”Almanya'daki dernekle iktidarımın ne alakası var?”
Bakan Şahin, yolsuzluklara göz yummayarak her türlü usulsüzlüğün üzerine şiddetle gitiklerini iddia etti
ANTALYA - Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "(Falan ülkede, falan dernek yöneticileri suiistimal yapmış. Bunun sorumlusu da sizsiniz) diyorlar. Bana ne ya. Bana ne. Almanya'daki bir derneğin yöneticileri yanlış yapmışlarsa, yargılanmışlarsa, benim iktidarımdan buna ne? Benim iktidarımla ne alakası var? Ne yapmak istiyorlar?" dedi.
Şahin, AK Parti Antalya İl Başkanlığında düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, İslam dininin çok kutsal aylarından biri olan ramazan ayının geride bırakıldığını belirtti.
Ramazan ayında, insanların kendilerinden başkasını daha çok düşündüğünü ifade eden Şahin, bu ayda hayır kapılarının açıldığını, fakir fukaranın daha çok hatırlandığını söyledi. Şahin, bu nedenle ramazan ayına "Fitr Bayramı" da denildiğini anımsattı.
Bu ayda insanların kendilerini daha çok kontrol etme imkanı bulduklarını söyleyen Şahin, sosyal dokuda şikayetçi olunan rahatsızlıkların da azaldığını kaydetti.
Şahin, Antalya'da ramazan ayında suç işleme oranında yüzde 40 azalma olduğuna dikkati çekerek, "Halkımız sahip olduğu değerleri doya doya yaşadığında toplum huzuru ve barışı çok önemli şekilde etkilenebiliyor. Bunların kıymetini bilmeliyiz ve çocuklarımıza da bu değerleri öğretmeli ve aşılamalıyız ki bundan sonraki toplumsal hayatımız çok daha huzurlu ve barışçıl bir havada gelişsin" diye konuştu.
Suç örgütlerine yönelik mücadele
AK Parti Hükümeti olarak, ucu nereye varırsa varsın, kime dokunursa dokunsun suç örgütleriyle, her türlü çetenin üzerine ciddiyetle gidilmesini savunduklarını vurgulayan Şahin, bunun uygulamasını da hayata geçirdiklerini kaydetti.
AK Parti iktidarının 6 yılda yolsuzlukların ve suistimallerin üzerine gidilmesini parti ilkesi olarak ortaya koyduğunu dile getiren Şahin, farklı siyasi görüşlerdeki insanların birbirlerine hitap ederken ve bir takım iddialarda bulunurken siyasi üsluba dikkat etmeleri gerektiğini bildirdi. Şahin, nezaket sınırlarının dışına çıkmayacak bir üslubun benimsenmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye'deki cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sayısının 100 bine ulaştığına dikkati çeken Şahin, özellikle son 3 yılda organize suç örgütleri ve çıkar amaçlı suç örgütleriyle ilgili cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin sayısında büyük artış olduğunu kaydetti. Şahin, daha önceleri bu nedenle cezaevlerine giren tutuklu ve hükümlülerin sayısının 3 binden 6 bine çıktığına dikkati çekerek, "Bu, bizim iktidarımızın suç örgütleriyle mücadelesindeki bir noktanın sonucunu gösterir. Bizim bir takım suç örgütleriyle mücadelemizdeki kararlılığımızın sonucudur" diye konuştu.
