ABD borç krizi çözüldü sanıp sevinmeyin
İsmet ÖZKUL/ANALİZ
Uzun bayram tatiline ABD borçlanma tavanı pazarlıklarının gerilimi altında başlamıştık. ABD Hazinesi, belirlenen borçlanma tavanına gelip dayanmıştı. Borçlanma tavanı artırılmadığı için tedbir olarak bazı devlet dairelerinin kapısına kilit vurulmuş, çalışanlar evlerine gönderilmişti. Asıl önemlisi 17 Ekim'e kadar borçlanma tavanı yükseltilmezse, ABD Hazinesi, vadesi gelen bonoların itfasını yapamayacaktı. Yani bir iflas riski ile karşı karşıyaydı.
ABD Hazinesi'nin borçlarını ödeyememesi, oradan alacağı para ile kendi ödemelerini yapacak alacaklı kuruluşların da ödemelerini yerine getirememesine yol açacak ve zincirleme olarak borçların ödenememesi ile ortaya bir finansal kriz çıkabilecekti.
Kabus gününe saatler kala bir anlaşmaya varıldığı açıklandı. Ortalığın yangın yerine dönmesi son anda önlenmiş oldu. Ama şimdilik... Çünkü her ne kadar haberler "ABD borçlanma tavanı krizi çözüldü" şeklinde verilse de aslında ortada henüz çözüm denecek birşey yok. Ortada borçlanma tavanı ve bütçe konusunda herhangi bir anlaşma ve formül yok. Yapılan tek şey, kritik 17 Ekim tarihine kadar bir anlaşma sağlayamayan tarafların sorunu birkaç ay ertelemelerinden ibaret.
Çözülmesi gereken en önemli anlaşmazlık maddesi olan borçlanma tavanında bir uzlaşma yok. Borçlanma tavanında uzlaşma çıkmayınca, yasal olarak yapılabilecek ikinci seçeneği kabul etmek zorunda kaldılar. Bu da borçlanma tavanı uygulamasını geçici olarak askıya almaktı. 7 Şubat'a kadar borçlanma tavanı uygulaması askıya alındı. 7 Şubat'a kadar hükümet, istediği kadar borçlanabilecek. Eğer bu arada bir çözüm çıkmazsa aynı kabus tekrar karşımıza çıkacak.
Borç krizi nedeniyle kapatılan devlet daireleri tekrar çalışmaya başlayacak ama bunun da bir sınırı var. 15 Ocak'a kadar bir bütçe konusunda anlaşma sağlanamamışsa devlet daireleri yine kapısına kilit vuracak.
Anlaşmanın üçüncü önemli maddesine göre iki parti 2014 bütçesi için Kongre'de özel bir komite oluşturacak. Bu Süper Komite'nin 13 Aralık'a kadar bir uzlaşma sağlaması gerekiyor.
Özetle ortada bir çözüm yok ve önümüzde üç kritik tarih var: 13 Aralık, 15 Ocak ve 7 Şubat. İlk kritik tarih olan 13 Aralık'a kadar bütçe konusunda bir uzlaşma ortaya çıkmazsa, 7 Şubat'a kadarki süreç sürekli artan bir gerilimle geçecek.
Son borçlanma tavanı pazarlıkları sırasında Cumhuriyetçi Parti'nin oldukça yıpranmış olmasına, Obama yönetiminin de itibar kaybetmiş olmasına rağmen önümüzdeki pazarlıklarda iki tarafın da yumuşaması pek beklenmiyor. 2014 sonbaharında yapılacak olan Temsilciler Meclisi seçimlerinin gölgesi bu pazarlıklarda iki trafı da daha uzlaşmaz bir tutuma sürükleyebilir.
Bütçe ve borçlanma tavanı alanındaki bu çözümsüzlük ve belirsizlik devam ederken kredi notu kuruluşlarının ABD'nin notunu düşürdüklerine şahit olabiliriz. Bu güçlü olasılık da önümüzdeki dönemde piyasaların gündemini meşgul edecek gelişmelerden birisi olacak.
FED DE KARARINI ERTELEYEBİLİR
Bu arada ABD Merkez Bankası'nın (FED) ay sonunda yapılacak para politikası toplantısı da daha kritik bir hale bürünecek. FED gündeminin ilk sırasında yine piyasaya pompalanan para miktarını azaltma operasyonuna başlayıp başlamama sorusu olacak.
FED'in bu toplantıda datahvil alım miktarını azaltmadan yola devam kararı alma ihtimali oldukça yüksek. Bunun bir nedeni, borç krizinin çözülmemiş olması ve uzlaşma umudunun zayıf olması. İkinci neden ise kriz nedeniyle hükümet dairelerinin kapatılmış olması yüzünden, ekim ayında ekonomik verilerin derlenenemiş, anket ve istatistiklerin yapılamamış olması.
Özellikle FED için önelli bir veri olan işsizlik verisinin açıklaması gecikecek. Ayrıca her ay aynı günde yapılan bu araştırma, ekim ayında Çalışma Bakanlığı'nın ilgili dairesi çalışmadığı için farklı bir tarihte yapılmak zorunda. Bu da verilerin önceki aylarla karşılaştırmasında uyumsuzluklar yaratacak. Bu uyumsuzluğun ortadan kalkması ancak ileriki aylarda mümkün olabilecek. Veri akışındaki bu aksama FED'in karar verme sürecini de ertelemesine yol acabilir.