Abdullah Gül Üniversitesi
KAYSERİ'den / Mahmut SABAH
Nuh Naci Yazgan, Melikşah derken, sonunda Abdullah Gül Üniversitesi'nin de temeli atıldı. Denilebilir ki; artık Kayseri'nin iki vakıf, iki de devlet üniversitesi var.
Bir zamanlar "makarr-ı ulema" yani "alimler şehri" olarak anılan Kayseri, geçen hafta hem anlamlı bir temel atma etkinliğine sahne oldu hem de "Harward benzeri üniversite" düşleyen ' Kayseri sevdalısı' Kayserili işadamlarını, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir araya getirmenin sevincini yaşadı.
Kayseri'de üniversite fikrinin olgunlaşma süreci 20 Nisan 1969'da Gevher Nesibe Tıp Fakültesi'nin temeline atılan harçla başlar. Gevher Nesibe, sonraki yıllarda peşine taktığı üç yeni fakülte ile üniversite kimliğine kavuşur. Adı, Erciyes Üniversitesi'dir (1978) bu öğretim kurumunun. Aradan otuz yıl geçer, sırasıyla Melikşah ve Nuh Naci Yazgan Vakıf üniversiteleri girer devreye… Şimdi ise kent gündeminde adını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den alan 2'nci devlet üniversitesi vardır.
Kayseri, sağlıklı kalkınmanın, bilgi donanımlı insan faktörüyle mümkün olabileceğine inanmış bir kent. Bugün eğer Erciyes Üniversitesi saygın bir konuma gelebilmiş, Melikşah ya da Nuh Naci Yazgan üniversiteleri olduğunca kısa sürede kapılarını öğrenime açma şansını yakalayabilmişlerse, bunu kent halkının özellikle de hayırsever işadamlarının, eğitilmiş insan unsuruna verdiği öneme borçlu.
Nitekim dün, Erciyes Üniversitesi ile iki vakıf üniversitesi için kolları sıvayarak kampus alanlarını fakülte, yüksekokul, enstitü binaları, hastane, kültür sitesi ve sportif yapılarla donatan Kayserili işadamları bugün Abdullah Gül Üniversitesi için seferber. Vakıf kurmuşlar üniversiteye destek için kendi aralarında. "Abdullah Gül Üniversitesi'nin fakülte binaları bizden" diyor ve ekliyorlar; "Önceliğimiz 10 fakülte. Bizler yapacağız bu fakülteleri. Bina sayısı ilerde daha da artacak. Amacımız yeni bir 'mükemmeliyet' merkezi yaratarak, kaliteli öğrenime katkıda bulunmak".
Doğrusu, gurur verici bir duruş.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "özverili" bu duruşa ilişkin sözleri, "Hayırseverlikte rakip tanımıyoruz" diyen Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'yi onaylar nitelikte. Sayın Gül, bakınız ne diyor, bu konuda: "Kayseri'nin çok özellikleri var. Hayırseverlik hasleti de bunlardan biri. Şu bir gerçek; Kayseri'nin hayırseverliği, kazancının bir kısmını zorlama ve mecburiyet olmadan gönüllü olarak hayır işlerine ayıran ve bunu halkın yararına harcayan hemşerilerimizin sayısı giderek artıyor. Hayırseverler tabirinin patenti buraya, yani Kayseri'ye ait. "Hayırseverliğin kurumsallaştığı il neresi derseniz, Kayseri'dir. Herkes öyle söylüyor."
Umarım; varını yoğunu seferber ederek, bugüne kadar üç üniversitenin varoluş sınavından alın akıyla çıkan Kayseri, Abdullah Gül Üniversitesi sınavından da başarıyla çıkar.