Ayhan Çarkın'dan yeni iddialar

Faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmada tutuklu bulunan Özel Harekât Polisi Ayhan Çarkın, "Yer gösterme sırasında polis arkadaşların yönlendirmesi sonucu kendimde olmadığım bir zamanda yaptım" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmada Özel Harekât Polisi Ayhan Çarkın, 90'lı yıllarda kendisinin de katıldığı operasyonlarda yargısız infaz yaptıkları, Kürt işadamlarını devlet emriyle öldürdükleri itirafının asılsız olduğunu savundu. Savcılık ifadesinden dolayı pişman olduğunu belirten Çarkın'ın faili meçhul cinayetlere ilişkin yer göstermeyi de polislerin yönlendirmesiyle yaptığını savundu. Çarkın, "Yer gösterme sırasında ise bir nevi polis arkadaşların yönlendirmesi sonucu kendimde olmadığın bir zamanda yapmış bulundum. Nasıl yer gösterme yaptığımı hatırlamıyorum" dedi. 

Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli nöbetçi hâkimi dün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bazı faili meçhul cinayetlerle ilgili başlattığı soruşturma kapsamında, tutuklu bulunan eski Özel Harekat Polisleri Ercan Ersoy, Ayhan Çarkın ve Ziya Bandırmalıoğlu'nu dinledi. "4. Yargı Paketi" kapsamında tutukluluk incelenmesi talebinin değerlendirildiği sorguda, Ayhan Çarkın'ın yer göstermede polislerin yönlendirmesi olduğunu söylemesi dikkat çekti. Ayhan Çarkın sorgusunda, savcılığa verdiği beyanlarının tamamının asılsız olduğunu belirterek, "Ben esasen çok miktarda sahipsizlik duygusu, depresyon yaşadım. O dönemlerde uyuşturucu maddeler de kullanıyordum. İçinde bulunduğum psikolojik travmalar sonucu belki bazılarından intikam almak amacı ile çeşitli asılsız beyanlarla arkadaşlarımı ve devletimin kurumlarını itham altında bıraktım. İlk anlattıklarımın tamamı asılsızdır" dedi. Savcılık ifadesinden dolayı pişman olduğunu belirten Çarkın'ın faili meçhul cinayetlere ilişkin yer gösterme olayına ilişkin ise polislerin yönlendirmesiyle yaptığını savundu. Çarkın, "Yer gösterme sırasında ise bir nevi polis arkadaşların yönlendirmesi sonucu kendimde olmadığın bir zamanda yapmış bulundum" dedi. Nasıl yer gösterme yapıldığını hatırlamadığını öne süren Çarkın, kendisinin mağdur edildiğini, aşağılandığını ve zor durumda bırakıldığını savundu. Çarkın, "Bu duruma düşürülmemin sebebi Abdullah Çatlı'yı tanıdığımı söylediğim içindir. Ben teselliyi tamamıyla alkolde ve uyuşturucuda aradım. Hata yaptığımı şimdi anladım" dedi. 

Tek delil Çarkın'ın beyanı
"Kuvvetli suç şüphesinin yoğunluk derecesinin düşüklüğü, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçen süre" gerekçe gösterilerek tahliye edilen Ercan Ersoy ise sorgusunda, kendisinin Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın'ı öldürme olayına karışmakla suçlandığını belirterek, "Bu konuya ilişkin tek delilde Ayhan Çarkın'ın beyanları olup kendisinin bu olayı benim direk yaptığıma ilişkin hiç bir beyanı da yoktur" dedi. Olayın 1993 yılında olduğunu, kendisinin Çarkın ile tanışıklığının 1994 yılı sonrasına dayandığını ifade eden Ersoy, Ayhan Çarkın'ın psikolojik olarak tedavi edilmesi gerektiğini savundu. Çarkın'ın savcılıkta verdiği beyanları söyleyecek bir insan olmadığını kaydeden Ersoy, örgüt suçlamasından yargılanarak mahkûm olduğunu anımsattı. Yeniden aynı iddia ile karşı karşıya kalmasını anlamadığını ifade eden Ersoy, örgütün başında olduğu söylenen şahıs ile adam öldürdüğü belirtilen şahısların tutusuz yargılandığını belirtti. 

Bu suçları tek başıma karar verip işlemem mümkün değil
Ziya Bandırmalıoğlu ise Tarık Ümit'i öldürdüğüne ilişkin iddiaları kabul etmeyerek, söz konusu tarihte Ankara'da görevli olduğunu, iddiaların basında farklı anlatıldığını kaydetti. Kendisine isnat edilen eylemleri polis memuru olarak tek başına karar verip uygulamasının mümkün olmadığının altını çizen Bandırmalıoğlu, geçimini sağlamak zorunda olduğu için saklanmak durumunda kaldığını öne sürdü. 

Ercan Ersoy tahliye oldu
Çarkın ve Bandırmalıoğlu'nun üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğunun belirtildiği kararda, Çarkın'ın olaylara ilişkin ikrar niteliğindeki anlatımları ile yer gösterme tutanağındaki ifadelerin olaylarla örtüştüğü kaydedildi. Bandırmalıoğlu'nun kaçarken yakalandığının ifade edildiği kararda, şüphelinin yeniden kaçma ihmalinin bulunduğu, suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin yoğunluk derecesinin fazla olduğu, delillerin henüz tam anlamıyla toplanmadığı ve delillerin karartılma tehlikesinin varlığı, tanıklar ve müştekiler üzerinde baskı kurma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle tutukluluğun devamına karar verildi. Ersoy'un tahliye kararında, "kuvvetli suç şüphesinin yoğunluk derecesinin düşüklüğü, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçen süre" gerekçe gösterildi. Yurtdışı yasağı konulan Ersoy, Çarşamba günleri karakola giderek imzalı bildirimde bulunacak.