Aile üyesi arttıkça karmaşıklık artıyor
TAİDER, aile İşletmelerinin geleceğini 6. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi'nde tartıştı.
Türk ticaret ve sanayisinin önemli bir kısmını aile işletmeleri oluşturuyor. Aile işletmeleri sahipleri ve gelecek nesillerinden oluşan üyeleri ile TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, 6. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi'nde Aile Şirketlerinin Olumlu Etkileri: Sorumluluk, Esneklik, Yenilenme temasını işledi.
Lombard Odier Yönetici Ortağı Patrick Odier, Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sabancı gibi değerli konuşmacıların yer aldığı Zirvede aile şirketlerinde sürdürülebilirlik uygulamaları katılımcılarla paylaşıldı.
Zirvenin açılış konuşmasını yapan TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Öğücü, önceki nesiller temel ihtiyaçlarına ulaşamamaktan endişe ederken ailenin gelecek nesil üyelerinin sevgisiz bir toplumda yaşamaktan, ihtiyaçlara uygun eğitim alamamaktan, ekoloji ve çevre sorunlarından endişe duyduğunu söyledi. "Geleceği birlikte inşa etmek için bizlere gençlerin yüksek enerjisinden, güncel teknik bilgisinden faydalanmak, onlara güvenmek, fırsat tanımak ve onları sabırla dinlemek düşüyor. Gençlerin ise uzun yıllar yaşayarak elde edilmiş iş deneyimlerine saygı duyması ve bu deneyimlerden faydalanarak aileye ait kültürel ve entelektüel değerlere sahip çıkması gerektiğine inanıyorum" dedi. Zirve çeşitli etkinlikler, oturum ve sunumlar ile devam etti.
Zirvede konuşulan konuların yanında kurumsallık ve kurumsallığa geçiş sürecinde yaşanılan sorunlar, yapılması gerekenler, şirkette nesil devri gibi konularda zirve katılımcıları Dünya Gazetesi'ne açıklamalarda bulundu.
Aile işletmelerinde aile üyesi sayısının artışı ile karmaşıklığın arttığını ifade eden Cryocan Yönetim Kurulu ve 2.nesil üyesi Kemal URHAN “Şirketin içinde var olan nesil sayısı arttıkça yönetimi güçleşebiliyor ya da daha karmaşık bir hal alıyor. Gelecekte yönetimde problem yaşamamak için bugünden alınabilecek önlemler, projeler, aile anayasalarının yazılması, kurumsallaşma süreci gibi konuları bu gibi zirvelerde tartışıyoruz.” dedi. Nesil artışının yarattığı karmaşıklığının çözümünün çok kolay olduğunu düşünmediğini belirten URHAN, “Bu sadece şirkette nasıl bir yönetim tarzı olduğu ile ilgili değil, ülkenin gelişmişlik düzeyinin ve ülkedeki aile şirketlerinin kurumsallık düzeyinin artması, algı ve farkındalığın üst düzeyde olması, yeni nesilin bunları öğrenerek büyüyor olması gibi faktörler de önemli. Derneğin misyonu burada devreye giriyor. Dernek farkındalığı sağlama açısından önemli bir görev üstleniyor” dedi.
Aile ve şirket yönetimi arasında bir denge olmalı
Kurumsallaşma konusunda trendler değişebildiğini ifade eden Servo Capital Yönetici Ortağı Kaan KİZİROĞLU, “Bazen yüzde yüz kurumsallaşmak gerektiğini bazen yarı kurumsallaşmak gerektiğini ifade ediyorlar. Türkiye'deki aile şirketlerinde kurumsallaşma başladı. Kurumsallaşmanın yanında aile ilişkilerine dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum. Yani ikisi arasında bir denge olmalı.” dedi. Bu tarz zirvelerin aile işletmelerine çok şey kattığını bildiren KİZİROĞLU, “Aile bireylerinde olmayan yetenekleri dışarıdan profesyonelleri getirerek maksimum faydayı elde etmelerini sağlamak için kurumsallaşmanın önemini anlatıyoruz. Yani siz işin başında olsanız bile gerçekleştirme kanadı profesyonellere bırakılması gerektiğine vurgu yapıyoruz” dedi.
