Akgiray: Kurumsallaşma 'sokak diliyle' insanlara sunulmalı

SPK Başkanı, dürüst yönetim, açık ve şeffaf yönetim, hedefe yönelik çalışmalar ve benzeri unsurların, Anadolu kültüründe var olan şeyler olduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, kurumsallaşma gibi bir faydanın "sokak diliyle" insanlara sunulması gerektiğini kaydetti.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından düzenlenen rekabet için kurumsal yönetim konulu "3. Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi"nde konuşan Akgiray, kurumsal yönetmeliklerin akademik olmayan terimlerle ve Türk toplumundaki öğelerle sunulmasının önemine işaret etti.

Dürüst yönetim, açık ve şeffaf yönetim, hedefe yönelik çalışmalar ve benzeri unsurların, aslında Anadolu kültüründe var olan şeyler olduğunu vurgulayan Akgiray, "Bu şekilde sunabilirsek Anadolu kültüründe olan şeylerle, belki de 'babam da öyle söylemişti' diyenler olur. Görünmeyen faydayı belki bir şekilde daha sokak diliyle insanlara sunmak lazım. 'Böyle böyle yapınca etik olur. İstanbul'daki arkadaşlar kolejde okumuşlar, yapsınlar' gibi olmasın" şeklinde konuştu.

SPK Başkanı Akgiray, düzenleyici otorite olarak SPK'nın kurumsallaşmadaki yerine işaret ederek, "Biz bu işin neresindeyiz? Halka açılma seferberliği diye bir süreç hep yapılıyor. Biz tekrar şansımızı deniyoruz. Özellikle Anadolu'da halka açılırken birtakım yönetmeliklere uymaları gerektiğini, ondan sonra halka açılabileceklerini söylüyoruz. Okuma yazmanın ilk sömestri gibi..." şeklinde konuştu.

Değişik günlere yayılan zirve programına değinen Akgiray, "Program çok yoğun. Malum sebeplerle futbol ile ilgili bölümde müdahil olmayı düşünüyoruz" dedi.

İMKB Başkanı Hüseyin Erkan

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı Hüseyin Erkan ise kurumsal yönetimin, şirketlerin faaliyet gösterdikleri yoğun rekabet koşulları içinde yönetim kalitesini etkin bir düzeye çıkarabilmeleri için olmazsa olmaz kavramlardan birisi haline geldiğini belirterek, son yıllarda yaşanan uluslararası finansal krizlerin de kurumsal yönetimin önemini ortaya çıkardığını vurguladı.

Erkan, bu açıdan bakıldığında kurumsal yönetimin etkin bir risk yönetim yaklaşımı ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, kurumsal yönetim ilkelerine tam ve eksiksiz uyumun şirketlerin itibarını artıracağını, sermaye maliyetini düşüreceğini ve kredi olanaklarını yükselteceğini bildirdi.

Erkan, Türkiye'de uluslararası düzenlemelere paralel olarak Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yayımlanan kurumsal yönetim ilkelerinin revize edilmesi sonucu, halka açık şirketler için "Uygula ya da uygulamıyorsan açıkla" zorunluluğu getirildiğini hatırlattı.

TKYD Başkanı Tayfun Bayazıt

Bayazıt, "3. Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, günümüzde her alanda bir güven bunalımı görüldüğünü ifade ederek, toplumun kurumlara olan güvenini tazelemesi için herkesin yönetim kalitesine yatırım yapması gerektiğini vurguladı.

Özellikle küreseler pazarlarda etkin olabilmek, yeni pazarlarda ana oyuncular liginde yer alabilmek için "Kurumsal Yönetim İlkeleri"nin ön şart haline geldiğini belirten Bayazıt, şirketlerin ve markaların bu pazarlara uyum sağlayabilmesi, yerel destek elde edebilmesi, düzenlemelere uyum gösterebilmesi için Kurumsal Yönetim İlkelerinin en önde gelen girdi olarak tanımlandığını dile getirdi.

Bayazıt, kurumsal yönetimin günümüzde rekabeti belirleyen temel unsurlardan biri olduğunu bildirerek, "Rekabet için kurumsal yönetim, şirketlerin sürdürülebilirlik politikalarının omurgası olarak tarif edilmektedir" dedi.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yaptığı konuşmada, şirketlerde kurumsal yönetimin daha fazla hakim olmasında kurumsallaşma olgusunun doğru aktarılması ve iş dünyasına kurumsallaşmanın gerçekleştirilebilmesi konusunda yol gösterilmesi ile yardımcı mekanizmaların devreye alınmasının önem taşıdığını vurguladı.

Kurumsallaşmanın aile şirketleri döneminin kapanması demek olmadığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, tam tersine aile şirketlerinin devamlılığının sağlanması, kazançların artırılması ve planlı büyümenin sağlanabilmesi anlamına geldiğini söyledi.

Dünya üzerinde 200 yıllık tarihi olan 100'ün üzerinde aile şirketi olduğunun bilindiğini, en büyük 500 şirketin ise 200'ünün aile şirketi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Bizde de en büyük şirketlerimiz kurumsallaşamadıkları için yok oluyorlar. Ülkemizde pek çok örnek var. Bizim şirketlerimiz kurumsallaşmak yerine kurumu sallıyorlar. Bu şirketlerin hepsi ülkemizin, 72 milyonun malıdır. O yüzden kurumsallaşarak ayakta kalmak zorundadır" dedi.