Adana, krizden ağır darbe aldı

ATO'nun rakamlarına göre kentte 2009 yılı Ocak-Kasım döneminde açılan firma sayısı, 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 3,5 azaldı, kapanan firma sayısının ise yüzde 23,5 arttı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ADANA - Adana Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş, kentte 2009 yılı Ocak-Kasım döneminde açılan firma sayının, 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 3,5 azaldığını, kapanan firma sayısının ise yüzde 23,5 arttığını bildirdi.

Baş, yaptığı yazılı açıklamada, 2009 yılında ekonomi alanında yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, ekonomideki gerçekleşmeyen umut ve istikrar beklentilerinin 2010 yılına taşımasının üzüntüsünü ve kaygısını yaşadıklarını kaydetti.

ABD'de başladıktan sonra tüm dünyayı etkisi altına alan küresel mali krizin, Türkiye'deki olumsuz etkilerini en çok kredi sistemine yansımalarıyla gösterdiği ifade eden Baş, bunun sonucunda da ekonominin temel göstergeleri sayılan yatırım, üretim ve istihdamda adeta bir yıkım yaşandığını savundu.

Tedbirler geç kaldı

Küresel mali krizin Türkiye'ye yansımalarını azaltacak tedbirlerin alınmasında geç kalındığını öne süren Baş, şöyle devam etti:

"Küresel ekonomik krizin yarattığı olumsuzluklar ülkemizde 30 bini aşkın şirketin yanı sıra, 130 binin üzerinde küçük işletmenin kapanmasına yol açtı. Krizin etkisiyle kısa süre öncesine kadar kendine yeterli bir ekonomiye sahip olan Adana'da da sanayi, ticaret ve istihdam üçgeni sürekli kan kaybetti. Kayıtlarımıza göre, 2009 yılının Ocak-Kasım döneminde 2 bin 295 firma açılırken, bin 56'sı ise kapandı.

Oysa bu rakamları 2008'nin aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda, açılan firma sayısının 2 bin 389, kapanan firma sayısının 855 olduğunu görüyoruz. Buna göre, 2009 Ocak-Kasım döneminde açılan firma sayısı, 2008'in aynı dönemine göre yüzde 3,5 azalmış, kapanan firma sayısı da yüzde 23,5 artış göstermiştir.

Bu gelişmelere bağlı olarak, protesto edilen senet sayısı da 2008 yılının Ocak-Kasım dönemine göre 2009'da yüzde 20 oranında artmıştır. Adana yakın zamana kadar dış ticaretini dengede tutan, hatta dış ticaret fazlası veren bir kent durumundayken, son yıllarda bu özelliğini yitirmiş, dış ticaret açığımız 2001 krizinden bu yana yaşanan en alt seviyeye gerilemiştir. İthalatımız hızla artarken, ihracatımız da durma noktasına gelmiştir. Bütün bu nedenlerle olumsuz göstergelerin düzeltilebilmesine yönelik etkin ve kalıcı önlemler alınmazsa 2010'un da kayıp yıl olacağı endişesini taşıyoruz."

İşsizlik yüzde 20'yi geçti

Baş, 2009 yılında ekonomik göstergelerde yaşanan düşüşün işsiz sayısında da artışlar yaşanmasına neden olduğunu belirterek, "Adana'da yüzde 20,3 oranına gelerek rekor rakamlara ulaşan işsizliğin daha fazla sosyal olaylara yol açmadan önlenebilmesi için öncelikle istihdamın artırılabilmesine yönelik önlemlerin hayata geçirilmesi gerekir" dedi.

İşsizliğin azaltılması için yeni istihdam alanları yaratılması gerektiğini anlatan Baş, Yumurtalık bölgesine kurulması planlanan tersane, rafineri ve diğer petro-kimya tesisi projelerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Baş, üretimin canlandırılması için iç pazarda tüketimin artırılmasının yanı sıra komşu ülkelere yönelik dış ticaret potansiyelinin de geliştirilmesi ve yeni pazarlar oluşturulması gerektiğini kaydetti.

Adana teşvik istiyor

Teşvik Yasası'nda gerekli değişikliklerin yapılarak kente yatırımın teşvik edilmesini isteyen Baş, şöyle konuştu:

"Bölgede pamuk üretiminin artırılmasına yönelik önlemler bulunması, tarım sektörü ve tarımsal üretimin teşvik edilmesi hayati derecede önem taşımakta. Ayrıca, kapanmayla karşı karşıya kalan iş yerlerinin halen peşin vergi ödeyerek, sanayi kuruluşları da yüksek maliyetli enerji ve vergi yüküyle ayakta kalmaya çalışıyor.

İstihdamdan yakınırken, sosyal güvenlik primlerini yüksek tutuyoruz. Sonra da işten çıkarma ve iş yeri kapatmalarından dert yanıyoruz. Oysa henüz kazanılmayan kazancın vergisini bile peşin ödemek mecburiyetinde kaldığımız bir ülkede yaşadığımızı kimi zaman unutuyoruz. Buna karşın öncelikle yapılması gerekenin, sanayici ve tüccarın rekabet gücü ve istihdam olanaklarının artırılmasından geçtiğini de çok iyi biliyoruz.

Bu kapsamda 2010 yılında hükümetin çözüm için ele almasını beklediğimiz en önemli sorunların başında işsizliğin azaltılabilmesine yönelik uygulamaların getirilmesi, yatırımların önünün açılmasını sağlayacak destekleyici kredilerin uygulanması ve tarım ülkesi olan Türkiye'nin bu güçlü yönünü ön plana çıkartabilecek çalışmaların yapılmasıdır.