Avrupa Konseyi'nden Türkiye'ye azınlık uyarısı
Konsey, Türkiye'den "azınlık, göçmen ve mülteci haklarının korunması konusunda daha fazla çaba göstermesini" istedi
STRASBOURG - Avrupa Konseyi İnsan Hakları temsilcisi Thomas Hammerberg tarafından kaleme alınan iki ayrı raporda, Türkiye'den "azınlık, göçmen ve mülteci haklarının korunması konusunda daha fazla çaba göstermesi" istendi.
Hammerberg, 28 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında Türkiye'ye yaptığı ziyaretle ilgili iki raporu ve bu raporlara ilişkin Türk hükümetinin yanıtları bugün yayımladı.
"Ermeni, Rum ve Museviler dışındaki azınlıkların varlığının yetkililer tarafından resmi bir biçimde tanınmamasından endişe duyulduğu" ifade edilen raporda, "bütün azınlık gruplarıyla diyalog tesis edilmesi" öneriliyor.
Raporda, "ziyaretin ardından hükümetin, dini azınlık liderleriyle ve Kürt temsilcilerle diyaloğu geliştirmek için yaptığı girişimlerin memnunlukla karşılandığı" ifade ediliyor.
Raporda, "Türk yetkililerin, çok kültürlü toplumun değerlerinin toplum tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için yapacakları bilinçlendirme kampanyasının önemine" değiniliyor.
Gayrimüslim azınlık vakıflarının mülkiyet haklarının korunmasına yönelik yasal düzenleme çalışmalarından övgüyle bahsedilen raporda, bu konudaki eksikliklerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden konuyla ilgili çıkan kararların da doğrultusunda çözülmesi tavsiye ediliyor.
"Koruculuk sistemi kaldırılsın"
Güneydoğu'da köylerini terk edenlerin tekrar evlerine dönebilmesi ve zararlarının karşılanması için etkili tedbirler alınması istenen raporda, koruculuk sisteminin de kaldırılması öneriliyor.
Raporda, bölgedeki mayınların temizlenmesi için daha fazla çaba gösterilmesi isteniyor.
Türkiye'de yaşayan Romanlara (çingene) yönelik ayırımcılığın önüne geçilmesi istenen raporda, bu kişilerin sosyal ve medeni haklarının tanınması, ev sorunlarının çözülmesi ve kültürel miraslarına sahip çıkılması tavsiye ediliyor.
Raporda, Türkiye'nin Avrupa Ulusal Azınlıkların Korunması Sözleşmesine taraf olması çağrısı da yapılıyor.
Mülteci hakları ile ilgili ikinci raporda da bu konuda Türkiye'de hazırlanan yasal düzenlemelerden memnuniyet duyulduğu ifade ediliyor ve uluslararası camia ile Avrupa'dan, mülteci akımı ile ilgili olarak Türkiye'ye destek vermesi isteniyor.
Raporda, Türkiye'de göçmen ve mülteci tanımının uluslararası standartlarla aynı çizgiye getirilmesi tavsiye ediliyor, Türk yetkililerin Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile daha etkili işbirliği içine girmesi öneriliyor.
Gümrük yetkililerinin de bu konularda daha iyi eğitimden geçirilmesi tavsiye edilen raporda, göçmen ve mültecilere daha iyi sağlık hizmeti verilmesi gerektiği ifade ediliyor.