Ana resmin neresindeyiz?
Tuncay Turşucu - İntegral Menkul Değerler Araştırma Direktörü
Geride bıraktığımız 19-24 Ağustos tarihlerinde özellikle ABD S&P endeksi başta olmak üzere tüm global piyasalarda ciddi bir değer kaybı yaşandı. Bu değer kaybında Çin’den gelen devalüasyon adımları ile başlayan ve Asya piyasalarına yönelik endişeye dönüşen olumsuz piyasa algısının büyük etkisi var. Bu negatif algının üzerine ABD ekonomisine yönelik endişelerinde eklenmesi piyasalardaki olumsuz seyirlerin 24 Ağustos tarihinde türbülansa dönüşmesine neden oldu.
Fırtınanın ardından bakıldığında pek çok piyasa göstergesi kritik noktalardan dönüş gerçekleştirmiş görünüyor. ABD S&P endeksi 1880 seviyesinden geçen yaklaşık 8 yıllık kanal desteğinden tepki yaparken, ABD dolar endeksi ise son üç aydır tepki gerçekleştirdiği kritik 93 seviyesinden tekrar yukarı dönmüş görünüyor. Aynı şekilde pek çok ülke para birimlerinde, Avrupa endekslerinde ve gelişen ülke piyasalarında önemli noktalardan tepkiler görmekteyiz.
Gelen bu tepkiler sonucunda global piyasalarda son bir iki gündür nefes alma süreci yaşıyoruz. Peki her şey bitti mi? Yaşanan global olumsuz algılar iyileşti mi? Son iki gündür piyasalarda gördüğümüz olumlu reaksiyonlar tehlikenin geride kaldığının mı bir işaretçisi? Elbette hayır. Her şeyin geride kaldığını söylemek bir miktar cahilce bir yaklaşım olabilir.
Dün Çin Merkez Bankası 1 yıllık vadelerdeki faiz oranlarını 25 baz puan indirdi. Bununla birlikte bankaların zorunlu karşılıklarında da 50 baz puanlık indirime gittiğini söyledi. Çin bu hamleyle kredi maliyetlerini düşürürken, tüketimi canlandırmayı hedefliyor. Aynı zamanda zorunlu karşılıklarla da bankalara likidite sağlıyor ve sağladıkları bu likiditeyi düşük faizle vermesini amaçlıyor. Alınan bu önlemlerin ekonomiye etkileri hemen bugün yarın belli olmayacak. Belki 2 ay sonra etkilerini görebiliriz. 2 ay sonra gelen ekonomik verilerde hala Çin’den zayıflayan veriler gelmeye devam ediyorsa o zaman ikinci bir global türbülans daha oluşabilir. Bu nedenle Çin faiz indirdi diye piyasalardaki sorunların bittiği söylenemez. Zaten Çin’deki sorunların başlıcası, atılan gevşeme adımlarına rağmen hala Çin ekonomisinde bir nabız görülememesi. Bu artık piyasalarda can sıkmaya başladı.
Grafiklere baktığımızda ABD S&P endeksinin kritik 1880 seviyesine kadar gerilediğini ve bu noktadan sınırlı bir tepki gerçekleştirdiğini ve 1940 seviyesine ulaştığını görmekteyiz. Ancak grafikten anlaşılacağı gibi S&P endeksi seyrini sürdürdüğü kanalı terk edip bir alt kanala hareketini taşımış görünüyor. Başka deyişle ABD piyasalarında yavaşlama oluşuyor. Gelen bu sert dalganın ardından toparlanmanın canlı olduğunu söylemek zor. En azından 1985 seviyesinin üzerine yükselmesi bir miktar daha güçlendiğini ve 2100 seviyesini test edebileceğini göstermesi açısından önemli olabilir. Bunu izleyeceğiz. Şimdilik gelen tepkiler, bir topun yere hızla çarpmasının ardından sıçraması gibi görünüyor. Bu tepkiler giderek sönümlü hale gelebilir.
