Ar-Ge desteklerinde vakıflar
Doç. Dr. Mustafa Hilmi ÇOLAKOĞLU [email protected]
Ülkelerin uluslararası rekabet gücünün artırılmasında bilgi tabanlı ve yenilikçi işletmelerin teknolojik araştırma ve geliştirme çalışmalarının desteklenmesinin önemi bilinmektedir. Gelişmiş ülkelerde bu alanda vakıflara büyük bir rol oynamaktadır.
Vakıflar, Osmanlı İmparatorluğu döneminde kaydedilen sosyal başarılarda etkili olmuş ve pek çok toplumsal soruna çözüm üreterek yerel idarelerin yükünü hafifletmiştir. TÜSEV Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı tarafından yayınlanan "Türkiye'de Hayırseverlik: Vatandaşlar, Vakıflar ve Sosyal Adalet" başlıklı raporda Prof. Dr. Murat Çizakça vakıfları "bir bireyin kamusal bir amaca yönelik olarak gönüllü zenginlik transferi olarak" tanımlamakta ve devlet tarafından vakıflara sağlanan vergi muafiyetinin yanısıra doğrudan finansal desteğin önemini vurgulamaktadır. Raporun tamamına ve TÜSEV'in vakıflar konusundaki çok değerli yayınlarına www.tüsev.org.tr adresinden erişilebilir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'de 46 bin 571 vakıf faaliyet gösteriyor.
Bunlardan 41 bin 720'si Cumhuriyet öncesinde kurulan ve yöneticisi olmadığı için Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen "mazbut vakıflar". Cumhuriyet öncesinde kurulan, ancak yöneticisi bulunan ve "mülhak vakıf" statüsünde bulunan vakıf sayısının ise 283. Cumhuriyet döneminde kurulan yaklaşık 5 bin vakfın 4 bini özel kişiler, kalanı devlet tarafından kurulmuş.
Vakıf modeli günümüzde gelişmiş ülkelerde başarıyla uygulanmaktadır. Bu uygulamaları kısaca gözden geçirmekte yarar görmekteyiz. European Foundation Centre (www.efc.org) raporuna göre Avrupa ülkelerinde faaliyette bulunan vakıfların mal varlığı açısından en büyük olanı Welcome Trust, 1924 yılında Sir Henry Welcome tarafından bütün mal varlığı ve bağış faaliyetleri bir araya getirilerek kurulmuş olup, mal varlığı18 milyar Avroyu aşmaktadır.
Welcome Trust Vakfı'nın yıllık yardım bütçesi 600 milyon Avrodan fazladır. Fondazione Cariplo, Fondazione Monte dei Paschi di Siena ve Compagnia di San Paolo vakıflarının her birinin mal varlığı 5 milyar Avrodan daha fazladır. Garfield Weston ve Robert Bocsch Stiftung vakıfların mal varlıkları ise 3 milyar euroyu geçmiştir. Volkswagen Stiftung'un mal varlığı 2 milyar Avro iken Fondazione Cassa di Risparmio Roma, Leverhulme Trust ve Deutsche Bundesstiftung Umwelt'in mal varlıkları 2 milyar euro yaklaşmıştır.
Görüleceği üzere mal varlığı 50 milyar Avro civarında olan Avrupa'daki en büyük 10 vakfın yıllık yardım bütçeleri 3 milyar euroya yakındır. Araştırma kapsamında incelenen Avrupa ülkelerindeki 26 bin vakfın yıllık yardım bütçeleri 51 milyar eurodur. Ortalama bir vakfın yardım bütçesi 2 milyon eurodur. Almanya'da 12 bin vakıf faaliyette bulunmakta olup, bunların 1.400'ü bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerini desteklemektedir. Fraunhofer Gesellschaft Alman özel sektör kuruluşlarının ar-ge çalışmalarını desteklemek amacıyla 1949 yılında kuruldu.
İngiltere'de kayıtlı 166 bin yardım kuruluşunun en az 8 bini araştırma çalışmalarını finanse etmektedir. İngiltere Kraliyet Akademisi 350. kuruluş yılını kutladı.
Avusturya Ulusal Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Vakfı 2003 yılında başta AB fonları olmak üzere uluslararası kaynaklı Ar-Ge fonlarının yönetilmesi amacıyla kuruldu.
1970'lerin sonunda kurulan ve 1990'lı yıllarda adı 21st Fund olarak değiştirilen vakıf İndiana eyaletinin bilim ve teknoloji alanındaki potansiyelinin ortaya çıkarmak amacıyla valilik, bankalar ve sanayi ve ticaret odalarının işbirliği ve katkısıyla teknoloji geliştirme projelerine hibe desteklerin yanı sıra risk sermaye fonları oluşturmuştur.
İrlanda Hükümeti'nin 1998'de başlattığı Teknoloji Öngörü çalışması kapsamında kurulan SFI - Science Foundation Ireland 2009 yılında hükümet tarafından vakfa hibe edilen 180 milyon euro kaynağı Ar-Ge çalışması yapan işletmelere kullandırmıştır.
