Avrupa bankaları bile Euro satıyor
Atılım MURAT
Hafta başında toparlanan piyasalarda, dün yine karamsarlık hakimdi. Geçen hafta yaşanan sert satışın tetiğini, tombul parmağın çektiğini düşünenler var. İlginçtir, bu tombul parmak hep büyük düşüşlerin yaşandığı günlerde ortaya çıkar. Önemli yükselişlerin yaşandığı günleri, yanlış tuşa basan tombul parmağa bağlayanı hiç görmedim. Piyasalardaki satış aslında 2-3 hafta önce başlamıştı. Büyük fonlar, satışlara Asya'da başladılar. İki hafta önce Dünya'daki yazımda Baltık Kuru Yük Endeksi'ndeki anormal düşüşlere dikkat çekmiş, "Bu endeks önemli bir öncü göstergedir, iyi sinyaller vermiyor, temkinli olun" uyarısı yapmıştım. Geçen hafta başlayan satıştan önceki iki haftada, Şanghay borsası yüzde 20 oranında aralıksız bir düşüş yaşamıştı. Çin borsasının yüzde 20, öncü piyasa göstergesi Baltık Endeksi'nin yüzde 15 düştüğü; serbest fonların gözdesi spekülatif emtia bakırın son 2 ayın dip noktasına ulaştığı bir ortamda, İMKB Endeksi'nin yükselmeye devam etmesi rasyonel olmaz. Borsamız AB endekslerinden ayrışabilir, ancak Şanghay'dan yüzde olarak bu kadar ayrışamaz. Yunanistan paketinin piyasalar tarafından kabul görmemesi işin bahanesiydi. Her zaman bir tetikleyici vardır. Bu seferki Yunanistan oldu. İşlem yaptıkları aracı kurumlardan "yeni teminat göster" çağrısı alan yatırımcılar panik yaşayınca, satışın şiddeti arttı.
AB'nin açıkladığı paketin piyasalar üzerindeki etkisini izlerken, aklıma finansal sistemin çökme noktasına geldiği günlerde ABD'de açıklanan Sorunlu Varlıkları Kurtarma Programı(TARP) geldi. Program açıklandıktan sonra piyasalar bayram yerine dönmüş, ABD borsalarındaki yükselişler yüzde 11'leri bulmuştu. Hemen ardından yüzde 30'luk bir düşüş gelmiş, sonraki toparlanma dört aydan fazla sürmüştü. Kapsamlı bir program açıklamak ayrı, programa kredibilite kazandırmak ve sorunsuz şekilde uygulamak ayrı şeylerdir. AB'nin açıkladığı programın 'uygulanabilirlik' sorunu olduğu açıkça görülüyor. 750 milyar Euro'nun onayı ve finansmanı kolay değil. Almanya'nın yeni bir sorun yaratmayacağını kimse bilemez. Merkel hükümeti uzunca bir süre nazlandıktan sonra Yunanistan paketine destek vermişti. Ancak bu destek, hükümete geçen hafta sonu yapılan bölgesel seçimleri kaybettirdi. Şimdi Almanya'da aynı prosedür, çok daha yüksek bir rakam için işleyecek. Açıklanan tedbirler AB'ye zaman kazandırabilir, ancak sorunlu ülkelerin bütçe açıklarını nasıl düşürecekleri belirsiz. Örneğin AB ve IMF'nin dayattığı sert tasarruf tedbirlerini, resmi işsizlik oranı yüzde 20 olan İspanya nasıl alacak? İspanya ve Portekiz bazı önlemler alacaklarını açıklasalar da, bunlar beklentileri karşılamaz. Ayrıca, kamu ve özel sektör tahvillerini alacağını açıklayan Avrupa Merkez Bankası(AMB), zamanı geldiğinde Yunan tahvillerini alacak mı? Alması, büyük bir kredi riskini üstlenmek anlamına gelir. Bilanço kalitesi düşmeye başlar. Avrupa keşfedilmemiş sularda dolaşıyor. Bu belirsizlikler Euro'ya olan güveni sarsıyor. Avrupa'nın büyük bankaları bile Euro-satış pozisyonu almaya başladılar. Bir yanda finans sistemini kurtarmaya çalışan AMB, diğer yanda Euro satan bankalar. EUR/USD düzeltme hareketlerine girecek olsa da, paritenin 1.22-1.23 bölgesine geleceğini düşünüyorum.