Akçakoca, IMF için 20 ülke bankacılığının raporunu yazdı

Eski BDDK Başkanı Engin Akçakoca'ya Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de rastladık. IMF için rapor hazırlamak üzere oradaydı. Şimdiye kadar IMF programı olan 3 ülke de dahil 20 civarında ülke bankacılığı hakkında IMF'ye rapor yazmış.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 



Tekfen'in basın toplantısına katılmak üzere Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deyken, bizim BDDK'nın ilk başkanı Engin Akçakoca'ya rastladık. 21 bankanın TMSF'ye devredildiği süreçte, 'BDKK Başkanı' koltuğunda oturan Engin Akçakoca, Türkiye ekonomi tarihine damga vuran büyük banka operasyonunda rol almıştı, hatta baş rollerden birindeydi denilebilir. Birkaç gazeteci arkadaşla birlikte kısa bir sohbet imkanımız oldu. Engin Akçakoca'nın bankacılık ve finans konularında, uluslararası çapta danışmanlık yapan bir şirketi olduğu biliniyordu. Ancak, anlattığına göre son dönemde asıl mesaisini ağırlıkla IMF işleri alıyormuş. "IMF'nin program uyguladığı ülkeler veya program uygulanmasa bile bankacılık sektörü ile ilgili araştırma gerektiren işlerde kontratla çalışıyorum. Arıyorlar, filan ülke diyorlar, oraya gidip bankacılık otoriteleriyle görüşüp, görüşlerimi rapor ediyorum.
IMF, danışmanlarla program uyguladığı ülkeleri incelemeleri için yılda 100'er günlük kontratlar yapıyor. Bu arada bazı konularda incelemeler yapıp rapor hazırlaması için de daha kısa süreli ilave kontratlar da olabiliyor" dedi.
Akçakoca'nın Azerbaycan'da bulunmasının nedeni de bu. Beraberinde başka IMF uzmanları da var. Otelin bir başka köşesinde onlar da  hazırlık için toplanmış, tartışıyorlar. Akçakoca, Azerbaycan'da bir hafta süren incelemesinin sonuçlarını da IMF'ye rapor edecek. Yedi yıldır IMF'ye danışmanlık yapan bankacılık ve finans uzmanı havuzunda yer alan Akçakoca, şimdiye kadar 20 civarında ülkeye gitmiş; Filistin, Swaziland, Nijerya, Surinam, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Gana, Yemen ve Sudan bu ülkelerden bazıları. Yemen'de, Yemen Türküsü'nde geçen Huş (Hauş) Kalesi'ne de gitmiş. "Kaleyi görmek istedim. Devlet başkanı iki mercedes tahsis etti. IMF'den görevli arkadaşlarla silahlı muhafızların korumasında ziyareti yaptık. Onların da çok hoşuna gitti. Türküyü duyar ve hep merak ederdim" dedi.

IMF, damdan düşeni çağırdı

Akçakoca, IMF'yle çalışma fikri ve ilişkisinin nasıl başladığını şöyle anlattı: "Türkiye'den biliyorlardı. Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. Gel bize danışmanlık yap, dediler. Teklifi kabul ettim. Esas görev yaptığım ülkeler IMF programı uygulayan Ukrayna, Sırbistan ve Moldovya. Bu ülkelerde 3 yıldır IMF programı var. Ağırlıklı bu üç ülkeye gidiyorum. Bankacılarla, iş dünyasıyla, oradaki BDDK ve TMSF benzeri bankacılık otoriteleriyle görüşüyorum. Merkez bankalarıyla vakit geçiriyorum. Durumu tesbit ediyorum, yapılabilecekleri de içeren raporlar hazırlayıp IMF'ye veriyorum.”
Görev yaptığı ülkelerde IMF programlarına yaklaşım, iş dünyasıyla ilişkiler konusunda ilginç tanıklıkları olmuş. Tehdit bile edilmiş; "Türkiye'de durumları kötü olduğu için kapattığımız bankalar yüzünden İstanbul'da, Ankara'da çok tehdit edildim ama Ukrayna'daki bir banka yüzünden de bunu yaşadım. Birkaç yıl önce bankası kapatılan Ukraynalı bir patron  cebimden aradı. 'Bankamı nasıl kapattırırsın?' diye bağırdı, çağırdı, tehdit etti. Cep telefonumu nereden bulmuş. bilmiyorum. Halbuki ben raporumu yazıyorum, IMF değerlendiriyor ve ülkenin o konudaki otoritesi karar veriyor. Benim lafımla banka kapatılmıyor" diye anlattı.

Kentbank'a ne diyor?
Aklımızda Kentbank var. Süzer Grubu'nun bankasına da 2001 sürecinde el konulmuş, grup dava yoluyla, 11 yıl sonra bankasına haksız el konulduğu kararı almıştı. Danıştay'dan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Mustafa Süzer'i haklı bulmuş, zararının tazmini yönünde karar vermişti. Akçakoca, Kentbank kararını savunmaya devam ediyor. "Şirketlerine, Kıbrıs'taki bankana kredi vermişsin. Efendim bunlar mevduattır. Dünyanın her yerinde bunlar kredidir. Ben Kentbank davasını hukukta da 5 sıfır kazandım. Üye sayısı 45 olan Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu, 15 kişiyle toplanıp 8 kişiyle karar alıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi teknik konulara, detaya girmez” dedi.
Peki şimdi neler olabilir? Akçakoca'nın bu konudaki tahminleri şöyle:
"Devlet bankacılık lisansı verebilir. Bankacılık yapacaklarını sanmıyorum. Onlar da Türkiye'ye gelmek isteyen yabancılar bunu satabilirler. Rus bankaları olabilir, Çin bankaları da. Süzer Grubu'nun lisans alarak bankacılığa döneceğini düşünmüyorum.”