Alacağı adım adım takip ediyor

ARS Danışmanlık bir hukuk bürosu olmamakla birlikte firmaların yasal takipten önceki son aşamasını yönetiyor. Hedef, hem alacaklı firmanın hem de borçlu firmanın yasal takiple doğabilecek operasyonel masraflarının azalmasını veya hiç doğmamasını sağlamak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ECE CEYHUN - BORSA / FİNANS SERVİSİ

Günümüz iş dünyasında sorun sadece ticareti artırmak değil artık bir nevi ‘havuz’ problemi haline gelen ‘alacağı’da yönetmek. Son 10 yılda alacak sigortası, alacağın temlik edilmesi, alacakların yasal takibi derken şimdi dünyanın farklı ülkelerinde örneği olan farklı bir iş kolu da Türkiye’de yavaş yavaş büyüyor. İşin adı alacak takibi. Ama bunu ‘alacak sigortası’ ya da bazı varlık yönetim şirketleri tarafından artık iyice batık olarak nitelendirilebilecek ‘yasal takibe düşmüş alacağın takibi’ anlamamak gerekiyor. ARS Danışmanlık ise 2011 yılında Ayşe Burcu Aslan tarafından kurulan şirketlerin ulusal ve uluslararası alacaklarının takibi yapan bir şirket. Aslan, şirket hakkında bilgi verirken işlerini “Yasal takipten hemen önceki evrede tarafları uzlaştırarak tahsilat yapılmasını sağlıyoruz” ifadeleriyle özetliyor. 

ARS Danışmanlık 85 ülkesinde ofisi bulunan GCS’nin (Global Credit Solutions ) Türkiye temsilcisi. Aslan alacak takibini ise dünyanın 155 ülkesinde yapabildiklerini belirtiyor. Çünkü, ARS Danışmanlık GCS’nin yanı sıra bağlı bulunduğu diğer birlikler ile Avrupa dışındaki ülkelerde de alacak tahsili konusunda toplamda 155 ülkede firmaların alacak sorunlarını çözüyor. 

Dolayısıyla Aslan, hem Türklerin hem de yabancının alacak- borç resmini çok net görebiliyor. Aslan, son döneme kadar ağırlıklı olarak Türk müşterilerinin yurtdışından alacak takibini yaparken son dönemde yabancı alacaklıların kapılarını daha çok çaldığını söyledi. Aslan, “Eskiden işlerimizde yurt içi ve yurt dışı alacak dengesi yüzde 70’e yüzde 30 seviyesindeyken şu anda yüzde 50-50 olmaya başladı. Yabancı alacaklılar daha çok kapımızı çalmaya başladı” dedi. 

İşler kopma noktasına gelmeden... 

DÜNYA’ya konuşan Ayşe Burcu Aslan, nakit akışının domino taşı gibi bir firmanın her yerine dokunan bir konu olduğunu belirtirken “Bizim uzmanlığımız uluslararası alacak yönetimi. Yasal takipten hemen önceki evrede tarafların uzlaşması amacıyla etkin ve hızlı çözümler üretiyoruz. Kurumsal ve ticari alacakların takibi ile uğraşıyoruz. İşlerin karşı taraf ile kopma noktasına gelmeden, uzlaşma yolları tüketilmeden dosyayla ilgili gereken aksiyonlar alınmadan bizim dahil olmamız hem başarı oranını artırıyor hem de tahsil kabiliyetini yükseltiyor. Bir alacağın vadesi 90 gün ise 90’ncı gün tahsil edememişse bizi çözüm ortağı olarak görmesi lazım” dedi. 
Aslan, alacak yönetiminde konjonktürün getirdiği kısıtların yanı sıra işin bilinirliğinin artması ile sektörün büyüdüğünü de anlattı. “Artık şirketler alacak yönetimi yaparken alternatif yollardan biri olarak bizi görmeye başladılar” diyen Aslan, şöyle devam etti: “Şirketler çoğu zaman tek yolun yasal takip ya da vazgeçilmiş alacak gibi görünüyor. Karşı tarafla sorununu da eş-dost ile çözmeye çalışıyor. Tahsilatı biz yapmıyoruz, borçlu alacaklıya ödüyor. Biz alacaklının yurtdışına açılan kapısı oluyoruz. Nakit akışına fayda sağlayacak bir çözüm ortağıyız.” 

2011’den beri 5 binin üzerinde firmayla çalıştıklarını ve dış ticaretin trendleri paralelinde miktar, ülke ve vade sorununun fark gösterdiğini kaydeden Aslan, ağırlıklı olarak dosya büyüklüklerinin de 50-500 bin dolar arasında olduğunu anlattı. Çoğunlukla Avrupa’dan Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa gibi Türkiye ile ticaretin geleneksel olarak yoğun olduğu ülkelerle ABD ve Rusya’dan sorunlu dosyalar geldiğini de anlatan Aslan, “Burada sadece ihracatçı değil ithalatçı da sorun yaşayabiliyor. İhracatçı için mal mukabili ödeme nasıl en riskli ödeme şekliyse ithalatçı içinde peşin ödeme. Ama Ortadoğu tarafında Türkler ya peşin ya da akreditifli çalıştıkları için o taraftan Türklerin alacağında büyük sorunlu dosyalarla karşılaşmadık” diye konuştu.

Yeni pazarlara giderken daha temkinliyiz

Aslan bilgi verirken, Ortadoğu tarafında şirketlerin büyük alacak problemlerini görmediklerini çünkü doğal olarak az bilinen pazarlara girerken ilk adımı atan firmaların mutlaka kendilerini güvenceye alan bir sistemi de kullanmayı tercih ettiklerini de anlattı. Buna karşın Aslan’ın verdiği bir detay çarpıcıydı. Aslan şöyle konuştu: “Bizim Körfez ülkeleri tarafında da pek çok banka müşterimiz var. Oraya çalışmaya giden Türk işçiler orada yaşarken ev, araba almış gelmiş ödememiş. Oradaki bankalar adına burada o kişilere ulaşarak karşılıklı tarafların uzlaşmasını sağlıyoruz. Bizim yurtdışında çalışmaya giden Türk işçilerle aynı dili konuşmamız onları rahatlatıyor.” Avrupa Tahsilatlar Ofisi Federasyonu’na Türkiye’den üye tek tahsilat ofisi ARS Danışmanlık. Şirketle ilgili daha ayrıntılı bilgi arsdanismanlik.com’dan alınabilir.

Bu konularda ilginizi çekebilir