Azalan işsizlik sorunların bittiğini göstermiyor

ORHAN AKIŞIK

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Avrupa ekonomileri durgunluk sinyalleri verirken, ABD’den gelen haberler küresel ekonominin geleceği açısından yüreklere biraz olsun su serpti. Büyümenin hızlandığı ekonomide, işsizlik azalmaya devam ediyor. Yüzde 5.9 olarak açıklanan ekim ayı işsizlik oranı, son sekiz yılın en düşük rakamı. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 2.1 daralan ABD ekonomisinde, ikinci üç aylık dönemdeki büyüme yüzde 4.6. Yılın ikinci yarısında yüzde 3 oranında büyümesi tahmin edilen ekonomide, 2015’de de büyümenin yüzde 3 oranında gerçekleşmesi bekleniyor. Büyümede her zaman olduğu gibi tüketim harcamalarının payı yüksek. Tüketim harcamaları dışında, sabit sermaye; makine, ekipman ve konut yatırımları da artmaya devam ediyor. Ekonomideki büyüme şirket kârlarına da yansıyor. Bir önceki dönemde kârları 68.6 milyar dolar azalan Amerikan finans şirketlerinin, ikinci çeyrekte açıkladıkları kazanç 33.7 milyar dolar. Finans sektörü dışındaki sektörlerde kar artışı çok daha çarpıcı. Aralarında imalat sanayi ve bilgi işlemin de yer aldığı sektörlerin kaydettikleri kar 88.5 milyar dolar. Fakat, ücretlerin aynı tempoda arttığını söylemek zor. Ücretlerin yeterince artmaması işgücü piyasasında sorunların devam ettiğine de işaret ediyor. 

★ ★ ★

İşsiz sayısının 9.3, tam zamanlı iş bulamadıklarından dolayı yarı zamanlı işlerde çalışmak zorunda kalanların sayısının 7 milyonun üzerinde olduğu ülkede, yüzde 62.7 olan işgücü katılım oranı 1978’den bu yana geçen 36 yılın en düşük seviyesinde. İstihdam artışının ücretlere tam olarak yansımaması, gelir dağılımının iyileşmesine bir katkı yapmayacağı gibi, tüketim harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 70’ini oluşturduğu ülkede büyümenin sürekliliği açısından da sorun olabilir.  Gelir artışları geçmişten kalan borçların ödenmesine mi, yoksa tüketime mi yönelecek? Pek istenmese de arzu edilen, tüketimin artması. Dünya ekonomisindeki yavaşlama, büyümenin sürdürülmesi için iç talebe ağırlık vermekten başka bir yol bırakmıyor. Resesyonun hemen sonrasında ardı arkasına verilen demeçlerde küresel dengesizliğin giderilmesi için önerilen reçetelerden artık bahseden yok. Ne Avrupa toparlanabildi, ne de kriz döneminde dünya ekonomisine önemli destek veren gelişmekte olan ülkeler o eski şaşaalı günlerinde. ABD ekonomisi büyümesini sürdürecekse, bu yakın vadede yine artan tüketim sayesinde olacaktır. FED başkanı’nın faizlerin arttırılması konusunda acele davranmamasının nedenleri arasında, enfl asyonun hedefl enen rakamın altında kalmasının dışında, faiz artışının tüketim ve yatırım kararlarını olumsuz etkileyerek, yolunda giden işleri sekteye uğratmasından çekinmesi de var. 

★ ★ ★

Ücretlerin yavaş artmasının bir nedeni de, işsizlik oranının -azalmakla birlikte- hala tam istihdam işsizlik oranının üzerinde olması. Doğal işsizlik oranı olarak da ifade edilen tam istihdam düzeyindeki işsizlik oranının yüzde 5.5 olduğu tahmin ediliyor. Bu oran, resesyon öncesinde yüzde 5’in altında idi. İşsizlik oranındaki azalma, FED’in üzerindeki baskıyı artırıyor. Tahminler, faizlerin en geç 2015’in ilk yarısında artacağı yönünde. Bu konuda, ekim ve kasım aylarındaki işsizlik oranları belirleyici olacaktır. Konjonktürel olan dışında, FED yapısal işsizlik konusunda bir şey yapamaz. Yapısal işsizliğin azaltılması büyük ölçüde bilgi ve becerinin artırılmasına bağlı. 

Yapısal işsizlikten en çok etkilenen kesimlerin başında gençler geliyor. Diğer ülkeler dışında, ABD’yi de de yakından ilgilendiren bu konu çözülmeden büyümenin sürekliliğini sağlamak zor. Günümüzde yapısal işsizliğin azaltılmasında şirketlerin sorumluluğu eskisine göre artmıştır. 

Yüksek karlar açıklayan Amerikan şirketleri, bunların bir bölümünü işgücünün bilgi ve becerisinin geliştirilmesi için harcayacak mı? Bu konuda atılacak bir adımın, istihdamın arttırılmasına olduğu kadar gençler arasındaki işsizliğin azaltılmasına da katkıda bulunacağı açıktır.