ABD'de Ford, Rockefeller ve Bill & M. Gates Vakıfları'nın Ar-Ge çalışmalarındaki rolü bilinmektedir. ABD'de 2000 yılında vakıfların Ar-Ge harcamaları 11 milyar euro iken Japonya'da 7 milyar eurodur. Fransa'daki vakıfların %10'unun faaliyet alanı bilim ve eğitim. Institut des Hautes Etudes Scientifiques, Sophia-Antipolis, Supélec bunlardan bazıları. Fransa'nın gayrisafi milli hasıladaki payı %2.2 iken vakıfların payı % 0,04'e ulaşmış durumda. Fransa 2004 yılında yaptığı refomla vakıfların kurulması ve çalışmasıda bazı önemli kolaylıklar getirirken muafiyetler ve destekler de sağlamış. Bunun neticesinde sadece 2005 yılında bilim ve teknoloji alanında 60 milyon euro mal varlığı olan 10 yeni vakıf kurulmuş.
Gelişmiş ülkelerde Ar-Ge ve inovasyon alanındaki vakıf örneklerini çoğaltabiliriz. ABD'nin TUBİTAK'ı olarak tanımlayabileceğimiz National Science Foundation bir vakıftır. İngiltere'deki Technology Strategy Board da TTGV muadili bir vakıf. Çevre için çalışan Carbon Trust ve Finlandiya'da girişim sermayesini desteklemek için kurulmuş fonların fonu SITRA da birer vakıf.
Yurtdışındaki bu vakıfların temel amacı vakfeden kişi ve kuruluşların veya hükümetlerin vakıflara sağladığı kaynakları israf etmeden, etkin biçimde ve sadece bilimsel kriterlere bağlı kalmak suretiyle, ekonomiye katkıda bulunacak, katma değeri yüksek projelere ve girişimlere aktarmaktır.
Bilimsel çalışmalar kamu kurumlarının Ar-Ge için ayrılan kaynakların %20'ye varan kısmını proje inceleme ve değerlendirme hizmetleri ve personel ücretleri gibi genel giderlere harcadığını, diğer bir ifade ile 4 lira destek vermek için bir lira harcandığını, hâlbuki bu oranın vakıflar eliyle sağlanan desteklerde %5 civarında olduğunu, vakıfların daha etkin ve hızlı çalışarak Ar-Ge'ye ayrılan kaynakların daha büyük bir kısmının hedef kitleye ulaşmasını sağlandığı ortaya koymaktadır.
Ülkemizde teknolojik Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına maddi destek sağlayan tek vakıf ise 1991 yılında Dünya Bankası Projesi'ne ilişkin uluslararası anlaşmayla kurulan ve 5072 sayılı Kanun'la "kanunla kurulmuş vakıf" statüsüne sahip olan TTGV-Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı'dır. TTGV, kuruluşundan günümüze 850'ye yakın projeye 400 milyon ABD Doları fon sağlayarak 1 milyar ABD Doları tutarında ar-ge hacmi oluşturmuştur. Desteklenen projelerin sonunda ortaya çıkan yenilikçi ürünlerin ekonomimize ve ihracatımıza katkısı ise milyar dolarlarla ölçülmektedir. Ülkemizde pek çok ilke imza atan, işletmelere ilk Ar-Ge desteğini veren, Dünya Bankası ve Ekonomi Bakanlığı Ar-Ge destekleme programlarını başarıyla yürüten, ülkemizin önde gelen teknoparklarından İTÜ Arı Teknoparkı ile Bilkent Cyberpark'ın kuruluşunda finansman kaynağı sağlayan TTGV, ülkemizde girişim sermayesi fonlarının da kurulmasında öncü olmuştur. TTGV yenilikçi işletmelere girişim sermayesi desteği sağlayan İş Girişim, TURKVEN, İVCI ve Teknoloji Yatırım AŞ'nin kurucu ortağıdır.
TTGV ve benzeri kamu misyonu yürütmekle görevli özel yapılar çok ihtiyaç duyulan kamu -özel sektör ortaklıklarıdır. Kamu ve özel sektörün bir özel yapı altında hedef birliği sağlayarak misyonu gerçekleştirmek üzere kurdukları, kar amacı gütmeyen profesyonel ve uzmanlaşmış bir kuruluşlardır. Bünyelerinde kamu kurumlarının güvenilirliiğini ve ciddiyetini, özel sektörün dinamizmini barındırır.
TTGV modeli Kore'den Hollanda'ya kadar farklı platformlarda Türkiye'yi güncel uluslararası düzeyde itibar gören bir modelle temsil etmektedir.
Yurtdışındaki vakıf örneklerinin sayısına, mal varlığına ve sağladıkları katkıya baktığımızda, 20. kuruluş yılını kutlayan TTGV'nin güçlenmesinin ve desteklenmesinin ülkemiz ve işletmelerimiz yararına olacağı, Türkiye'nin 2023 yılı hedefine ulaşmasına önemli katkılarda bulunmasını sağlayacağı açıktır.