Avrupa'daki kriz Türkiye ekonomisini tehdit ediyor

Özellikle Yunanistan, İtalya, Portekiz gibi ülkelerden kaynaklanan sorunlar yüzünden finansal kriz ve resesyona girilmesinin, 2008-2009 küresel krizinde olduğu gibi Türkiye'nin en başta ihracatına darbe vuracağı belirtiliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Naki BAKIR

ANKARA - 2009'daki resesyonun ihracatta yol açtığı kan kaybını henüz telafi edemeyen Türkiye'nin en büyük dış ticaret partneri konumundaki Avrupa Birliği (AB) ekonomisinde yaşanan sorunlar nedeniyle yeni bir resesyon olasılığı, Türkiye ekonomisini tehdit ediyor.

Toplam ihracatta daha düşük bir paya sahip olan ABD ekonomisinde yaşanan sıkıntılara kıyasla, dış ticarette en büyük partner konumundaki AB'de özellikle Yunanistan, İtalya, Portekiz gibi ülkeler kaynaklı sorunların aşılamaması durumunda krizin ağırlaşması ve bu bölgenin derin bir resesyona girmesinin, 2008-2009 küresel krizinde olduğu gibi Türkiye'nin en başta ihracatına darbe vuracağı belirtiliyor. Bu da üretim ve istihdam azalması, büyümenin yavaşlaması anlamına geliyor.

2009'daki kayıp  telafi edilemedi

Türkiye, 2008 sonlarında başlayıp 2009'un tamamına damgasını vuran ve özellikle gelişmiş ülkeleri etkileyen küresel krizde yaşadığı sarsıntıyı görece çabuk atlatmış, krizden en hızlı çıkan ülkelerin başında gelmişti. Ancak Türkiye,  özellikle AB pazarındaki daralma nedeniyle ihracatta yaşadığı kan kaybını hala  telafi edemedi. Türkiye'nin ihracatta yaşadığı ciddi kan kaybı, en büyük pazar pazarı olan AB'den kaynaklanmıştı.

Türkiye'nin 2007 yılında 107.3 milyar dolar olan toplam ihracatında AB ülkeleri 60.4 milyar dolarla yüzde 56.3 pay alıyordu. 2008 yılında ise son çeyrekte küresel krizin patlak vermesine rağmen toplam ihracat yüzde 23 artışla 132 milyar dolar olurken, krizin merkezindeki AB bölgesine yapılan ihracatta sert bir fren yaşanmıştı. Bu bölgeye toplam ihracat 2008 yılında yüzde 5'lik bir artışla 63.4 milyar dolar olmuş, AB'nin toplamdaki payı da yüzde 48'e inmişti.

Türkiye'nin ihracatındaki kan kaybı, krizin derinleşerek tüm dünyaya yayıldığı 2009 yılında ise kendini daha net gösterdi. Türkiye, en büyük kaybı en büyük pazarı konumundaki AB bölgesinde yaşadı. 2009'da AB'ye yapılan ihracat yüzde 26 daralarak 47 milyar dolara, toplam ihracat da yüzde 22.6 azalışla 102.1 milyar dolara geriledi. Küresel krizin etkili olduğu 2009 yılında toplam ihracatta yaşanan 29.9 milyar dolarlık daralmanın, 16.4 milyar dolarla büyük bölümü AB bölgesinden kaynaklandı. AB'nin toplam ihracattaki payı 2009'da yüzde 46'ya kadar indi.

Krizden çıkış ve canlanma yılı kabul edilen 2010'da ihracat artışa geçmekle birlikte kriz öncesi düzeyinin çok altında kaldı. 2010 yılında toplam ihracat yüzde 11.5 artışla 113.9 milyar dolar, bunun içinde AB'ye yapılan ihracat da yüzde 12.1 artışla 52.7 milyar dolar oldu. AB'nin toplam ihracattaki payı yüzde 46.3 düzeyinde gerçekleşti.

AB pazarında  bu yılki performans

Bu yıl ise AB'ye yapılan ihracatta, diğer bölgelere göre daha iyi bir performans yakalanmasına rağmen, kriz öncesi düzeye gelinemedi. Ocak-eylül döneminde toplam ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.8 artışla 99.5 milyar dolar olurken, AB'ye ihracat yüzde 24.5'le daha iyi bir performans göstererek 46.9 milyar dolar oldu. AB'nin toplam ihracattaki payı geçen yıla göre 1 puan artarak yüzde 47.2'ye çıktı. Bu yıl ilk dokuz aydaki temposunu sürdürebilmesi durumunda AB'ye yapılan ihracatın, yılın tümünde 63-64 milyar dolarla tutar bazında 2008 düzeyini yakalayabileceği görülüyor. Ancak AB'nin toplam ihracattaki payının 2008'in altında kalmaya devam edeceği bekleniyor.

Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD'ye gerçekleştirilen ihracat da kriz öncesi düzeyine gelemedi. Ekonomisinde yaşadığı sorunlar tüm dünyayı etkileyen ABD'ye Türkiye'nin 2008 yılında 4.3 milyar dolar olan ihracatı, 2009'da 3.2 milyar dolara düşmüştü. Bu ülkeye yapılan ihracat 2010'da canlanarak 3.8 milyar dolara çıkmakla birlikte kriz öncesi düzeyine gelemedi. Bu yıl ise ilk dokuz ayda ABD'ye 3.3 milyar dolar ihracat yapıldı.

Toplam ihracatta AB'nin payı son yıllarda önemli ölçüde düşerken, özellikle Yakın ve Orta Doğu bölgesi olmak üzere diğer ülke gruplarının payının arttığı gözleniyor. Krizin göbeğindeki AB'ye ihracat artışının sert bir frenle yüzde 5'e düştüğü 2008 yılında diğer ülkelere ihracatın ise yüzde 49.4 artışla 65.6 milyar dolara çıkması, AB'nin toplamdaki payının yüzde 50'nin altına inmesine yol açmıştı. 2009 yılında da AB'ye ihracat yüzde 26 azalırken, yüzde 19'la görece daha az kan kaybının yaşandığı diğer ülkelere yapılan ihracat 53.2 milyar dolar oldu, bunun toplamdaki payı da yüzde 50'yi aştı. 2010 yılında diğer ülkelere yapılan ihracat 59.1 milyar dolarla toplamda yüzde 51.9, bu yılın ilk dokuz ayında da 50.7 milyar dolarla yüzde 51 pay aldı.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir