”4/C' ye 900 kişi başvurdu”
Başbakan Erdoğan, 4/C'ye şu ana kadar 900 kişinin başvurduğunu ve başvuruların ay sonuna kadar süreceğini söyledi
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendilerinin bir adım daha atmış olduklarını, uygulamada 4/C'ye müracaat edenlerin sayısının bugün itibariyle 900'ü aştığını belirtti.
Show TV'de yayınlanan "Siyaset Meydanı - Başbakan ile Özel" adlı programda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, "Türkiye'nin normalleşmesi için şu kadar süreye ihtiyaç vardır, şunları yapmalıyız diye bir yol haritanız var mı?" sorusuna, "Bizim yol haritamızla tamamen dört dörtlük örtüşen bir olay değil. Buna şöyle bakmamız lazım. Her şeyden önce Türkiye, kurumsal anlamda bütün kurumlarıyla beraber demokratik olgunluğa henüz ulaşmış değil. Türkiye'nin daha demokratik standartlarını geliştirmesi lazım. Bunu bir defa başarmamız gerekiyor" yanıtını verdi.
Tekel işçilerinin eylemiyle ilgili soru üzerine Erdoğan, "Bir hukuk devletiysek, hukuk devletinin içerisinde hak neyse bunun alınmasının kavgası yapılır. Eğer burada hakikaten bir hak söz konusuysa bunu vermekte biz hiçbir zaman imtina etmeyiz, veririz bunu. Burada bizim en ufak bir çekincemiz yok" diye konuştu.
Erdoğan, "Bu ay sonuna kadar burada bu eylem bu şekilde devam ederse ay sonu bizim yapacağımız artık hukuk neyi gerektiriyorsa yasal yetkimiz neyse güvenlik güçlerimizle kullanacağız" dedi.
"Yılda yaklaşık 7-7.5 trilyon kaynak gidiyor"
Erdoğan, sendikalarla yaptıkları görüşmeler neticesinde 4/C'yi rehabilite etiklerini belirterek,"Bizden önceki dönemlerde özelleştirme sebebiyle herhangi bir uygulama yapılmıyor, onlar işsizliğe mahkum ediliyordu. Bu 4/C sistemiyle bir çıkış ortaya koyduk ve özelleştirme neticesinde iş akdi feshedilenlere bir yol açmış olduk. Tabii bu asgari ücret, 10 ay gibi böyle bir süreci kapsıyordu. Fakat buna rağmen o zaman sendikalar bizim aldığımız kararı, vardığımız mutabakatı memnuniyetle karşıladılar. Sene 2004. Şimdi sene 2010, maalesef yine şimdi aynı sendikalar, aynı kişiler karşımızdalar ve onlar diyorlar ki; 'Bu bir köleleştirme adımıdır.' Kaldı ki, bu bir özelleştirme adımı değil şu andaki. Bu olay tamamıyla o iş yerlerinin kapatılması olayıdır. Yani özelleştirmenin dışında bir olay"dedi.
Sadece Diyarbakır, Manisa ve İzmir'de Haziran'a kadar işlenmesi gereken yaprak tütünü olduğunu, bunların devam ettirildiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ama burada şu anda yapılan uygulama yasal değil. Biz bu yasal olmayan uygulamaya karşı, ne yazık ki tabii Türkiye'de bunları dediğiniz zaman garip karşılanıyor. Ama medyanın bu olayı saptırması neticesinde olay çok farklı mecralara kaydı. Yapılan iş bir defa yasal olmadığı gibi, biz yasal haklarımızı da burada kullanmadık. Burada sabırlı, demokratça davrandık."
Erdoğan, kendilerinin bir adım daha atmış olduklarını, uygulamada 4/C'ye müracaat edenlerin sayısının bugün itibariyle 900'ü aştığını vurgulayarak, "Ay sonuna kadar bu işin mühleti var. Ay sonuna kadar müracaatını yapanlar yapıyor, ay sonuna kadar müracaat etmeyenler ne yazık ki üzülürüm, onlar da işsiz kalmış olacaklar. Veya gidip başka yerden kendilerine iş bulacaklar" şeklinde konuştu.
