”Açılımla ilgili öneriler Meclis'te açıklanacak”
Bakan Atalay, 'demokratik açılım' konusunda düzenlediği basın toplantısında, "Çözüme ilişkin umutlarımız arttı" dedi
ANKARA- İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "demokratik açılım" konusundaki basın toplantısında, "Önerilerin ilk açıklanacağı yer TBMM çatısının altı olacaktır. Meclis açılacak ve biz bu konudaki çalışmalarımızı ilk orada açıklayacağız" dedi.
Atalay, İçişleri Bakanlığında düzenlediği basın toplantısına dün Şemdinli'de 4 askerin şehit olmasından duyduğu üzüntüyü ifade ederek başladı. Atalay, "İnşallah yürüttüğümüz çalışmalarımız başarıyla sonuçlanır da bu olayları, bu acı haberleri yaşamayız" dedi.
Yaklaşık 1 ay önce basın toplantısı düzenlediğini belirten Atalay, bu sürede yaptıkları çalışmalar, gelinen nokta hakkında vatandaşları bilgilendirmek istediğini söyledi.
En geniş toplumsal mutabakatla çalışmaların yürütülmesi gerektiğini dile getirdiğini belirten Atalay, bu çerçevede çok önemli, kapsamlı çalışmalar yaptıklarını, toplumun pek çok farklı kesimini ziyaret ettiklerini, dinlediklerini, pek çok kişiyle görüştüklerini ve görüşmeye devam ettiklerini anlattı. 5 siyasi partinin genel başkanını ziyaret ettiğini vurgulayan Atalay, 22 sivil toplum kuruluşuyla, 11 meslek örgütüyle görüştüğünü, şehit ailelerini temsil eden 24 dernekle bir araya geldiğini, bireysel, tek tek faydalanacakları kişilerle de görüştüklerini söyledi.
Atalay, ''Görüşme ve toplantılar süreç açısından son derece olumlu ve verimli olmuştur. Bu süreci geniş çaplı görüşme, müzakere ve mutabakat şeklinde yürütmemiz bizim hükümet olarak uslup ve anlayışımızın da bir tezahürüdür" dedi.
Hasan Celal Güzel, Yılmaz Öztuna ve Tarhan Erdem'le birebir görüştüğünü kaydeden Atalay, "Bu çalışmamız esasen bir ortak akıl arayışıydı. Gerçekten hedefe ulaştığımızı ifade etmek istiyorum. Yaptığımız bütün görüşmeler sorunun çözülmesi gerektiği konusunda toplumda çok güçlü bir mutabakatın var olduğunu gördük. Herkes terörün bitmesini istiyor. Demkoratik standartların yükselmesini istiyor. Bu sorunun ortadan kaldırılması için tüm devlet kurumları, siyasi partilerin, tüm kesimlerin sorumlu davranmasını ve elini taşın altına koymasını bekliyoruz" diye konuştu.
"Sivil örgütlerin hepsi emek verdi"
Atalay, şöyle devam etti:
"Gerçekten toplumumuzun duyarlılığını, zenginliğini, kaygı sahibi oluşunu, insanımızı bir anlamda sorun paylaşma özelliğini bir defa daha yeniden keşfettik. Bir önemli meslek kuruluşumuzun başkanı, kulağıma dedi ki "Tam 30 gündür yatıyordum, rahatsızlığım vardı, bugün konunun önemi için kalktım geldim" dedi. Başka bir önemli kuruluşumuzun temsilcisi de bütün arkadaşlarını tatilden çağırmış, kendisi de hastanede yatmıştı, yarım saat kendisiyle değerlendirmeler yaptık. Bu sivil toplum kuruluşlarımızın hepsi emek verdi, bana bir dosya verdi. Bunun yanında TOBB, şu anda konuya çok duyarlı davrandılar. Şu anda tabandan başlayarak bütün odalarıyla bölge toplantıları yapıyorlar bize onların sonucunda bir Türkiye geneli değerlendirmesini getirecekler.
