Altın Koza, Haziran'da başlıyor
Festival kapsamında, bir hafta boyunca 200'ü aşkın film, 7 sinema salonunda dönüşümlü olarak gösterilecek
ADANA - Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 7-13 Haziranda düzenlenecek "17. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali"nde, dünya sinemasının en yeni örnekleri sinemaseverlerle buluşacak.
Altın Koza Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamaya göre, festival kapsamında, bir hafta boyunca 200'ü aşkın film, 7 sinema salonunda dönüşümlü olarak gösterilecek.
Gösterime sunulacak filmler arasında yer alan ve Meksika Devrimi'ni kucaklayan 10 kısa filmden oluşan ve devrimin 100. yılı kutlaması niteliğindeki "Devrim", izleyiciyi dönemin farklı yansımalarıyla buluşturuyor.
Berlin Film Festivali'nde ilk gösterimi yapılan eserin yönetmenleri arasında, "Tahoe Gölü" filmiyle geçtiğimiz yılın en başarılı yapımlarından birine imza atmış olan Fernando Eimbcke, "İçimdeki Çöl" ile katıldığı pek çok festivalden ödülle dönen Rodrigo Pla gibi genç yönetmenler ve Gael Garcia Bernal, Diego Luna gibi ünlü isimler de yer alıyor.
Berlin Film Festivali'nde Fipresci Ödülü'nü alan Kolombiya yapımı Oscar Ruiz Navia imzalı "Yengeç Kapanı", Kolombiya'nın Pasifik sahilindeki bir köyde, geçmişinden kaçmaya çalışan bir adamın yerel halkın içine karışmasıyla gelişen olayları anlatıyor.
Bölümün sürprizlerinden biri de dünyaca ünlü İngiliz kadın oyuncu Samantha Morton'un ilk yönetmenlik denemesi "Sevilmeyen" oluşturuyor. Steven Spielberg imzalı "Azınlık Raporu" filminde canlandırdığı unutulmaz karakterle hafızalara kazınan Morton, ilk filmiyle hem yönetmenlikte iddialı olduğunun sinyallerini veriyor hem de İngiliz hükümetinin çocuk koruma yasaları ve sosyal hizmetler kurumlarını tartışmaya açıyor.
Daniel Barber'ın yönettiği polisiye "Harry Brown"da ünlü İngiliz oyuncu Michael Caine, sokaklarda adaleti sağlamaya çalışıyor.
'Dünyanın En Mutlu Kızı' ve 'Julia'nın Kayboluşu'
2007 yılında "Tüplü Televizyon" adlı kısa filmiyle ses getiren Radu Jude'un ilk uzun metrajlı filmi "Dünyanın En Mutlu Kızı", tüketim toplumuna ve reklam çılgınlığına göndermelerle dolu.
İsviçreli yönetmen Christoph Shaub imzalı "Julia'nın Kayboluşu" yaşlanmak ve hangi yaşta olunursa olunsun aşkın peşinde koşmak üzerine eğlenceli bir film.
Antonio Nuic'in yönettiği "Eşek" ise Hırvatistan'da iç savaş bitmek üzereyken karısı ve oğluyla doğduğu köye sürüklenen Boro'nun geçmişiyle yüzleşmesi ve ailesine dair yeni şeyler öğrenmesi etrafında gelişiyor.
Başta Venedik Film Festivali olmak üzere katıldığı pek çok festivalden ödülle dönen "Lübnan" geçtiğimiz yılın en çok ses getiren filmlerinden biri oldu. İsrailli yönetmen Samuel Maoz, filminde, 1982'deki Lübnan Savaşı'nda bir tankın içinde sıkışıp kalan dört genç askerin öykülerini anlatıyor.
San Sebastian Film Festivali'nden Gümüş İstiridye ödülü alan "Pianosu Olmayan Kadın"da ise Madridli bir ev kadınını tekdüze hayatından kaçma çabasını anlatılıyor.
Berlin Film Festivali'nden iki ödülle dönen Aleksei Popogrebsky imzalı "Nasıl Bir Yaz Geçirdim" filmi görüntüleriyle izleyicilerini büyülüyor.
Cristian Jimenez'in yazıp yönettiği "Illusionas Opticas", Güney Şili'nin küçük bir kentinde birbirinden ilginç karakterlerle komedi ile melankoliyi harmanlayan bir öyküyü anlatıyor. Filmin yönetmeni, Adana'da festivalin konuğu olacak.
Bu yıl Berlin Film Festivali Forum Bölümü'nde gösterilen Thomas Arslan imzalı "Gölgede", hapisten çıktıktan sonra eski dostları ve düşmanlarıyla hesaplaşmaya giden ve yeni bir soygun planı yapan adamın öyküsünü anlatıyor. Film, 1960'ların Fransız kara filmlerini anımsatıyor.