”Akraba dışı organ nakli yapanlar cezalandırılacak”

Bakan Akdağ, organ ticareti iddialarının ardından, olayın araştırılması için çok sayıda müfettiş görevlendirildiğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Etik kurallar veya akraba olmayan kişilerden nakilleri gerçekleştiren ekipler, eğer meselenin içine bir şekilde karışmışlarsa, bu hususta çok ağır yaptırımlarız olacak" dedi.

Türkiye Sağlık-İş Sendikası ile Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında anlaşma ile sonuçlanan görüşmelerin imza töreni, Sağlık Bakanı Akdağ'ın katılımıyla, Bakanlık Toplantı Salonunda yapıldı.

Bir gazetecinin, "Organ nakli konusunda müfettişler görevlendirdiğinizi açıklamıştınız. Bu konuda son gelişmeler nedir?" sorusu üzerine de Akdağ, şunları kaydetti:

"Müfettişler, organ naklinin özellikle akraba olmayan kişilerden yapılan kısmıyla ilgili bir soruşturma yapıyorlar. Özellikle Antalya'da yapılan akraba dışı canlı nakillerle ilgili bir araştırmamız var. Çünkü, çoğunlukla orada yapılmıştır bu nakiller. İstanbul'da bir hastanede de çok sayıda yapılmış nakil var. Özellikle bu iki noktada yoğunlaşmak suretiyle, son yıllarda yapılan bütün dosyaları müfettişlerimiz teker teker inceliyor. Dolayısıyla, biraz zaman alacak olan bir iş, ama çok sayıda müfettiş görevlendirdim. Bu nedenle hızlı bir biçimde bunun sonuçlarını alacağız.

Daha önce de ifade etiğim gibi burada etik kurallar veya akraba olmayan kişilerden nakilleri gerçekleştiren ekipler, eğer meselenin içine bir şekilde karışmışlarsa, bu hususta çok ağır bir yaptırımlarız olacak."

Bu hususta bilim kurulunun kararının belli olduğunu da anımsatan Akdağ, şöyle devam etti:

"Canlı nakillerle ilgili olarak, yerel etik kurullarının yani nakilin yapıldığı hastanedeki etik kurulların kararıyla yapılmasına yönelik uygulamayı sonlandırdık. Artık, hastanenin etik kurulu bir karar verecek ve bunu daha geniş bir kurul olan, içinde hukukçuların ve başta hastane dışı unsurların da yer aldığı bölgesel etik kurulu değerlendirecek. O da uygun bulursa, dosyayı Ulusal Koordinasyon Kurulumuza gönderecek. Ancak bu şekilde akraba olmayanlar arasındaki nakillere izin vereceğiz. Şu anda süreci buna dönüştürmüş olduk, daha önce sadece hastanenin üç kişiden oluşan etik kurulu karar verebiliyordu.

Buradaki mesele, organların parayla alınıp satılmasını, hem etik olarak kabul etmiyoruz, hem de hukuki değil. Bu tür bir uygulamayla bunun yapılmasını engellemeye çalışıyoruz."

Domuz gribi aşında ruhsatlandırma çalışmalarının ne durumda olduğu ve aşının bu ay içinde kesin Türkiye'ye gelip gelmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Akdağ, "Görüştüğümüz firmaların ikisinin ruhsatlarını aldığı bilgisi bize ulaştı, diğeri de zannediyorum süreci tamamlamak üzere" dedi. Türkiye'deki ruhsat prosedürünün yurt dışındaki gelişmelere paralel devam ettiğini ifade eden Akdağ, "Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi'nden bir ruhsat alınsa da tabii ki bizim bilimsel kurullarımızın onayından geçmesi gerekiyor. İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğümüzde ruhsatlandırmaya ilişkin prosedürler devam ediyor" diye konuştu.

"Çalışanları enflasyonda ezdirmemeye gayret ettik"

 

Akdağ, imza töreninde yaptığı konuşmada, hükümetin hem işçilere, hem memurlara enflasyonun üstünde bir ücret artışı sağladığını hatırlatarak, "Başbakanımızın da belirtiği gibi çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemeye gayret ettik" diye konuştu.

Bakanlıkta çalışan işçilerin bir kısmının sıtma işçisi olduğunu anlatan Akdağ, şöyle devam etti:

"Bu işçilerimizle birlikte Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde çok farklı bir yaklaşımla Türkiye'den sıtmanın kökünü kazımak gayretindeyiz. Böyle bir toplu iş sözleşmesi sırasında bunu da kamuoyuna ifade etmek isterim. Kuşkusuz, Bakanlığımız programı çerçevesinde yürütülen, saha ve bilimsel çalışmalar, bu meselenin çözümünde önemli bir rol oynamıştır.

Görevi devraldığımızda Türkiye'de yılda 10 binin üzerinde sıtmalı vatandaşımız bulunuyordu. Bunlar, özellikle Suriye'ye sınır Siirt, Batman, Mardin ve Diyarbakır gibi illerimizde görülüyordu. Artık sıtmadan bahsederken, 10 binli değil, 10'lu rakamlardan bahsediyoruz. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile de görüşmelerimizi yaptık. Sıtmayı Türkiye'den elimine edip, kaldırıyoruz. Bu sene gördüğümüz vaka sayısı 50'nin altında olacak. Son olarak görülen vaka sayısı 30'lar civarındaydı. Gerçekten, bu büyük bir başarıdır."