21 sivil toplum kuruluşunu birlikte çağırmıştık. Bunun içinde çok farklı kuruluşlar vardı. Düşünce kuruluşları, dernekler, vakıflar, insan hakları kuruluşları var. Saatlerce bir değerlendirme yaptık. O gün o salonda bu kadar farklı kesimden gelen insanların ne kadar rahat bir ortamda, hiç kimse kimseyi rencide etmeden bu konuyu paylaştıklarını, tartıştıklarını, ne kadar güzel bir atmosferi orada yaşadığımı ifade etmek istiyorum. Bu Türkiye'de büyük bir olgunlaşmadır.
Bir sivil toplum örgütü temsilcisinin şu ifadesini tekrarlamak istiyorum: Devlet ilk defa bizim görüş ve önerilerimizi dinliyor ve dikkate alıyor. Bu sözü kullandılar."
Vatandaşların düşüncelerini öğrenmek amacıyla kamuoyu araştırmaları yaptılarını, bölgesel bazda, siyasal parti bazında araştırmalar yaptıklarını, bunların sonuçlarının ellerinde olduğunu anlatan Atalay, bilim adamları ve uzmanlarla bu konuda görüşmelerinin olduğunu, YÖK'le bugünlerde görüşmelerinin olacağını bildirdi.
@page@
"Yabancı el aramaktan vazgeçelim"
Atalay, şunları kaydetti:
"Böylesine geniş bir çalışma ve mutabakat çözüme ilişkin umutlarımızı çok artırdı. Ben çok umutluyum. Sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, odalar, meğer bu konularda ne çok çalışmışlar. Artık eski alışkanlıklarımızı terk edelim ve kendi insanımıza ve kurumlarımıza güvenelim. Her açılımın arkasında yabancı bir el aramaktan vazgeçelim. Bu meseleyi biz çözeceğiz. Bu özgüven ve kararlılığa sahip olalım."
Yürütülen çalışmaları bir yabancı kuruluşun raporlarıyla ilişkilendirmenin siyasi bir kompleks olduğunu ifade eden Atalay, "Bu kendi insanımıza güvenmemektir. Kendimizi küçümseyerek bu tür değerlendirmeler yapıyoruz. Bizim bunları düşünecek devlet adamımız, siyaset adamamız, terör uzmanımız yetişmemiştir, bunu mu demek istiyor? Niye kendimize haksızlık yapıyoruz. Yeterki biz arayalım, bu konularda Türkiye'de büyük zenginlik var. Ön yargıları kaldırarak bu zemini aradığımızda o zenginliği keşfediyoruz."
Bizi reddettiler
Kendilerine verilen rapor ve görüşleri titizlikle değerlendirdiklerini anlatan Atalay, "Konunun tüm boyutları en ince ayrıntısına kadar çalışılmaktadır. Kurumlarımız da bu sürece katkı vermeye devam etmektedir" dedi.
Demokratik standartların yükseltilmesi ve terörün sona erdirilmesi konusunda herkesin ortak iradeye sahip olduğunu belirten Atalay, "Kişilik haklarına saldırmadan, hakarete başvurmadan, medeni vatandaşlar olarak tartışabilmeliyiz. Demokratik açılım dediğimiz süreç, bu ilk aşamasında çok başarılıdır. Bu tartışma ortamı, bu samimiyet, empati yapabilme, insanların birbiri için kaygılanması, toplumumuzun derinlerinde asırlardır var olan bu duyguları ortaya çıkardı. Bu müthiş bir zenginliktir. Demokratik açılım dediğimiz illa büyük politikalar değil. Bütün bunlar çok önemli gelişmelerdir" diye konuştu.
Demokratik açılımın amacı ve hedefleri açık ve net olduğu halde geçen bir ayda kafaların karıştırılmaya çalışıldığının görüldüğünü dile getiren Atalay, şunları söyledi:
"Doğrusu bu bizi üzdü. Bu süreç her vatandaşımızın daha huzurlu olmasını sağlayacaktır. Amacımız, bu ülkede yaşayan herkesin kendini özgürce ifade edebileceği demokratik ortamı tesis edebilmek. Sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi, Türkiye uzun yıllardır terörle mücadele halindedir. Ekmeğe uzanması gereken eller silaha uzanmıştır. Sürece karşı çıkanların bir takım yanlış verilerle ve ön yargılardan hareketle yanlış sonuçlara ulaştıklarını ben görüyorum. Kapılarını çaldığımızda da bizi reddettiler. Dolayısıyla bilgi sahibi olmadan üretilen siyasi polemiklerin ülkemize hiçbir faydası yoktur. Biz görüştüğümüz kesimlerin hiçbirisinin bu konularda niyetle, hedefle ilgili hiçbir tereddütü yok. Diğer siyasi partilerimizle de paylaşılsa bu tür yaklaşımlar eminim olmayacaktır."
