Afet yönetim sistemi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dr. Recai AKYEL /  Tokat Valisi

12 Kasım 1999 Düzce depreminin 9. yıldönümünde, depremi ve depremin öldürücü ve yıkıcı özelliğini bir kez daha hatırlamaktayız. Aslında başta deprem olmak üzere afetleri göz ardı etmemeliyiz. Doğal kaynaklı ve insan kaynaklı afetler toplumlar için gittikçe daha fazla riskli ve zararlı olmaktadır. Teknolojik ve endüstriyel gelişmeler, nüfus yoğunluğu ve kentleşmeyle bir arada düşünüldüğünde afet riski her an var kabul edilmektedir. Bu olgu toplumları afetlere karşı duyarlı olmaya zorlamaktadır. Toplumlar afetlerin yönetilmesi gerektiğini kabullenerek, afet yönetim sistemleri kurmaktadırlar. Toplumların afet algılamaları ve afet yönetimleri her geçen gün iyileşmektedir. Türk afet yönetim anlayışı da olumlu şekilde gelişmektedir.

Afet

Afetler toplumsal yaşamı ve kurumsal yapıyı derinden etkileyen olaylardır. Gerek doğal kaynaklı olsun, gerekse insan kaynaklı olsun, afet olayları bireyleri, kurumları, eşyayı ve doğayı etkilemekte ve yıkımlara yol açmaktadır. Afet bir yönüyle sürekli tekrarlanan doğal bir olay, diğer bir yönüyle de insanın faaliyetlerinden ve davranışlarından kaynaklanan bir felakettir. Bu yönüyle afetler doğanın, yaşamın ve toplumun, kaçınılması mümkün olmayan bir parçasıdır. Toplumların afetlerle karşılaşma riski altında olmaları, afetsiz bir yaşamın mümkün olmaması, toplumların afetlerle birlikte yaşama becerilerini geliştirmelerini zorunlu kılmaktadır. Afetten kaçınmanın mümkün olmadığı, afetle birlikte yaşamanın zorunlu olduğu, afetin yönetilmesi gerektiği anlayışı gittikçe gelişmektedir.( Akyel, 2007, s.1-10)

Afetin algılanması

Bir doğal tehlike, insanların mallarına zarar verdiğinde veya onların yaralanmasına veya ölümüne neden olduğunda doğal afete dönüşür. Kısacası doğal riskler, bireylere, binalara, sosyal, ekonomik ve politik yaşama zarar verdiğinde bir doğal afetle karşı karşıya kalınmaktadır. Bu çerçevede bir doğal risk, yani bir deprem, sel ya da kasırga gibi fiziksel bir olay, sosyal sistemin işleyişini ve teknolojik ürünleri (binaları ve diğer yapıları) negatif etkilemesi durumunda doğal afet olarak tanımlanabilecektir. Bu nedenle, doğal afetler, bir doğal nedenin sadece fiziksel dinamiklerine ya da özelliklerine göre değil, sosyal sistem üzerindeki etkisine göre tanımlanmaktadır (Güvel, 2001, s.22).

Doğal afetlerin 'insan ve toplum işi' olarak açıklanması

Doğal afetleri doğal olmaktan çok sosyal bir olgu olarak açıklayan yaklaşıma göre; doğal afet, insanın ve toplumun sosyal, kültürel, ekonomik ve politik sistemin çevresel koşullara uyum sağlamada başarısız olması durumunda meydana gelmektedir. Doğal afetlerin insan ve toplum işi olarak açıklanmasının mantıksal sonucu, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik sistemlerin, insanların yaşamını tehdit eden doğal afetleri önleyici ya da azaltıcı yönde geliştirilebileceğidir. Öyleyse afetleri önlemenin ya da azaltmanın yolu, belirli politikalar ile ya da sosyal, ekonomik ve politik sistem tipleri ile çevresel koşullar ve doğal nedenler arasındaki ilişkinin anlaşılmasından geçmektedir (Güvel, 2001, s.2). Rousseau, 1755 Lizbon depreminin, doğa işi olarak değil, kentsel yapının ve yüksek düzeyde sismik bölgelere dikkatsizce konut yapılmasının sonucu olarak algılanması gerektiğini vurgulamıştır. O'na göre insan davranışları ve sosyal faktörler depremin etkileri üzerinde önemli rol oynamıştır. Özellikle de fiziksel direnci artıracak teknolojik ilerlemelerin doğal afetlerle mücadele etmede tek başına yetersiz kalması karşısında, doğal afetlerin çok da doğal olmadığı, insan ve toplum işi olduğu ileri sürülmeye başlanmıştır (Güvel, 2001, s.17).