Şirketin yapısı gelecek nesillere iyi aktarılırsa önemli bir eşik atlanır
Aile şirketlerinin en önemli sorunun zamanı geldiğinde şirket liderinin görevini bırakmaması olduğuna dikkat çeken Kilsan 3. Nesil üyesi İrem AŞÇIOĞLU “Çünkü tüm yetki ellerinden gidecek diye düşünüyorlar. Verilen emekten dolayı şirketlerini bazen çocukları gibi görüp sahipleniyorlar. Şirket dediğimiz olgu sürdürülebilir olmalı. Gelecek nesillere yapısını iyi aktarabildiği ve doğrusunu gösterebildiği zaman aile şirketlerinin bu tarz değişimlerde önemli bir eşiği atlatabileceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
"Kendimize has yönetim sistemimizi diğer şirketlerin de faydalanabileceği bir yazılıma dönüştürdük"
Babasını erken yaşta kaybetmesi ardından, sektör lideri olan sanayi şirketinin başına geçen KAM Ankara Beton Sanayi A.Ş.’nin 2. nesil Yönetim Kurulu Başkanı Berkan Baykam, “Şirketimiz prekast betonarme yapı (fabrika, depo, avm ve benzeri geniş açıklıklı binalar) sektöründe kalitesiyle ve kapasitesiyle dikkat çekiyor. Büyük bir sorumluluk ve iş yükü var, dolayısıyla kurumsal olmama gibi bir seçeneğimiz yok. Şirket 1980'de kurulmuş, babam 2000 yılından itibaren benimsediği toplam kalite yönetimi, yalın imalat ve benzeri yönetsel sistemleri şirkete başarıyla adapte etmiş ve sonrasında bunu kendi tarzına uygun olarak geliştirerek özel bir yönetim sistemi oluşturmuştu. Başarısı kanıtlanmış bu yönetim sistemini, yapay zeka destekli bir yazılıma çevirme kararı aldık. Hedefimiz, işimize oldukça yarayan bu sistemi başka şirketlerle de paylaşmaktı. Yoğun bir çalışma süreci ardından Oplom (Organizational Planning for Lean and Optimized Management) adını verdiğimiz bu yazılımı oluşturduk ve ilk önce kendi şirketimizde kullanmaya başladık. Şu anda da birbirinden farklı sektörlerde çok sayıda şirket bu sistemi kullanıyor. Bundan dolayı, yazılım şirketimiz ön plana çıkmış gibi görünse de babamın kurduğu sanayi şirketimiz gurur verici ar-ge çalışmalarıyla lokomotifliğini koruyor” dedi.
Aile işletmeleri ekonomimizin can damarı
Aile işletmelerinin Türkiye ekonomisinin can damarı olduğuna dikkat çeken Deloitte Private Türkiye Lideri Ali Çiçekli, “Genel sorunlardan biri şirket olurken aile olarak kalabilmek. Bence aile şirketlerimizin temel ihtiyacı bu. Çünkü aile kalabilmek işin duygusal tarafı. Şirket olabilmek ise işin kurumsal tarafı. İşte bu duyguyla bu kurumsallığı dengelemek bir arada yürütmek, nesilden nesile geçişi bu anlamda başarılı bir şekilde sürdürmek kritik nokta. Aile şirketlerinden ihtiyacı hep bunun etrafında dolaşıyor. Yaşanan tecrübelerde hep bu soruna işaret ediyor” dedi. Türkiye'deki aile şirketlerinin geleceğini olumlu gördüğünü ifade eden ÇİÇEKLİ, “Neredeyse bütün işletmelere baktığınızda temellerinin bir aile işletmesinden geldiğini görürsünüz. Türkiye'de de bu böyle. Türk aile şirketleri geleneksel aile bağlılıkları sayesinde diğer ülkelerde ki aile şirketlerine nazaran daha şanslılar.” dedi.