ABD S&P endeksi uzun vadeli haftalık grafik
ABD Dolar endeksine bakarsak, 24 Ağustos tarihinde 93 seviyesindeki kritik desteğinden geri döndüğünü görebiliriz. 93 seviyesi rahatça görülebileceği gibi Şubat ayında bu yana tepki verilen önemli bir nokta. Dolar endeksindeki tepkinin ne kadar güçlü olup olmayacağı tartışılır. Ancak son birkaç aydır aşina olduğumuz 97-98 seviyeleri görülebilir mi söylemek zor. Bu grafikte 93 seviyesinin kırılması global piyasalarda dolar odaklı bir türbülansın işaretini verecek gibi duruyor. Tabi eğer bu kırılma olursa.
ABD Dolar Endeksi uzun vadeli grafik
Çin borsasına da bakmakta fayda var. Grafik açık bir şekilde kritik destek seviyesinin kırıldığını gösteriyor. Çin borsasında son iki gündür gelen tepkiler ana fotoğrafta çok önemli bir hareket olarak görülmüyor. Başka deyişle büyük fotoğrafta düzelen bir görüntü yok. Problemler halledildi diye bir cümle söylemek zor. Gelişen ülke endekslerinde de aynı görüntü mevcut.
Çin Şangay Endeksi, uzun vadeli grafik
Aşağıda MSCI GOP grafiği görülüyor. Net bir şekilde görüldüğü gibi uzun bir süredir gelişen ülke piyasalarından çıkış var. Buna Türkiye’de dahil. TCMB verilerine göre Türkiye’den tahvil piyasalarından yıl başından bu yana 4.5 milyar $ para çıkışı oluşmuş durumda. Hissede henüz o kadar kötü bir tablo yok. sınırlı bir çıkış var. Ancak aşağıdaki grafik 2010 yılından bu yana tepki gösterdiği seviyesinin de altına gerilemiş durumda. Bu gelişen ülke piyasalarına yönelik algılamaların daha da olumsuza döndüğünü göstermesi ve algılamaların uzunca süre olumsuz kalabileceğini göstermesi açısından önemli. Maalesef bu sepetin içerisinde Türkiye’de var. Her ne kadar son iki gündür pozitif ayrışma görülse de gelişen ülke piyasaları için rüzgar tersten esiyor. Sonuç olarak son günlerde global piyasalarda görülen yüz güldüren tepkiler ana resimlere bakıldığında saman alevi gibi görünüyor.
MSCI Gelişen Ülke Endeksi Grafiği
Son olarak aşağıdaki grafik ise 2010 yılından bu yana gelişen ülke piyasalarının ABD piyasalarına göre negatif ayrıştığını gösteriyor. Başka deyişle global sermaye ABD piyasalarını tercih ediyor diyebiliriz. Yer yer gelişen ülkeler lehine süreçler görülse de ana resimde gelişen ülke piyasaları ABD piyasalarının gerisinde kalmış. Üstelik son zamanlarda negatif ayrışmanın şiddeti giderek hızlanmış. Görüldüğü ABD piyasalarındaki son düşüş ve gelen tepkiler aşağıdaki grafikte önemli bir oynama yaratmazken bir mesajda vermiyor. Grafik halen net bir şekilde gelişen ülke piyasalarının ABD piyasalarının gerisinde kaldığı ve kalmaya devam edebileceğini gösteriyor. Bu para çıkışının gelişen ülkelerden çıkmaya devam edeceğini gösteriyor olabilir.
Gelişen Ülkelerin ABD piyasalarına kıyasla relatif performansı
http://www.integralmenkul.com.tr/
http://www.integralforex.com.tr/
Sonuç olarak kimse ABD piyasalarında veya Çin borsasında son bir iki gündür yaşanan tepkilere bakarak geçti bitti demesin. Grafiklerde gösteriyor, son günlerdeki hareketler büyük resimler içerisinde sadece küçük bir çakıl taşı gibi. Ana resimler zayıf kalmayı sürdürüyor. ABD’den gelen verilerin gücünün yanı sıra Çin’in son faiz hamlesinin ardından Kasım ayından itibaren toparlanma görmeliyiz. Zayıf verilerin gelmeye devam etmesi durumunda global piyasalarda tekrar Çin kaynaklı bir dalgalanma daha görebiliriz. O zamana kadar Çin gündemdeki yerini bir süreliğine ABD ‘ye verecek gözüküyor. Aralık ayında faiz artırması beklenen Fed, söz konusu aylarda muhtemel bir Çin dalgalanması karşısında nasıl bir pozisyon alır göreceğiz.