Akıncı: Kıbrıs'ta bize gerekli olan kararlılıktı

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, "Sonuç almak istiyorsak Kıbrıs'ta bize gerekli olan; zamandan çok irade, kararlılık, makuliyet ve gerçekçiliktir." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü'nde düzenlenen "Global Liderlik Forumu"nda yaptığı konuşmada, Kıbrıs'ta yaşanan sorunları aşmanın yolunun oturup konuşmak ve çözüm üretmek, tek taraflı işlerden kaçınmak olduğunu vurgulayarak, bu konuda Rum liderini de uyardığını söyledi.

Bahçeşehir Üniversitesi'nde geçen yıl düzenlenen forumda da 2016'nın barış ve çözüm yılı olmasını dilediğini hatırlatan Akıncı, "Bu dileğimin nedeni çok açık. 2017 beraberinde riskler getirecekti, nitekim getirdi. Rum tarafında başkanlık seçimleri var. Bu seçimlerin havası çok erken esmeye başladı. Rum meclisi, Enosis'in 67 yıl sonra okullarda kutlanması yönünde bir karar aldı. Bu nedenle müzakereler iki ay boyunca duraksama yaşadı. 2016 sonu hedefinin gerçek olabilmesi için biz üzerimize düşeni yaptık. Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye olarak iyi niyetle üzerimize düşeni yaptık. Toprak ve harita konusunda da üzerimize düşeni yaptık. Rum tarafının bunlara karşılık vermesi gerekiyordu. Eşitlik hakkımızı teslim ederek bunları yapmaları gerekiyordu. Bu adımları atma cesaretini gösteremediler." diye konuştu.

"Aceleye gerek yok diyorlar ama 50 yıl geçti"

Akıncı, 2017'de çözümle ilgili zorlukların azalmadığını, daha da artığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sonuç almak istiyorsak Kıbrıs'ta bize gerekli olan; zamandan çok irade, kararlılık, makuliyet ve gerçekçiliktir. Bugüne kadar sonuç alamayışımızın nedeni, bunların Rum tarafında eksik olmasıdır. Bizim 54 yıldır gasbedilen bir hakkımız var. Kıbrıs'ın yönetiminde bizim eşit ortaklık hakkımız var. Şimdi yeni bir devlet kurgusu içerisinde siyasi eşitlik bizim olmazsa olmazımızdır. Böyle bir çözüm elde edilmeden bunu imzalayıp referanduma sunmayacağımı hem kendi halkım biliyor hem Rum yönetimi biliyor hem de BM biliyor. Bu siyasi eşitlik bizim için son derece önemliydi. Bu siyasi eşitliğin bir diğer önemli unsuru kararların nasıl alınacağına ilişkindir. Kararlar alırken bu kararların oluşum sürecine her iki tarafın da etkin olarak katılmasının öneminin altını çiziyoruz. 'Takvime, aceleye gerek yok' diyorlar ama 50 yıl geçti. 1968'te başladı Kıbrıs müzakereleri, bir 50 yıl daha bu işi konuşmak niyetinde değiliz. O nedenle bu bizim neslin, bizim kuşağın son denemesidir. Muhtemelen federal çözüm arayışının da son denemesidir. Artık bu işe bir çözüm bulunsun diye ben BM'nin rolünün biraz daha kırılması gerektiğini düşünüyorum ve bunu kendileriyle paylaştım. Yani hakemlik önermiyorum. Ancak tarafların pozisyonları arasında köprü kurucu, yardımcı görüşler geliştirebilirler. Biz bunu söylediğimizde Rum tarafı bu konuda da yan çiziyor."

"Rum yönetiminde bir zihniyet değişimine acil ihtiyaç var"
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum yönetiminde bir zihniyet değişimine acil ihtiyaç olduğunu belirterek, birlikte yaşamanın yollarının bulunması gerektiğini dile getirdi.

Bunun için önce kafalardaki duvarların yıkılması gerektiğinin altını çizen Akıncı, şunları kaydetti:

"Fiziki duvarlardan çok daha önemli olan budur. KKTC'nin tanınma fobisi var Rum tarafında ki en büyük engellerden biri bu. Önümüzdeki birkaç haftanın çok önemli olduğunu söylemek istiyorum. Temmuz ayında doğal gaz kazıları yeni gerginlikleri beraberinde getirecek, zaten şimdiden başladı. O gergin atmosfer kendini gösteriyor. Halbuki Doğu Akdeniz'i bir barış ve istikrar bölgesi haline getirebiliriz. Kıbrıs sorunu zihniyet devrimi ile birlikte çözümsüz olmaktan kurtulabilir, bu mümkündür. Hiçbir sorun gibi Kıbrıs sorunu da çözümsüz değildir. Yeter ki istek, irade olsun, yeter ki Kıbrıs Türkü'nün de o topraklarda en az onlar kadar hak sahibi olduğunun farkına varılsın. Orada ancak eşitlik içinde bir arada yaşanabileceğinin idrakine varılsın.

Orada çözümle birlikte herkesin kazançlı çıkabileceği yeni bir dönemin başlayabileceği, Türkiye ile Yunanistan arasında yeni bir bakış açısının gelişebileceği, Türkiye'nin Avrupa ile gerilmekte olan ilişkilerinin yeniden daha olumlu bir raya oturabileceği, yeni gelişmelerin yaşanabileceği bir dönem başlayabilir. Bunun temel şartı, Kıbrıslı Türklerin azınlık olmadığının, Kıbrıslı Türklerin orada kendileriyle eş değer olduğunun ve Kıbrıs'ta ancak 2014 anlaşmasına da uygun bir çerçevede eşitlik içinde yeni bir yapının kurulmasıyla mümkün olabileceğinin ayrımına varılabilmesidir."