Azerbaycan'ı kaybetmek, Türk dünyasını kaybetmekle eşdeğerdir
Dr. S. Yılmaz KUŞKAY / Almanya Erzurum Fahri Konsolosu
Türkiye, AB ve ABD'nin baskısıyla kardeş ülke Azerbaycan'ı gönülden yaralamış bulunuyor. 'Bir millet, iki devlet' diye tanımladığımız Türkiye ve Azerbaycan'ı birbirinden ayırma stratejisi ustalıkla sahneye koyulmuş bulunuyor. Türkiye ile Ermenistan arasında Petrosyan döneminde Ermenistan ile kapalı bulunan karayolu sınır kapılarının açılması ve siyasi ilişki kurulması için ciddi faaliyetler başlatılmıştı. Birçok Ermenistan heyeti Erzurum üzerinden Ankara ve İstanbul'a gerekli görüşmeler yapmak üzere gitmişlerdi. Petrosyan'ın Başdanışmanı Vahan Papazyan bu ilişkilerde önemli kişilerden biri idi. Hatta MHP Lideri merhum Alpaslan Türkeş Paris'te Ter Petrosyan ile bir görüşme yapmış ve bu görüşme büyük yankı uyandırmıştı. Dönemin ETSO Başkanı olarak birçok defa gelen bu heyetlerle benim ilgilenmem uygun görülmüş ve birkaç defa Erivan'a Türkiye-Ermenistan demiryolu sınır kapısı Ahuryan'da bir tren vagonları için dingil değiştirme istasyonu kurulması konusunu gündeme getirmiştim. Sonuçta Ermenistan bu istasyonu kurdu. Böylelikle Sovyet ve Avrupa demiryolu dingil farklılığından doğan sorunlar giderilecek, ticari ilişkiler gelişecekti. Ancak bu gelişmeden rahatsız olan Rusya Ermenistan'ı tahrik ederek ilişkileri baltalamaya başladı. Önce Ter Petrosyan iktidardan düşürüldü ve yerine sertlik yanlısı Koçaryan getirildi. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı'nda Türkiye Masası Şefi olan aslen Sivas Ermenisi olan Murat Bocalyan, Türk casusu olarak suçlanarak hapse atıldı. Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisi işgal edildi. Türkiye 'de Azerbaycan'ı desteklemek amacıyla demiryolu kapısını Nisan 1993 tarihinde kapattı. Ermenistan Demiryolu bağlantısına alternatif olarak ilk defa benim ortaya attığım Kars-Tiflis Demiryolu Projesi gündeme geldi. Bu hat ile Erzurum-Horasan-Kars-Tiflis bağlantısı Ermenistan'ı devre dışı bırakılarak gerçekleştirilecekti. Bu proje geçtiğimiz yıl ihale edildi.
Bugün Ermenistan ekonomik bakımdan diyaspora, Rusya ve batılı ülkelerin maddi destekleriyle suni teneffüsle yaşatılmaya çalışılıyor. Önemli bir ekonomik potansiyeli olmayan Ermenistan'ın ilelebet böyle yaşaması mümkün değildir. Bugün 70 bin dolayında Ermeni kanunsuz olarak Türkiye'de çalışmaktadır. Türkiye bu insanlara bilerek göz yummaktadır. İşsizliğin önemli boyutta olduğu ve giderek artan işsizlik karşısında başta Ermenistan, Gürcistan, Romanya, Moldavya ve diğer ülkelerin işsizlerine Türkiye'de iş ve aş sağlanması önemli bir fedakarlıktır.
Ermenistan uyruklu insanlar Gürcistan üzerinden Türkiye'ye gelmekte ve başta İstanbul, Ankara ve diğer illerimiz olmak üzere Türkiye'nin her tarafında hizmetçilik, çocuk bakıcılığı, aşçılık, inşaat ustalığı ve diğer birçok meslek dalında çalışmaktadırlar. Ortalama olarak bir kişinin yılda 4-5 bin dolar tasarruf yaptığını düşünürsek Türkiye'nin dolaylı olarak Ermenistan ekonomisine yılda 250-350 milyon dolar bir katkı yaptığını kolayca hesaplayabiliriz. Bu ise yetmiş bin ailenin geçimini Türkiye'den sağladığı gerçeğini doğurur. Gürcistan üzerinden gelen Türk ürünlerinin ticaretini yapan insanları da eklersek neredeyse 100 bin aile eder ki , bu rakam yaklaşık 400-500 bin kişinin Türkiye tarafından beslenmesi demektir.
Baku-Tiflis-Erzurum-Ceyhan Ham Petrol Hattı yılda azami 50 milyon Ton ham petrol taşıyacak şekilde inşa edilmiş ve işletmeye alınmıştır. Ceyhan Akdeniz'de önemli bir ham petrol terminali olmuştur. Hazar Havzası doğalgazını Türkiye'ye taşıyan ve Bakü-Tiflis-Kars üzerinden geçen Şahdeniz doğalgaz hattı Erzurum'da İran'dan gelen doğalgaz hattıyla birleşmekte ve Türkiye'nin batısına uzanmaktadır. Her iki hat Türkiye'ye önemli bir ekonomik katkı dışında büyük bir stratejik derinlik katmaktadır. Yapılması düşünülen Nabucco hattı da ayni güzergahı takip ederek Avrupa'ya uzanacaktır. Nüfusu 2 milyona düşmüş bir Ermenistan'ın Türkiye'ye getireceği ekonomik katkı Azerbaycan'a göre önemsiz boyutta olacaktır.
Karabağ sorunu halledilmeden ve Ermenistan işgal ettiği topraklardan çekilmeden tek taraflı olarak kapıların açılarak Azerbaycan'ın derinden yaralanması ülkemize tamir edilemeyecek zararlar doğuracaktır.
Afganistan ve Pakistan'da ABD aleyhine gelişmeler Hazar Havzası enerji hammaddelerinin Hint Okyanusu'na indirilmesi planlarını imkansız hale getirmiştir. ABD'nin bütün planları altüst olmuştur. Azerbaycan-Gürcistan ve Türkiye dostluğu son derecede önemlidir ve ABD ve AB'nin Ermenistan planı bu birlikteliği torpillemek istemektedir. Bu stratejiyi anlamak mümkün değildir.
Türkiye oyuna gelmemeli ve kısa vadeli faydalar yerine lider ülke olma hesabını yapmalıdır. Türkiye "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamalıdır.".
Azerbaycan, Türk dünyasında aydınlanmanın en yoğun olduğu, dil ve kültür bakımından bize en yakın ve İran'da yaşayan 30 milyonun üzerindeki Türk unsurunu yakından etkileyen bir devlettir. Bu yüzden adımlar dikkatle atılmalı, kardeşlerimiz darıltılmamalıdır.