90'ların mazlumu 2000'lerin zalimi

Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "iktidardaki muhalefet" rolünü oynadığını, popülizme başvurduğunu ileri sürdü.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üslubunda toplumu kucaklama havası olmadığını iddia ederek, "90'ların mazlumu olarak kendisini takdim eden Sayın Başbakan, 2000'li yılların zalimidir" dedi. Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "iktidardaki muhalefet" rolünü oynadığını, popülizme başvurduğunu ileri sürdü.
 
Popülizmde, yönetimde olan bir seçkinler grubu bulunduğunu, bu grubun halktan kopuk olduğunu ve halkı ezdiğini iddia eden Hamzaçebi, kendisini ezilen geniş halk kitleleri ile özdeşleştiren bir siyasi anlayışın da bu seçkinler grubuna karşı bir mücadelesi olduğunu ifade etti. Hamzaçebi, "11 yıldır iktidarda olan kendisi değilmiş gibi hala iktidarda Adalet ve Kalkınma Partisi'ni ve onun arkasındaki vatandaşı ezen bir başka yönetim var. Sayın Başbakan, kendilerini kıskaca almış olan ve ezen bu iktidara karşı hakkın, bağımsızlığın, özgürlüğün mücadelesini veriyor. Böyle bir anlayışla konuşuyor, bir isyanı ifade ediyor" dedi.
 
Erdoğan'ın söylediklerinin gerçeklerle hiçbir ilgisi olmadığını iddia eden Hamzaçebi, şunları söyledi:
"Sayın Başbakan 11 yıldır iktidardadır ve bu halkı, aydınları, konuşanları ezen kendisidir. Böyle bir yönetimi oluşturmuştur. 90'ların mazlumu olarak kendisini takdim eden Sayın Başbakan, 2000'li yılların zalimidir. Mazlumla, zalim aynı kökten geliyor. Şaşırmıyorum. 90'lı yıllarda mazlum rolünü oynayan kişilerin demek ki yüreklerinde bir zulmetme duygusu varmış. Güç ele geçince o zulüm duygusu ortaya çıktı ve bugün bunu uygulamaktan zevk duyuyorlar. Sayın Başbakan'ın üslubunda toplumu kucaklama havası yok. Kin, öfke, nefret söylemi var. Bundan mutlu oluyor. Biz kendisine bu üslupla cevap vermeyi hafiflik sayarız.
Sayın Başbakan Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok çark eden Başbakanı'dır. Medya üzerindeki baskı, bunların gündeme gelmesini engelliyor.
Sayın Başbakan 90'lı yıllarda, 'Başkanlık sistemi Amerikan emperyalizminin dayatmasıdır' demişti. Demek ki 2013 yılında, Amerikan emperyalizminin dayatması olarak Türkiye'nin gündemine başkanlık sistemini taşımıştır. Onun bir danışmanı, yıllar önce Erdoğan adına Amerika'ya gitmiş ve 'Bu adamı deliğe süpürmeyin, kullanın' demişti. Başbakan susmuştu. Demek ki Amerika, Sayın Başbakanı kullanıyor. Onun önerdiği anayasa modeli, sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan'ı merkezine alan bir modeldir. Onun başkanlıktan, demokrasiden anladığı kendisidir. Milletvekilleri için üç dönem siyaset sınırlaması getirirken, kendisi için ebedi iktidarın yolunu açacak şekilde, Cumhurbaşkanlığının yolunu açık tutuyor."
 
Hamzaçebi, Erdoğan'ın CHP'ye biçmek istediği rolün, "cici, uslu muhalefet rolü" olduğunu belirterek, "Vur eline ekmeğini al... CHP sesini çıkarmasın. Efendice söyleyeceğini söylesin. Ben istediğimi dikkate alayım istediğimi almayayım, onlar da bir kenarda dursun..." diye konuştu.
 
"Bu donanmamız nerededir?"
 
Akif Hamzaçebi, Erdoğan'ın, 2002 yılında, idam cezasının kaldırılması için hükümete destek vermeye hazır olduklarını söylediğini ancak sonra idam cezasını 2011 yılı seçimlerinden önce kullandığını ve 'Ben olsam Abdullah Öcalan'ın idam ederdim' dediğini belirtti. Hamzaçebi, Erdoğan'ın, 'Ben olsam idam ederdim' dediği Öcalan ile bugün görüşmeler yürüttüğünü iddia ederek, "Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki bir Başbakan'ın en büyük çarklarından birisidir" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın, Gazze'ye yardım götürecek olan gemilere Türk donanmasının eşlik edeceğini söylediğini anımsatan Hamzaçebi, "Sayın Tayyip Erdoğan, bu donanmamız nerededir? Yardım gemileri neden Gazze'ye gidemedi. Çünkü Amerika 'gitme' dedi" diye konuştu.
Hamzaçebi, şunları söyledi:
"Bir süre önce de Suriye'nin Türkiye topraklarına yönelik saldırı eylemleri için TBMM'den, Suriye'ye TSK'nın gönderilmesi konusunda yetki aldı hükümet. Suriye devamlı bombalama eylemlerine girişiyor. Sormak istiyorum Sayın Başbakan'a, 'Bu tezkereyi neden aldınız? Neden müdahale etmiyorsunuz?' CHP'nin görüşü, Suriye'ye müdahale etme görüşü değildir. Ama bir Başbakan bu kadar çark edemez. Bir tezkere alıyorsunuz, 'Suriye'ye müdahale edeceğim' diyorsunuz. Tezkere günlerinde ekonomide olumsuz hava esince 'Hayır, bu müdahale amaçlı değil korkutma amaçlı' deniliyor. Korkutma amaçlı ise sizden korkmaz Suriye. Sonra da 'Korkutma amaçlı da değil, gerekirse Suriye'ye müdahale ederiz' denildi. Bakalım Sayın Başbakan buradan nasıl bir U dönüşü yapacak.
'Oslo'da PKK ile görüştüğümüzü söyleyen alçaktır, şerefsizdir' demişti. Bu 'alçak' ve 'şerefsiz' kelimesinin anlamları mı değişti? Bu görüşmeler ortaya çıktı. Sayın Başbakan'ın talimatıyla kendi özel temsilcinin PKK ile görüştüğü ortaya çıktı. Siz önce bunlara bir cevap verin.
1940'lı yılların tek parti dönemine giderek her zamanki gibi oradan bir kaç örnekle CHP'yi eleştirmeye kalkışıyor. Bizim tarihimizde bir tek şey yoktur. Hiçbir genel başkanımız ve başbakanımız ya da Sayın Recep Tayip Erdoğan'a kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir Başbakanı, bir teröristin dizinin dibinde oturmamıştır, onun önünde diz çökmemiştir. Yüzü kızarması gerekenler, bir teröristin önünde diz çökenlerdir."