Burhaniye Cezaevindeki olaylar
Burhaniye Cezaevinde yaşanan olayla ilgili de açıklama yapan Şahin, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Genel Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgiye göre, olayın daha önceden istihbaratı alınmış bir firar girişiminin teşebbüsü olduğunu kaydetti. Şahin, şöyle devam etti:
"Hangi amaçla olursa olsun ceza ve tevkif evlerimizde koğuş sistemi hala devam ediyor. 336 ceza ve tevkif evimiz var. Bunların bir kısmı 50-60 yıllıktır. Koğuş sistemindedir. 40-50 kişi aynı koğuşta üst üste kalır. Bunun tutuklu ve hükümlü üzerinde olumsuz etki yaptığını biliyorum. Ama biz 6 yıl içinde son derece modern, oda sistemine dayalı 1-2-4-6-8 kişilik odalardan oluşan modern cezaevleri yapıyoruz. Çok ciddi mesafe aldık, ama almamız gereken daha önemli mesafe var. Rakiplerimiz bizim karşımıza çıkmalı. Bizi bu açıdan eleştirmeli."
Yolsuzluk iddiaları
Siyaseti bir hizmet yarışı olarak gördüğünü vurgulayan Şahin, "Hizmette kendileriyle yarışamayanların "Bunlar yolsuzluk yapıyor, bunlar suistimal yapıyor" iddialarında bulunduğunu söyledi. İnsanları, partileri ve iktidarları, ürettikleri hizmetlerle kıyaslamak gerektiğini ifade eden Şahin, şöyle konuştu:
"Biz iktidar olarak göreve geldiğimiz andan beri kamu kaynaklarının en iyi şekilde halkımızın yararına kullanılması için yoğun çaba sergiliyoruz. En ufak bir kaçak olduğu takdirde hemen üzerine gidiyoruz, sorgulayarak bu kaçağı kapatmaya gayret ediyoruz.
Lütfen bize, 'Senin bakanlığında şu yanlışlıklar yapılıyor' deyin. Eğer gerçekten yanlışlıklar oluyorsa ben size teşekkür ederim, düzelttiririm. Çünkü biz hatamızı söyleyene 'Allah razı olsun' demeyi bir ahlaki kaide olarak biliriz. Ama bize 'Şurada bir şey yapılıyor, şu kamu kuruluşunda şöyle bir şey yapılıyor' demeyin. 'Falan ülkede, falan dernek yöneticileri suistimal yapmış. Bunun sorumlusu da sizsiniz' diyorlar. Bana ne ya. Bana ne. Almanya'daki bir derneğin yöneticileri yanlış yapmışlarsa, yargılanmışlarsa, benim iktidarımdan buna ne? Benim iktidarımla ne alakası var? Ne yapmak istiyorlar?
Türkiye'de AK Parti'nin önünü (şöyle dediler olmadı, böyle dediler olmadı) bir türlü kesemiyorlar, başkalarının bir takım kişisel hatalarını bize yamamak suretiyle güya bizim yolsuzluklara göz yumduğumuzu ifade ediyorlar. Biz göz yummuyoruz. Gözlerimiz fal taşı gibi açık her türlü usulsüzlüğün üzerine şiddetle gidiyoruz ve gideceğiz. Bu hatayı, yanlışı yapan babamızın oğlu da olsa fark etmez. Bu kardeşiniz, teyzesinin oğlunu benim ismimi kullanarak haksız menfaat teşebbüsünde bulundu diye savcılığa şikayet eden ve onu tutuklatan bir adamdır. Bu nedenle bizimle halka hizmet yarışında bulunamayanlar, projeleri olmayanlar, halka söyleyecek bir şeyi olmayanlar, sadece çamur at izi kalsın mantığıyla siyaset yapıyorlar. Bu siyaset anlayışının ne kendilerine ne ülkemize hiçbir faydası yoktur. Sadece kendilerine zarar verirler."
Konuşmasında kimseyi hedef almadığını belirten Şahin, "Herkesin onuru benim yanımda saygındır" dedi. Ak Parti'nin halkın desteğiyle ikinci kez iktidara geldiğine işaret eden Şahin, "Yerel seçimlerde, kim hizmet üretiyor, kim laf üretiyor, milletimiz bunun değerlendirmesini yapacaktır. 29 Mart sabahı akla kara belli olacaktır" diye konuştu. Şahin, konuşmasının ardından partililerle bayramlaştı.