ABD finansal krizden çıkmış mıdır?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin YILMAZ / Bilecik Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi

2007 yılı Temmuz ayında ABD'de patlak veren kalitesiz ipotek krizinin etkisi global finansal krize neden olmuş ve günümüzde de henüz etkileri devam ederken ABD'de son ekonomik ve finansal durumu değerlendirmek yerinde olacaktır.

Konut inşaat başlangıcı ve yeni konut satışları verilerine bakılırsa iyiye doğru bir yönelimin olduğu görünmemektedir. Konut inşaat başlangıç verilerine bakıldığında 2007 yılından 2009 yılına kadar yeni konut inşaatı başlangıç rakamlarının sırasıyla %26, %33 ve %38 oranında her yıl azalış gösterdiği görülmektedir. Ancak, konut inşaat başlangıçları 2010 yılında %5.6 ve 2011 Ekim ayında ise yıllık olarak %7.4 oranında artış göstermiştir. Buna göre olumluya doğru bir gidişatın olduğu düşünülebilir. Fakat yeni konut satışlarına bakıldığında durumun hiç de iç açıcı olmadığı görülecektir. Yeni konut satışları 2007yılından 2011 Ekim ayına kadar her yıl sırasıyla %27, %37, %22, %14 ve %4 oranında azalmıştır. Yeni konut satışlarındaki azalış oranı azalarak devam etmektedir. Azalıştaki azalış eğilimi devam ederse kısa süre sonra yeni konut satışlarında artış başlayacaktır.

İşsizlik oranlarına bakıldığında 2007 de 2006 yılının işsizlik oranının korunduğu (%4.6), 2008 den 2010 yılına kadar sırasıyla %5.8, %9.3 ve %9.6 olarak geliştiği görülmektedir. İşsizlik oranında 2009 yılında önceki yıla göre %60.34'lük artış gözlenmiştir. 2010 yılında işsizlik oranı önceki yılın yüksek oranını aşarak 2009 yılına göre %3.32 oranında tekrar yükselmiştir. Ekim 2011 itibarıyla ise düşüş göstererek %8.6 seviyelerine gerilemiştir. Bu gelişmenin olumlu bir gelişme olduğu düşünülmeli.

İmalat sektöründe kapasite kullanım oranları 2007 yılında %81 iken bu oran 2008 ve 2009 yıllarında sırasıyla %77.8 ve % 69.1'e düşmüştür. KKO 2010 yılında %74.5'e ve Kasım 2011 de ise %77.8 düzeyine yükselmiştir. Görüldüğü gibi 2007 düzeyine doğru tırmanmaktadır. KKO'nun gelişiminin ABD açısından ümit verici gelişme olduğu kabul edilmelidir.

İşletmelerin stok düzeyleri ekonominin faaliyet düzeyini belirlemede önemli bir araçtır. ABD ekonomisinde işletmelerin stok düzeylerindeki değişim 2006 yılında %7.1 iken 2007- 2009 yıllarında sürekli azalış eğilimi göstermiştir. 2007 yılında stoklardaki artış % 7.1'den %5.4 düzeyine düşmüştür. 2008 ve 2009 yıllarında ise stok düzeyleri sırasıyla %1.2 ve %9.3 azalış göstermiştir. Zaten önceki paragrafta belirtildiği gibi ilgili yıllarda kapasite kullanım oranları azalmıştır. İşletmeler stoklarını azaltma yolunu seçmişler ve üretimlerini azaltmışlardır. 2010 yılında ise stoklarda %8.6 artış gerçekleşmiştir.

Enflasyon oranına bakıldığında Tüketici Fiyat İndeksi'nin (CPI) 2006-2010 yılları arasında sırasıyla %2.5, %4.1, %0, %2.8 ve %1.4 olduğu görülmektedir. Buna göre 2007 yılında kalitesiz ipotek krizinin başladığı dikkate alınırsa finansal sistemdeki sorunların üretimi olumsuz yönde etkilediği ve talebi yeterince karşılayamayan üretim miktarının enflasyon oranının %2.5 den %4.1'e yükselmesine neden olduğu kabul edilmelidir. Başka nedenler olsa da en önemli neden üretim arz ve talebinin eşit olmamasıdır kanısındayız. 2008 yılında finansal sistemin sorunları çözümlenmeye başlanmış, Fannie Mae ve Freddie Mac Hazine tarafından devralınmış ve piyasalarda kısmen güven havası oluşmaya başlamıştır. Talebi karşılamak amacıyla işletmelerin stokları eritilmiş ve talep karşılanmıştır. Dolayısıyla enflasyon oranı "0" çıkmıştır. Tüketici talebi karşılanmış ancak stoklarda %1.2'lik azalış olmuştur. 2009 yılında ise stoklardaki %9.3'lük azalış ve KKO'daki keskin düşüşle birlikte CPI tekrar kriz öncesi seviyesini aşarak %2.8 seviyesine ulaşmıştır. Bu talep artışı finansal sistemin sorunlarının önemli kısmının çözümlendiğini ve tüketicilerin erteledikleri bazı harcamaları yaptıklarını göstermektedir. 2010 yılında ise KKO yükselirken enflasyon oranındaki üretim yetersizliği baskısı azalarak enflasyon %1.4 seviyesine düşmüştür.   

Baa dereceli özel sektör tahvili faiz oranları 2006 yılında %6.48 iken kalitesiz ipotek krizinden sonra 2007-2010 yıllarında sırasıyla %6.48, %7.45, %7.30, ve 6.04 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran Kasım 2011 itibariyle %5.14' düşmüştür. Bu oran kriz öncesi bir seviyedir.30 yıl vadeli ipotek kredileri ise 2006 yılında %6.41 iken 2007- 2010 yıllarında sırasıyla %6.34 ,%6.04, %5.04 ve %4.69 olarak gerçekleşmiştir. Kasım 2011 itibarıyla bu oran %3.99 olarak gerçekleşmiştir. Baa dereceli şirketlerin finansman maliyetlerinin ve ipotekli kredi faiz oranlarının kalitesiz ipotek krizi öncesi dönemin altına düştüğü görülmektedir. 

ABD finansal ve ekonomik sistemlerini çeşitli düzenlemeler, devralmalar, uluslararası strateji değişiklikleri, sosyal politika uygulamaları, finans okuryazarlığı çalışmaları gibi değişik yöntemlerle tekrar güçlendirerek toplumuna ve uluslararası topluma refah düzeylerini artırma konusunda öncülük etme yolundaki konumuna devam edeceğe benzemektedir. Finansal ve ekonomik sorunlarını matematik problemi çözer gibi birer birer çözmektedir. Afganistan'dan, Irak'tan ayrılma planları, bazı uluslararası sorunların çözümünde acele etmeme ve diğer ülkelerin görüşlerini alma gibi olgun hareketler sergilemektedir. Dünyanın öncü ekonomisi ABD'nin finansal, ekonomik ve diğer tüm sorunlarını çözerek istikrarlı bir ülke olmaya devam etmesi tüm dünya açısından yararlıdır kanısındayız.