683 kişi açlık grevinde

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
 
ANKARA - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, şu anda 66 ayrı cezaevinde, 683 kişinin açlık grevi eyleminde olduğunu belirterek, "Sorumluluk noktasında olanların sorumsuz açıklamalarıyla bu süreci sabote etmemeleri, istismar etmemeleri önemli" dedi.
 
Ergin, Almanya Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, heyetle Adalet Bakanlığı'nda görüştü.
 
Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Ergin, Van Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin, 17 Ağustos'ta Şemdinli'de teröristlerle buluştuğu belirlenen 10 milletvekili hakkında hazırladığı fezlekeyi Adalet Bakanlığı'na göndermesini değerlendirdi.
 
Bakan Ergin, konuyla ilgili şu ana kadar yasaların gerektirdiği her şeyin yapıldığını, önceki süreçler nasıl yaşanmışsa bu sürecin de aynı şekilde gerçekleşeceğini belirtti.
 
Türkiye'de anayasa ve buna bağlı yasalar bulunduğunu anımsatan Ergin "Terör unsurlarının ayrıştırılmadan ve milletin gözünün içine bakarak yapılan o eylem, bütün kamuoyunu yaralamıştır" dedi.
 
Fezlekeyi henüz görmediğini, ancak prosedür olarak fezlekenin Adalet Bakanlığı üzerinden başbakanlığa, oradan da parlamentoya gönderileceğini kaydeden Ergin, "Diğer fezlekelerin gördüğü muamele bunlar için de uygulanacaktır" diye konuştu.
 
Cezaevlerindeki açlık grevleri
Adalet bakanı Ergin, cezaevlerindeki açlık grevleriyle ilgili son durumun sorulması üzerine de "Şu anda 66 ayrı cezaevinde 683 kişi olarak gözüküyor bizde" dedi.
Cezaevindeki eylemlerin hiçbirinin cezaevi koşullarına ilişkin olmadığını söyleyen Ergin, şunları kaydetti:
"Eylemler, cezaevindeki kötü koşullardan ya da yanlış uygulamalardan kaynaklı değildir. Tamamen siyaset alanında tartışılması gereken konulara ilişkindir. Bunlar içerisinde Türkiye zaten kendi yol haritasını belirlemiştir. Hükümetimizin politikaları, temel politika belgelerinde bunların bir kısmının karşılığı söz konusudur. Buna dair çalışmalarımız devam etmektedir. Ancak herkesin sorumluğunu yerine getirmesi gerekir. Sorumluluk noktasında olanların sorumsuz açıklamalarıyla bu süreci sabote etmemeleri, istismar etmemeleri önemli. İnsan hayatının söz konusu olduğu bir yerde, biz insanların burnunun kanamaması için önemli çaba sarf ediyoruz, ama başkalarının da kendi üzerine düşeni yapması gerekir. Bu eylemlerin sonlandırılmasını beklediğimi ifade ediyorum."