Bu olayın aslında bir kırılma noktası olduğunu dile getiren Erdoğan, "Burada belli bir sendika her ay 600-650 milyarlık bir geliri kaybediyor. Tabii bu gizleniyor, söylenmiyor ayrı mesele... İşin aslı bu. Yılda bu yaklaşık 7-7.5 trilyon yapıyor. Böyle bir kaynak gidiyor" dedi.
Anayasa değişikliği
Cumhurbaşkanı Gül'ün, Anayasa değişikliği, Milli Siyaset Belgesi'nin değiştirilmesi ve siyasi gerginlikler konusundaki yorumları ve bu yorumlara ilişkin eleştirilerin, cumhurbaşkanının görev süresi üzerinde yoğunlaştığı belirtilerek, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır, 7 yıla uzatma düşüncesi olursa bu bir rejim krizine dönüşür" şeklindeki ifadesinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yurt dışındaki açıklamalarında neyin ne olduğunu sadece medyadan takip edebildik, bizzat kendisinden dinlediğim şeyler değil. Şunu öncelikle söyleyelim; Anayasa değişikliği dendiği zaman Anayasanın A'dan Z'ye değişikliği mi kastediliyor, yoksa Anayasa içerisinde bazı maddelerin değişikliği mi? Toptan değişiklik denilirse, toptan değişiklik konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi yerindedir ve doğrudur. Ama kısmi denilirse bu her zaman yapılmıştır, şu anda da yapılabilir diyorum. Bu nedir? Diyelim ki bir 3-5 maddelik, 10 maddelik, o da bir mutabakat zemini oluşursa, kalkar bu konuda bir adım atılabilir diyorum."
IMF ile görüşmeler
Ekonomi ve IMF'ye ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, IMF ile ilgili görüşmelerde 2 yılı doldurmak üzere olduklarına işaret ederek, "Bu 2 yıl içerisinde biz IMF ile olan görüşmelerimizi kararlılık içerinde sürdürdük. Hiçbir zaman kendi ilkelerimizden herhangi bir taviz vermedik" diye konuştu.
Dünyada finans krizi baş gösterince IMF'nin genele yönelik borçlarda erteleme kararı aldığını, Türkiye'nin de mevcut borcuna erteleme imkanı doğduğunu ve 1 yıl kadar bir erteleme olduğunu anımsatan Erdoğan, göreve geldiklerinde 23,5 milyar dolar olan IMF'ye borcu 7 küsur milyar dolara indirdiklerini ve onun da erteleme vesilesiyle durduğunu anlattı.
IMF ile olan görüşmelerde iyi bir konumda olduklarını da dile getiren Erdoğan, bazılarının "IMF'ye hiç borçlanmasak ne olur?" dediğini, bunun da olabileceğini, ancak IMF'nin bir akredite kuruluş olduğunu ifade etti.
Erdoğan, eğer IMF ile ilişkilerini sağlıklı bir şekilde yürütecek olursa Türkiye'ye, dünyada ilişkilerinin yoğun olduğu ülkelerin bakışının çok daha farklı, ikili ilişkilerin de çok daha güçlü hale geleceğini vurgulayarak, bunun devamı noktasında Türkiye ile IMF ilişkilerinin önemli olduğunu söyledi.
Türkiye'nin IMF'nin ortağı olduğunu da hatırlatan Erdoğan, ayrıca "parayı nerede daha ucuza bulurum" konusuna da dikkat ettiklerini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, eğer IMF'den para daha ucuza bulunuyorsa onu satın alacaklarını da belirterek, iç borçlanmada eğer parayı daha pahalıya almak söz konusuysa, IMF'den daha ucuza para geliyorsa onu satın alacaklarını dile getirdi.
Bazı çevrelerin IMF ile anlaşmayı bağımsızlığın elden gitmesi olarak nitelendirdiğini de kaydeden Erdoğan, "Adam gibi durursan bağımsızlık elden gitmez, ama sen karşılarında adam gibi durmaz da her şeyiyle teslim olursan o zaman o dediğiniz sıkıntılar olabilir. Ancak biz IMF ile siyasi görüşme yapmıyoruz. IMF ile sadece ekonomik görüşme yapıyoruz. Bunu böyle sürdürüyoruz" diye konuştu.