Sosyal bilimler açısından afet olgusu incelenmelidir

Sosyal yaklaşıma göre doğal afet olgusu sadece fiziksel nitelikte değildir; doğal afet olgusunun sosyal, ekonomik ve politik boyutları da söz konusudur. Dolayısıyla sosyal yaşamın diğer alanları gibi doğal afetlerin de sosyal bilimlerce açıklanması bir zorunluluktur. Bu alanda atılacak ilk adım, doğal afet olgusunun sosyal, ekonomik ve politik boyutlarını açıklayabilecek kavramsal bir çerçevenin geliştirilmesi olmalıdır (Güvel, 2001, s.20-25).

Sosyal faktörlerin doğal afet oluşumuna etkisi

Doğal afetlerin kaynağı sosyal (ekonomik, politik, kültürel) sisteme kök salmaktadır. Bu görüşe göre, doğal afet, sosyal sistemi etkileyen dışsal bir güç değildir; fakat içsel defoların ve toplumsal zayıflıkların bir ifadesidir. Buna göre tehdit dışarıda bir yerde deprem, kasırga ya da sel olarak duruyor değildir; bilakis sosyal sistemin içinde yer almaktadır (Quarantelli, 1993, s. 16). Afetlerin etkisi, toplumun fiziksel, sosyal ve ekonomik direncinin bir fonksiyonudur. Öyleyse doğal afetlerden insanların ve toplumların eylemlerinin ve kararlarının dışında var olabileceklermiş gibi bahsetmek doğru olmayacaktır. Bir doğal riskin doğal afete dönüşmesi, doğrudan ya da dolaylı olarak insanların eylemleri sonucunda gerçekleşmektedir. Seller, depremler, volkanlar, tsunamiler ve diğer doğal ajanlar, ancak bireylerin ve toplumların etki öncesindeki, anındaki ve sonrasındaki eylemlerine bağlı olarak sosyal sonuçlara yol açacaktır. Doğal afet yoktur; belirli fiziksel olaylar ile belirli sosyal olayların biraraya gelmesinin yol açtığı bir kriz vardır. (Quarantelli, 1993, s. 1)

Doğal afetlerin gelişmiş ülkelerden çok gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmesinin, bu ülkelerdeki ekonomik kayıpların gelişmiş ülkelere oranla çok daha yüksek olmasının temel nedeni kurumsal yapıdaki farklılık olarak görülmektedir.(Güvel, 2001, s.20)

Afet yönetim sistemleri:

Afet Yönetimi, afetlerin önlenmesi ve zararların azaltılabilmesi için, afet öncesi, afet sırası ve afet sonrasında yapılması gereken teknik, yönetsel ve yasal çalışmaları belirleyen ve uygulamaya aktaran, bir olayla karşılaşıldığında etkili bir uygulama yapabilmeyi sağlayan ve mevcut sistemi geliştiren bir yönetim yaklaşımı ve uzmanlık alanıdır (Akdağ, 2002, s.5-6).

Afetlerin toplumları yıkıcı, can ve mal kaybına yol açıcı tahripkar sonuçları karşısında toplumlar tedbir alma ve mücadele etme gerekliliğini hissetmişlerdir. Japonya gibi yıkıcı ve öldürücü afetlerin her türü ile sık sık karşılaşan toplumlar afetle beraber yaşamayı nerdeyse bir yaşam tarzı haline getirmişlerdir. Bu durum tehlikelerin ve afetlerin yönetilmesi gerektiği fikrini doğurmuştur. Tehlikelerle ve afetlerle mücadele hususunda sivil savunma, kriz yönetimi ve afet yönetimi anlayışları oluşmuştur. Toplumlarda afet iyi ve etkin yönetilirse, afet zararları azaltılabilir. Afet yönetim sistemleri denilince, modern afet yönetimi sistemi, bütünleşik afet yönetim sistemi ve toplum tabanlı afet yönetim sistemi anlaşılmaktadır .