Bölünme fobisi
Demokratik açılım sürecinin temel unsurlarının geniş bir müzakere sürecinin sonunda oluşturulacağını ifade ettiğini anımsatan Atalay, şöyle konuştu:
"Paket ve eylem planı çıkarmadık. Halen ortak akılla bunları olgunlaştırmaya çalışıyoruz. Buna rağmen muhalefet ve bazı kesimler bizi içeriği açıklamamakla suçladılar. Demokratik açılım sürecinin ülkeyi böleceğini, yeni azınlıklar yaratacağını ifade ettiler. Öncelikle şu bölünme sendromundan kurtulmamız gerekiyor artık. Bin yıldır birlikte yaşayan milletimizi bölmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir. Siyaset yapma sorumluluğu taşıyanların sürekli bölünme fobisi üretmekten vazgeçmesi gerekiyor. Üniter devlet yapısının sürekli gündeme getirilmesi bizce özgüven eksikliğinin bir sonucudur. Hiç kimse devletin bütünlüğünü, milletin birliğini, resmi dilin Türkçe olduğunu, bayrağımızın ay yıldızlı bayrak olduğunu, istiklal marşımızI tartışmıyor. Yürüttüğümüz bu proje devlet ve millet olarak bütünlüğümüzü pekiştirecektir. Biz millete güveniyoruz."
@page@
"Hedeflerimiz net"
"Bu süreç sonunda ulaşmak istediğimiz somut sonuçlar vardır. Bizim hedeflerimiz açık ve nettir. Demokratik açılım süreci sonunda terör sona erecek ve Türkiye huzura kavuşacak. Yüreği dağlanan analara yenileri eklenmeyecek. Tarih boyunca geliştiriğimiz birlik ve kardeşlik duygularımız daha da pekişecektir. Ülkemizin kalkınması için daha fazla kaynak ayrılacaktır" diye devam eden Atalay, GAP, DAP, Konya ovası projesi gibi ülke açısından hayati önemi olan projelerin tamamlanmasının sağlanacağını vurguladı. Atalay, "Herkes daha huzurlu, güçlü, müreffeh bir Türkiye'de yaşayacaktır. Vatandaşlık bağı daha da güçlenecektir. Demokrasimizin standardı yükselecektir. Demkoratikleşerek ve özgürlük alanını genişleterek terör sorununu çözen bir Türkiye, dünyaya örnek olacaktır. Türkiye, daha küresel bir aktör olacaktır" dedi.
"Komplo teorilerini yadırgıyoruz"
Bu çalışmalarla hiçbir kesime ayrımcılık ve ayrıcalık yapılmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Atalay, şöyle konuştu:
"Herkes bugünkünden çok daha iyi bir durumda olacaktır. Bizim demokratik açılım hedeflerimiz bunlardır. Bunun dışında gizli bir hesabımız yoktur. Komplo teorileriyle bu sürece yaklaşmayı yadırgıyoruz. Siyaset sorun üretme yolu değildir. Siyaset toplumun sorunlarına çözüm bulma sanatıdır. Hükümet olarak biz bütün Türkiye'nin sorumluluğunu taşıyoruz. Ülkenin bütünlüğünün garantisi biziz. AK Parti ve hükümetimize bölme gibi suçlamalar yapılıyor. Biz belirli bölgelerin partisi değiliz, bütün Türkiye'nin partisiyiz. Kardeşliğin çimentosuyuz, birliğin adeta garantisiyiz. Bu çalışmaları sadece AK Parti yapar. Eğer bugün sorunlar büyüdüyse, zamanında bu sorunlar yapılmadığı içindir. Şimdi bunların yapılması, daha fazla sorunların büyümemesi içindir."
