”AK Parti, demokrasinin de teminatı”

Başbakan Erdoğan, hükümet olarak 6,5 yıl boyunca demokrasiyi güçlendirmenin gayreti içinde olduklarını söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

KARS - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partilerinin laikliğin, hukukun ve sosyal hukuk devletinin olduğu kadar demokrasinin de teminatı olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, partisinin İsmail Aytemiz Spor Salonu'ndaki Kars 1. Olağan Kongresinde, "Hükümet olarak 6,5 yıl boyunca demokrasiyi güçlendirmenin gayreti içinde olduk. Türkiye'yi tüm manasıyla demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yapabilmenin gayreti içinde olduk'' dedi.

Milletin iradesinin üzerinde hiçbir merci olmadığını bildiren Erdoğan, ''Kim ki kendisini yasama organının yani TBMM'nin üzerinde görürse bu millete haksızlık eder. Asli olan insanımızdır, milletimizdir, vatanımızdır, ülkemizdir, anayasal düzendir'' dedi.

"AK Parti'nin kasasına yanlış para girmemiştir"

Erdoğan, bazı çevrelerin ''Ne yapalım da AK Parti'yi karalayalım'' diye düşündüğünü, anamuhalefet partisi başta olmak üzere bazı çevrelerin bir kampanya başlattığını söyledi. Erdoğan şöyle konuştu:

''Efendim ne imiş? Deniz Feneri olayı. Kars'tan serhat şehrinden 780 bin kilometre kareye tüm 71 buçuk milyon milletimize sesleniyorum. AK Parti'nin kasasına bir kuruş evvelallah yanlış para girmemiştir. Ne Deniz Feneri, ne Deniz Feneri'nin yetkililerinin hiçbirisinin benim partimin kasasına girmiş bir kuruşu yoktur. Bu kadar açık. Bunu iddia edenler namerttir, namert.

Zira bugüne kadar biz hazinemizden aldığımız yasal yardımla partimizin çalışmalarını götürdük, götürüyoruz. Partimizin genel merkezini aynı şekilde yaptık, hizmetlerimizi aynı şekilde sürdürüyoruz. Seçimler de aynı şekilde. Ve alnımız burada ak ve pak. Fakat, ben bugün burada yine söylüyorum. Ey CHP, Sayın Baykal, Anayasa Mahkemesi bir trilyona yakın usulsüz harcama yaptın diye seni mahkum etti. Ey Baykal, sen önce bu bir trilyonu nerede harcadın onu ispat et, onu. Onu açıkla, bak bunu ben söylemiyorum, Anayasa Mahkemesi seni tescil etti. 'Usulsüz harcama yaptın' dedi. Naylon faturalar çıkardın, nerede yaptın bu harcamaları bunu açıkla. Ama açıklayabildi mi? Açıklayamadı. 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış' diye bir söz var ya. Şimdi bizleri bastırmaya çalışıyor.

Boşuna uğraşma, Deniz Feneri'nin içerisinde varsa suç işleyenler, varsa yasalara aykırı hareket edenler bedelini öderler, cezasını öderler. İşte Almanya'da Alman yargısı tuttu içeri attı. Sen onunla bizi neyle ilintilendirmeye çalışıyorsun. Hangi ilintiyi kurmaya çalışıyorsun? Ha, Türkiye'de bağlantıları varsa onlarla ilgili de... Bu ülke bir hukuk devletidir, onlarla ilgili de gereği yapılır. Sen bizi kalkıp da hukuksuzluğu yapanların avukatlığını yapmakla suçlama, o senin sıfatın. Öyle demedi mi? Ergenekon terör örgütünün avukatı olduğunu söylemedi mi. Söyledi. O senin işin. Benim öyle mesleğim yok. Senin mesleğin. Biz milletimizin avukatıyız. Bizim milletimizden başka bir derdimiz yok. Milletimizin avukatıyız, olmaya da devam edeceğiz. Aynı şekilde yine hiçbir zaman gerek şahsım gerek arkadaşlarım, hiçbir zaman hukuksuzluğun yanında olmadılar olamazlar. Ve biz yine bu mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdürdük, sürdürüyoruz.''