Artık ağlamaya son verin
ANKARA- MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, iktidarın artık ağlamaktan vazgeçmesi gerektiğini belirterek, "Terör saldırısı ve bomba kurbanı çocuklara, şehitlere, Irak, Suriye'deki Türkmen'in yaşadıklarına ağlamıyorsanız Filistin'de ağlamışsınız ne yazar-" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşan Türkeş, Hükümet'in dış politika konusunda kamuoyunu aydınlatmadığını savunarak, yapılan açıklamaların tatmin edici olmaktan uzak ve muğlak ifadeler içermemesi gerektiğini kaydetti. Başbakan ve Dişişleri Bakanı'na yönelttikleri sorulara bugüne kadar tatmin edici hiçbir yanıt alamadıklarını anlatan Türkeş, şöyle konuştu:
"Malatya Kürecik'e yerleştirilen radar isteminin mülkiyeti, nihai kontrol ve yetkisi kime aittir- Bu kimin işine yarayacaktır- 10 yıldır iktidardasınız bu füzeleri keşke şimdi değil de daha evvel yerleştirseydiniz. Türkiye'nin güvenlik ve tehdit algılamalarında değişiklik olmamıştır. Ama NATO'nun hamiliği altında bir Türkiye görüntüsü kabul edilemez. Türkiye NATO'ya muhtaç olmayıp kendi güvenliğini sağlayabilecek güçtedir. Yoksa ustalık dönemi AKP Hükümeti olarak buna inanmıyor musunuz- Ege'de bulunan 3 adamız iki yıl öncesine kadar vatandaşlarımızın piknik yaptığı, teknelerin turlar düzenlediği yer iken bugün artık Yunanistan'ın elinde. 2 yıl içinde ne değişti de vatandaşlarımız bu adalara gidemiyor- Aidiyeti belirsiz adalar kategorisine giriyorsa neden Yunan bayrakları asılı- Türkiye'nin başkentinde bir okulda tarih dersinde Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığı öğretiliyor. Sayın Başbakan, sayın Dışişleri Bakanı bundan haberiniz var mı- Türk çocuklarına bu yalanların okutulmasına razı mısınız, bu mu ustalık döneminiz-"
Türkeş, bazı büyükelçi ve başkonsolosların mektupları göndererek Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Müsteşar'ın uygulamalarını ağır dille eleştirdiklerini ve tepkilerini dile getirdiklerini savunarak, "Böylesi dönemde büyükelçilerin yaptığı bu çıkışlar son dere anlamlıdır. Dışişleri Bakanlığı'nın içine düştüğü durumun diplomatlarca itirafı ve acı ifadesidir" dedi.
Bulgaristan'da soydaşların siyasi hayatına müdahalede bulunulduğu, Hak ve Özgürlükler Hareketi'nden ayrılan grubun desteklendiği yönünden propaganda iddiaları olduğunu kaydeden Türkeş, "Bu iddialar doğru ve AKP Hükümeti Bulgaristan'da diğer siyasi partiyi el altından da olsa destekliyorsa bunu kınıyor ve Hükümet'i uyarıyoruz. KKTC'de de benzer bir iddia dile getiriliyor, UDP içerisindeki siyasi mücadelede taraf tutuğunuz ileri sürülmektedir" diye konuştu.
Türkeş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi Türk dünyasına yönelik eleştirerek komik duruma düştüğünü ileri sürerek, iktidarın Türk dünyası ile ilişkilerde çok zayıf olduğunu söyledi. Türkeş, "Lütfen artık ağlamaya son verin. Terör saldırısı ve bomba kurbanı küçük çocuklara, şehitlere, Irak ve Suriye'deki Türkmen'in yaşadıklarına ağlamıyorsanız Filistin'de ağlamışsınız ne yazar. Yine de dünya tarafından ciddiye alınmazsınız" görüşünü savundu.
"Kabak mı sporcu mu yetiştireceğiz"
MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerine konuşurken, sporda dünyada başarılı kazanmış engelli sporcular ve takımlar bulunduğunu belirterek, iktidarın bu başarıyı ödüllendirmediğini ifade etti.
Bakanlık müsteşarının ziraat mühendisi olduğunun doğru olup olmadığını soran Uzunırmak, "Kabak mı yoksa sporcu mu yetiştireceğiz- Teknokrat ve konuya hakim olması gereken hiçbir kimse kalmadı da ziraat mühendisi mi atandınız- Samsunlu olduğu içindir" dedi.
"Eğitim reformu öğretmenler üzerinden başlamalı"
MHP Ankara Milletvekili Zühal Topçu, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, milli eğitimde yatırıma ve insana yeterince kaynak akcarılmadığını dile getirerek, iktidarın sürekli bina, derslik, bilgisayar sayılarını konuştuğunu söyledi. Okuyanların ve hizmet verenlerin insan olduklarını vurgulayan Topçu "İnsan, materyallerden çok daha önemlidir. İnsan unsuru ihmal ediliyor. Eğitimde değerler ihmal ediliyor. İhmaller çocukları bugünkü konumuna getirmiştir" dedi.
Topcu, yaptıkları araştırmada, kılık kıyafet yönetmeliğinin disiplin sorunlarına ve gelir dağılımında uçurumu daha belirgin hale getireceği konusunda öğrenci, veli ve öğretmenlerin endişeleri olduğunu, özel okullara tanınan "velilerin yüzde 60'nın istemesi halinde ortak kıyafet belirleneceği" imkanının devlet okullarına tanınmamasının nedenini sordu.
Başarı kavramının içinin başarısızlıkla doldurulduğunu ileri süren Topcu, "Ülkenin her yanına okul yapsanız, bilgisayar verseniz başarı çok değişmeyecek. Bu sistemin her geçen gün çöktüğünün farkında mısınız. Eğitim reformu öğretmenler üzerinden başlamalı" diye konuştu.
Topcu, yapılan sınavlarda liselerin onda birinin sıfır aldığını belirterek, iktidarın sınavların kaldırılacağını söylemesine karşılık sürekli yeni sınavlar koyduğunu ifade etti. Okulların tabelasının değiştirilerek içlerinin boşaltıldığını savunan Topcu, "düz liseleri Anadolu liselerine çevirerek eğitimde en büyük ihanet sizin döneminizde oldu. Üniversite açtınız ama yurtları ihmal ettiniz. Eğitimde sürekli suçlu arıyorsunuz, çözümleriniz yeni sorunlar yaratıyor. Artık dönün kendinize bakın. 'Eğitimden hiç anlamadığım halde niye bu makamda oturuyorum' diye sorun" dedi.