Alkollü içki üreten şirketlerin uzmanları teklifi masaya yatırdı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


İbrahim EKİNCİ

İSTANBUL - Alkollü içkiler konusunda yeni uygulama ve sınırlamaların ne olacağı, komisyon tartışmaları aşamasında bulunan kanun teklifinin yasama sürecinin bitmesiyle son şeklini alacak. Çok geniş etkileri olacak bir uygulamalar manzumesi sözkonusu... Endüstri etkilenecek, oteller, restoranlar, binlerce satış noktası etkilenecek. Tüketicisi, turisti de etkilenecek. Üretici  firmalar yasaklamaların genişletilmesine karşı. Uzmanları tasarıyı incelemiş. Diyorlar ki, “Bu şekliyle kabul edilirse, 100 metre yakınında yalnızca okul ve cami değil, örneğin bir sürücü kursu,bilgisayar, mesleki kurslar, dans kursu gibi akla gelebilecek herhangi bir kurs da eğitim tesisi sayılabilecek. Dolayısıyla 100 metre yakınında turistik tesis, restoran, otel, bakkal ya da marketin ruhsatı iptal edilebilecek.” Kanun teklifinin 4. Maddesi ile 4250 sayılı Yasanın 9. Maddesi’nde “(Alkollü içkilerin satış ve tüketimine) izin verilecek ticari işletmeler ile ibadethaneler ve her türlü eğitim öğretim faaliyetinin icra edildiği tesisler arasında asgari yüz metre mesafe bulunması şarttır. Turizm teşvik belgesine sahip ticari işletmeler bakımından birinci fıkra hükmüne göre ayrıca izin alınmasına gerek yoktur. Ancak birinci fıkranın son cümlesi hükmü turizm teşvik belgesine sahip ticari işletmeler bakımından da uygulanır” deniliyor.
Bu kural uygulanırsa tartışmalara sahne olan Asmalımescit, Nevizade, Çiçek Pasajı gibi bölgelerde sıkıntı yaşanacak. Çalışmaya göre, “Çiçek Pasajı’nın karşısında Galatasaray Lisesi var. Sultanahmet Meydanı, Galata kulesi civarındaki oteller de ruhsatlarından vazgeçmek durumunda. Ortaköy’deki, Kumkapı’daki ya da Kadıköy’deki birçok restoran da içki satamayacak. Bodrum, Çeşme, Antalya gibi turistik yerlerde de içkili restoran sayısı en az yüzde 60 -70 azalacak. 50 milyon turist istenirken turistik tesislerin yarısından çoğu içkisiz oluyor. Turistler gittikleri restoranlarda içki bulabilirlerse o zaman da cam kenarında oturamayacaklar, oturmak isterlerse içki içemeyecekler. Çünkü satışın veya tüketimin dışarıdangörünmesi yasak olacak.”
Belediye Kanunu ve İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına ilişkin Yönetmeliğe göre sadece açık içki satışı yapılan yerler için ibadethane ve okullara 100 metre mesafede olma kuralı bulunuyor.

Yetki belediyeden alınıyor

Kanun teklifinde CHP’li, MHP’li veya BDP’li belediyelerin alkollü içki ruhsatı konusunda olası toleransını önlemek bakımından da tedbir alınmış. Mevcut kanuna göre belediyeler restoranlara içkili yer ruhsatı veriyordu. Teklifte bu yetki valilik ve kaymakamlıklara aktarılıyor. Tasarıyı yorumlayan uzmanlara göre, “Vali bir restorana veya bakkala ruhsat vermek istemezse buna itiraz hakkı bile yok. Valilik ve kaymakamlık isterse şehrin tamamında bile içki satışını yasaklayabilir çünkü teklifte ruhsatın hangi koşulda verileceği ya da hangi durumda iptal edileceğine ilişkin kriter bulunmuyor. 100 metre kuralı, bakkal, market ve büfelere de uygulanacak. Etrafında herhangi bir eğitim tesisi, ibadethane, kilise bulunmayan bakkal ve market bulmak zor olacağı için sadece İstanbul’da bakkalların yüzde 70’i ruhsatını kaybedecek.” Ağır para cezaları geliyor Teklif, alkollü içki satışı ve tüketiminin dışarıdan görünmemesi zorunluluğunu getiriyor. Taslağın 6. Maddesinin 7. Bendine göre; “Alkollü içkilerin satışına ve tüketilmesine izin verilen yerlerde bu ürünler işletme dışından görülecek şekilde satışa arz edilemez. Bu maddeye aykırı hareket edenlere 10 bin TL’den 50 bin TL’ye kadar idari para cezası verilir.”
Buna göre Nevizade’de gibi sokak, kapı önünde masa olan bütün içkili restoranlar masaları kaldıracak, tüketim görünmesin diye camlarını da boyamaları veya film kaplatmaları gerekecek. Aynı şekilde bakkal, büfe veya market gibi tüm perakende içki satış yerler de  camlarını bir şekilde kapatacaklar.

Yasak kapsamı genişliyor

Alkollü içki markalarının, gazete, dergi, internet reklamları tamamen yasaklanıyor. Halen firmalar marka veya ticari unvanlarıyla sanat ve kültür etkinliklerine destekleyici olabilirken, teklif ticari unvanla dahi sponsorluğu yasaklıyor. Üreticiler kurumsal sosyal sorumluluk projesi de yapamayacak. Teklifin 6. Maddesinin 1. Bendi şöyle:
“Alkollü içkilerin ve üreticilerinin her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımı yapılamaz. Bu ürünlerin tüketimi özendirilemez, kullanılmasını teşvik eden kampanyalar, festivaller ve sair etkinlikler düzenlenemez. Alkollü içkileri üreten ve pazarlayanlar, her ne suretle olursa olsun hiçbir etkinliğe isimlerini, amblemlerini veya ürünlerinin marka ya da işaretlerini kullanarak destek olamazlar. Buna aykırı hareket edenlere 200.000 TL ye kadar para cezası verilir.”
Çalışmayı değerlendiren uzmanlar, “Dünyanın hiçbir ülkesinde toptan bir içki reklamı yasağı yok. Şayet Suudi Arabistan veya İran’da yaşamıyorsanız bu şekilde alkollü içkilerin hiçbir markasının hiçbir yerde kullanılamayacağı bir yasağı dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz” diyor.

Logolu bardak bile olmuyor

Reklam yasağı sadece gazete, dergi, TV gibi mecraları etkilemekle kalmayacak, bütün satış yeri tabelaları, dükkan içindeki reyon işaret ve reklamları da yapılamayacak.  Restoranlardaki, logolu kadehler, buz kovaları, şemsiyeler, masa örtüleri, bakkallardaki bira dolapları, minderler ve hatta şirket çalışanının üzerindeki tişört üzerinde bile sattığı ürünün marka ve logosu yazamayacak. Teklifin 6. Maddesinin 9. Bendi şöyle diyor: “Alkollü içkilerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici her türlü işareti alkolsüz içecekler ve sair ürünlerde, alkolsüz içecek ve sair ürünlerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici her türlü işareti alkollü içkilerde kullanılamaz.” Bu düzenlemelerin üreticiyi endişelendirmesi normal. Sektörde birçok yerli, yabancı üretici var. Oyunun kuralların değişmesi yatırım kararlarını doğal olarak etkileyecektir. Yukarıda üreticilerin bakış açısını yansıtan değerlendirmeleri aktardım. Getirilmek istenen düzenlemenin yerel otorite tarafından katı yorumlaması, örneğin bir kaymakamın içki yasağı getirme girişimi tartışmalı bir görüntü oluşturabilir.