoruz."