Araştırmacı ilaç firmaları neden sıkıntılı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Engin GÜNER / Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Başkan Yardımcısı

İlaç sektörünün ülkemiz için stratejik öneme sahip olduğu Hükümetimiz tarafından da ifade edilmektedir. Ancak sektörümüz 2009 yılında bir yandan küresel ekonomik kriz koşulları altında hastalarımıza hizmeti aksatmamaya çalışırken, bir yandan da geleceğe yönelik umutları azaltan bazı uygulamalarla karşı karşıya kalmıştır. Geçtiğimiz yılın, özellikle araştırmacı ilaç firmaları açısından bir dönüm noktası olduğunu söylemek mümkündür. Ne yazık ki burada dönüm noktası sözcüklerini daha iyiye gidişi değil, bir olumsuzluğu ifade etmek için kullanmak zorunda kalıyoruz.

Son yıllarda ilaç ve sağlık alanında yapılan reformlar sonucunda Türkiye'de ilaca erişimin bugüne dek görülmemiş oranda güçlenmesi, nüfus artışı, nüfus içinde yaşlıların ve kronik hastaların oranlarının artması gibi faktörler ülkemizde kamunun ilaç harcamalarını artırmıştır. 2009 yıl sonu itibarı ile, henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte, tahmin edilen harcama miktarı yaklaşık 15,6 milyar TL düzeyindedir. Küresel ekonomik krizin etkisi altındaki Türkiye'de, bütçe açıklarını kontrol altına almak isteyen Hükümetimiz, ilaçta da tasarruf yollarını aramıştır. Bu arayış 4 Aralık 2009'da yürürlüğe giren fiyat kararnamesi ile şimdilik sonuçlanmış görünmektedir.

Daha önce orijinal ilaçlar referans fiyatın %100'ünü, jenerikler ise %80'inini alırken yeni fiyat kararnamesinde eşdeğer ve orijinal ilaçların fiyatları aralarında fark gözetmeksizin , Avrupa'daki referans fiyatın %66'sı ile sınırlanmış, ayrıca tüm ilaçlar için var olan %11'lik iskontoya ek olarak, sadece jeneriği olmayan orijinal ilaçlar için %12 ek iskonto getirilmiştir. Böylece zaten Avrupa'daki en ucuz ilaç fiyatlarına sahip olan ülkemizde fiyatlar daha da düşürülmüş, hedeflenen tasarrufun yaklaşık %70 gibi büyük bir bölümünün de orijinal ürünlerden elde edilmesi öngörülmüştür. Bu kararlarla sektör yaklaşık %25 oranında küçülmüş, iş ve yatırım planlarını gözden geçirme, işten çıkarmalar yapma zorunluluğu doğmuştur.

İlaç fiyatlarını düşürmek sanılanın aksine tasarruf anlamına gelmez ! 

Sektörümüzde orta ve uzun vadede tasarruf sağlamanın yolu ilaç fiyatlarını düşürmekten, en ucuz ilaçların kullanımını teşvik etmekten değil, kaynakların akılcı kullanımından, hastalar ve toplum için gerçek anlamda değer yaratan yenilikçiliği teşvik eden ortamı yaratmaktan geçmektedir.

İnsan yaşamının kalitesini artıran yenilikçi ilaçları üreten araştırmacı ilaç firmaları, hastaların hizmetine sundukları bir orijinal ilacı geliştirmek için ortalama 1.3 milyar dolar ve 10 - 15 yıl zaman harcamaktadır. Bu firmalar her yıl düzenli olarak cirolarının yaklaşık %17'sini Ar - Ge yatırımlarına ayırmaktadırlar. Bu açıdan bakıldığında, araştırmacı ilaç endüstrisi bütün sektörler içinde Ar - Ge'ye en çok kaynak ayıran sektördür.

Araştırmacı ilaç endüstrisi yenilikçiliğini sürdürebilmek, hastaların yaşam kalitesini yükselten ilaçlar geliştirmeye devam edebilmek için yatırımlarının karşılığını almak ve yeni Ar - Ge yatırımları için kaynak yaratmak zorundadır. Bu firmaların arkasında kamu fonları bulunmamaktadır, kendi kaynaklarını kendileri yaratmaktadırlar. Bu kaynağı yaratmakta zorlandıkları noktada, yenilikçi ve orijinal ilaçların geliştirilerek hastaların hizmetine sunulma süreci tehlikeye girmektedir.

İlaç fiyatlarının baskı altına alınması bu açıdan araştırmacı ilaç firmalarının faaliyetlerini zorlaştırırken, gerçek anlamda tasarruf da sağlamamaktadır. Bu konuda, dünyanın önde gelen danışmanlık ve denetleme firmalarından Deloitte'un Aralık 2009'da yayınlamış olduğu, "Türkiye'de ve dünyada ilaç sanayi gelişme potansiyelleri" başlıklı raporda verilen bir örneği burada aktarmak isterim.

Almanya 2002 yılında kişi başına düşen rakamlarla ilaca, ABD'den % 40 oranında daha az harcama yaparak, göreceli olarak 19 milyar dolar tasarruf etmiştir. Ancak alınan kısıtlayıcı önlemler sonucunda yatırım, vergi ve işgücü kayıpları hesaplandığında toplam 22 milyar dolar kayıp olduğu, dolayısıyla Almanya'nın 3 milyar dolar zarar ettiği hesaplanmıştır.

Orijinal - jenerik dengesi ilaç sektörünün temelidir

Geçen yılın bir başka özelliği de orijinal ürünlerle, jenerik ürünler arasındaki dengelerin ciddi şekilde bozulmuş olmasıdır. Bu bozulma, tasarrufun % 70'ini orijinal ürünlerden sağlamayı öngören 4 Aralık 2009 fiyat kararnamesinde somut ifadesini bulmuştur. İnsanın yaşam kalitesini yükselten yenilikçi ilaçları geliştirmek için her yıl milyarlarca dolar Ar - Ge yatırımı yapan araştırmacı ilaç firmaları ile, böyle bir maliyet kalemi olmayan jenerik ilaç üreticilerini aynı kefeye koyan, hatta orijinal ürünlere daha fazla yüklenmeyi tercih eden yaklaşım sektörümüz için ciddi bir sıkıntı olmuştur.

Günümüzde orijinal ilaçlar getirdikleri yeniliklerle, tedavide yeni ufuklar açmakta, bu ilaçların yasal koruma sürelerinin bitimi ardından aynı molekülle üretilen jenerik ilaç, Ar - Ge maliyeti olmadığı için daha düşük fiyatla satılmakta ve hastaların bu tedavilere erişimi güçlenmektedir. ABD, AB ve diğer gelişmiş ülkeler, tasarruf gerekçesiyle hangi adım atılırsa atılsın, bu hassas dengeyi bozmamaya dikkat etmektedir. Bu kapsamda yenilikçilik sağlam bir hukuksal çerçeve ile korunmakta ve teşvik edilmektedir. Ülkemizde ise ne yazık ki bu denge bozulmuştur. Oysa orijinal ürünlerin olamadığı bir yerde, jenerik ürünlerin de olamayacağı unutulmamalıdır.

Zor yıl 2010

Araştırmacı ilaç firmalarının 2010'dan en önemli beklentileri, hiç değilse sektördeki koşulların daha da kötüye gitmemesidir. Küçülen sektörde iş ve yatırım planlarını yeniden düzenlemek zorunda kalan sektörümüz, her şeye rağmen hastalarımıza hizmeti aksatmadan sürdürebilmenin gayreti içindedir. Maalesef, yeni yatırımlar yerine ayakta kalmanın ve faaliyetleri sürdürebilmenin planları yapılmaktadır. Sektörümüzde geçen yılın sonunda başlayan işten çıkarmaların 2010 içinde sürmesi sürpriz olmayacaktır.

Araştırmacı ilaç firmaları olarak, 4 Aralık 2009 fiyat kararnamesinin olumsuz sonuçları yaşandıkça Hükümetimizin bu düzenlemeleri yeniden değerlendirmeye alacağı yolundaki umudumuzu koruyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da sektörümüzde kaynakların en etkin şekilde kullanılması ve hastalarımızın ilaca erişiminin daha da güçlenmesini sağlayacak yapıcı çözüm önerileri geliştirmek için diyalog ortamını canlı tutmaya devam edeceğiz.