Modern afet yönetim sistemi

Modern afet yönetimi anlayışı, afet yönetimi ile ilgili etkinlikleri afetin gerçekleşmesine dayalı olarak tanımlamaktadır. Buna göre, afet öncesinde ve sonrasında yapılması gereken işler vardır. Doğal afetler, gerçekleştikleri coğrafya içinde tekrarlandıkları için, bu işleri birbirini izleyen bir döngüsel model içinde görmek mümkündür. Hazırlıklı olma - acil müdahale - iyileştirme - zarar azaltma çalışmaları ayrı uzmanlıklar gerektiren ve birbirini zaman içinde tamamlayan dört temel kademedir. Bu model yalnızca, toplumda en az dört ayrı kümede çabaların yer almak zorunda olduğuna işaret etmektedir (Gülkan, Balamir ve Yakut, 2003, s.1; Can, 2004, s.7-10).

Bütünleşik afet yönetim sistemi

Bütünleşik afet yönetimi sistemi, afetle mücadelede tüm kaynakların birlikte ve koordineli kullanılması, yani tüm kaynakların tek yumruk olması demektir. Afeti komple düşünen, resmin tamamını görmeyi hedefleyen bir bakış açısıdır. Bu yüzden bütünleşik afet yönetim sistemine entegre afet yönetim sistemi de denilmektedir. Bütünleşik afet yönetimi sistemi, afetlerin önlenmesi ve zararların azaltılması amacıyla bir afet olayının zarar azaltma, önceden hazırlık, kurtarma ve ilk yardım, iyileştirme ve yeniden inşa safhalarında yapılması gereken çalışmaların yönlendirilmesi, koordine edilmesi ve uygulanabilmesi için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda yönetilmesini gerektiren geniş bir kavramdır (Kadıoğlu ve Özdemir, 2005, s.1-2).

Toplum tabanlı afet yönetim sistemi

Toplum tabanlı afet yönetim sistemi toplumun afet yönetim sistemi içerisinde yer almasını benimser. Afet yönetiminin dört evresinde de toplumun bulunması gerekmektedir. Afet ile ilgili çalışmalar sadece kamu kurumları ile sınırlı kalmamalıdır, vatandaşların, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun afet ile ilgili çalışmalarda etkin rolü olmalıdır. Kişiler afetlerden zarar gördüklerinden,afet riskini yönetmekten sorumlu olduklarından; afet durumunda ilk müdahaleyi yapdıklarından ve güvenli bir toplumu yeniden kurma onların sırtında olacağından toplum tabanlı afet yönetimi gerçekleştirilmelidir. Halka afet öncesinde, sırasında ve sonrasında afetlerden kişisel korunma yolları öğretilmelidir (Okazaki, 2004, s.7).

Sonuç

Türk afet yönetiminin iyileştirilmesi için yapılması gerekenler vardır. Modern afet yönetim anlayışı, toplum tabanlı afet yönetim anlayışı ve bütünleşik afet yönetim anlayışının pekiştirilmesi için yasal düzenlemelerdeki ve örgütsel yapıdaki eksiklikler tamamlanmalıdır. Doğal afetleri insan ve toplum işi olarak açıklayan sosyal olgu yaklaşımı benimsenmelidir. Sosyal bilimler açısından ve disiplinler arası bir yaklaşımla afet konusu incelenmelidir. Toplum tabanında afet bilincinin geliştirilmesi için eğitici ve öğretici faaliyetlere önem verilmelidir. Afet zararlarının azaltılması ve afete hazırlık faaliyetleri için maddi kaynak sağlanmalı; yapılaşmalarda ve üretimlerde afet faktörü planlamaya ve maliyete katılmalıdır.

KAYNAKÇA

.Akdağ, S. Emre, (2002), Mali Yapı ve Denetim Boyutlarıyla Afet Yönetimi, Ankara, Sayıştay Başkanlığı.

.Akyel, Recai, (2007), Afet Yönetim Sistemi: Türk Afet Yönetiminde Karşılaşılan Sorunların Tespit Ve Çözümüne İlişkin Bir Araştırma, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.

.Gülkan, P. - Balamir, M.-Yakut, A., (2003), Afet Yönetiminin Stratejik İlkeleri: Türkiye ve Dünyadaki Politikalara Genel Bakış, Ankara, O.D. T. Ü. (A.Y.U. ve A.M.)

.Güvel, Enver Alper, (2001), Doğal Afetlerin Politik Ekonomisi, İstanbul, İMKB.

.Kadıoğlu, Mikdat- Özdamar, Emin, (2005), Afet Yönetiminin Temel İlkeleri, JİCA, Ankara

.Quarantelli, E.,L., Henry, (1994), Draft of A Sociological Disaster Research Agenda For The Future: Theoretical, Methodological And Empirical Issues, Disaster Research Center University of Delaware Newark, Delaware ,USA.