Partilere çağrı
Süreçte yıkıcı değil, yapıcı olmaktan yana olduklarını, pozitif siyaseti savunduklarını belirten Atalay, "Siyasi partilere tekrar seslenmek istiyorum. Sorunun değil, çözümün parçası olun. Bu çözüm sürecini siz de katkıda bulunun, bunu tıkamayın. Bu süreci bir bütünleşme, kardeşleşme süreci olarak gündeme getirdik. Mutabakat zemini ne kadar geniş olursa çözümün doğuracağı memnuniyet de o derece fazla olur. Kimse kaygıya kapılmasın. Devletin temel hassasiyetleri de milletin duyarlılıkları da en iyi şekilde değerlendirmeye alınmaktadır. Açılımın kabuledilebilir mahiyette olması, Türkiye'nin dinamik ve hassasiyetlerini gözetmesiyle mümkündür. Toplumu rahatsız edecek teklifler, sürece karşı çıkmak, çözümü istememekle eş anlamlıdır" diye konuştu.
Atalay, şöyle devam etti:
"Demokratik açılım süreci politik hesaplarla, günlük politikanın dil ve uslubuyla ele alınamayacak kadar önemlidir. Siyasetçilerin daha ölçülü, sorumlu davranmaları gerekir. Rejimimiz her türlü sorunu tartışacak, çözecek derinlik ve güce ulaşmıştır. Bir kısım konuları konuşulamaz tabular haline getirmek demokrasi ve siyaset kurumumuza güvenmemek demektir. Herkesten beklentimiz özellikle demokrasiye güvenmeleri. Konuyu kısa vadeli değerlendirmiyor, köklü ve kalıcı çözümler arıyoruz."
Atalay, bu meselenin iktidarıyla, muhalefetiyle herkesin meselesi olduğunu ve tarihi sorumluluk olduğunu belirterek, "Bu sorumluluktan kaçanları ve çözüm yolunu tıkayanları milletin vicdanına havale ediyoruz" dedi.
@page@
"Süreç bundan sonra nasıl işleyecek"
Atalay, sürece ilişkin şu bilgileri verdi:
"Sürecimiz şöyle işleyecek; Şimdiye kadar yapmış olduğumuz çalışmalar, görüşmelerimiz ışığında bütün detaylarıyla analiz ediliyor. Benim başkanlığımda çalışma grubumuz var. Dışişleri Bakanlığımız ve diğer kurumlarımızla işbirliğimiz sürüyor. Bu değerlendirmeler, yaptığımız taslak çalışma, kısa, orta, uzun vadeyle ilgili tekliflerimizi Başbakanımıza sunacağız. Konu Bakanlar Kurulunda, grubumuzda görüşülmesi gereken bir konu. Ayrıca, yine benim başkanlığımda belki daha ayrıntıları işleyecek ekip çalışması devam edecek. Bizim niyetimiz, zamanlamamız, mümkün olabildiğince parlamento yasama yılına başlayana kadar bu çalışmalarımızı belli bir seviyeye getirebilmek. Bu konuları, önerilerin ilk açıklanacağı yer TBMM çatısının altı olacaktır. Meclis açılacak ve biz bu konudaki çalışmalarımızı ilk orada açıklayacağız. Demokratik açılımın asıl sahibi milletimizdir, çözümün adresi de millet iradesinin tecelli ettiği TBMM'dir."
Sorular
Anayasa değişikliğinin gündemde olup olmadığı sorusunu, Atalay, "Görüştüğümüz sivil toplum kuruluşlarının anayasa değişikliğiyle ilgili talepleri oldu. Şu anda bu süreçle ilgili bir anayasa değişikliği gündemimizde yok. Ama mevcut anayasanın değişmesiyle ilgili çok yüksek bir talep var. İnşallah parlamentomuz, siyaset kurumumuz bunu dikkate alır" şeklinde yanıtladı.
Görüşemedikleri siyasi partilerle görüşme taleplerinin olup olmadığı sorusuna Atalay, "Görüşme talebimiz hep sürüyor, o safhaya gelineceğine inanıyorum. Toplumumuz da o konuda zorlayacaktır" karşılığını verdi.
Atalay, YÖK'le gerçekleştirecekleri görüşmeyi, "YÖK'ü daha çok üniversitelerle irtibat açısından düşündük. YÖK ve bazı büyük üniversitelerimizin bize katkı vermesi yönünde görüşmelerimiz olacak" şeklinde değerlendirdi.
Bir soru üzerine, Atalay, "Af diye bir kavramı biz zikretmedik, zikretmiyoruz. Bu işin başı silahların bırakılması" dedi.