Bağış'tan Yakut'un sözlerine cevap
Bağış, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'un sözleri ile ilgili, "AB'de sadece erkek ve kız öğrencilerin gittiği okullar olduğu gibi, karma eğitimin verildiği okullar da var" dedi
TBMM - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin AB sürecinin yeni bir süreç olmadığını ve 45 yıl aradan sonra 2004 yılında müzakerelere başlayabilmek için bir tarih alındığını hatırlatarak, o günden bugüne 14 faslın açıldığını söyledi. Türkiye'yi kendisiyle aynı gün müzakerelere başlayan Hırvatistan ile karşılaştırmanın ülkeye haksızlık olacağına dikkati çeken Bağış, "Biz, Türkiye'nin turistik tesislerinde Hırvatistan'ın toplam nüfusunu ağırlayabilecek noktadayız. Ancak, o günden bugüne iki ülkenin ekonomisini kıyaslarsak, ekonomisi güçlenen bir Türkiye ve ekonomisi sıkıntılar yaşayan bir Hırvatistan var" diye konuştu.
Başından geçen bir anekdotu da paylaşan Bağış, şöyle devam etti:
"Romanya'nın o dönemdeki başbakanı, beni kabulünde, kısa bir süre önce ülkesindeki ekonomik durumun kötülüğü nedeniyle ilan ettiği bir paketin moral bozukluğu içindeydi. Ben de kabulde Başbakan'ın aklının ekonomik sorunlarda olduğunu anladım ve dayanamayarak, 'Ülkeniz için doğru olanı yaptınız' dedim. Romanya başbakanı dönüp 'Anlamadım' dedi. Ben de 'Yüzde 8'lik faizler ödüyorduk ama atılan doğru adımlarla, istikrar ve güvenle Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi haline geldik' diyerek ve örnekler vererek ne demek istediğimi anlattım. Kendisi rahatladı ve bana 'O zaman ben de size bir tavsiyede bulunmak istiyorum; bu Avrupa'nın her istediğini yapmayın' dedi."
"Ben AB'nin Türkiye'den sorumlu bakanı değilim"
Türkiye'nin bazı hassasiyetlerinin zaman zaman karıştırılabildiğini dile getiren Bağış, "Ben Türkiye'nin AB bakanıyım, AB'nin Türkiye'den sorumlu bakanı değilim. Görevim, Türkiye'nin başmüzakerecisi olarak, ülkemin ve milletimin çıkarlarını korumak ve mümkün olduğu kadar ülkemin imajını dışarıda güçlü göstermektir. Bu çerçevede bazen AB'nin ikircikli tavırları benim de moralimi bozuyor. Ama bazen haklı olarak eleştirilen bazı çıkışlarım aslında bizim müzakere taktiğimizin de bir parçasıdır" şeklinde konuştu.
Türkiye'de çok önemli işler yapıldığını söyleyen Bağış, reformların AB ülkelerinin hepsinden daha hızlı hayata geçirildiğini vurguladı. Bakan Bağış, sadece son 1 yılda farklı inanç gruplarına ait vatandaşların kurduğu vakıflara iade edilen mülklerin toplam değerinin neredeyse 1,5 milyar Avro'yu bulduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin Avrupada hiçbir ülkenin yapamadığı çok cesur demokratikleşme paketlerine imza attığını da söyleyen Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı paketin yayımlanmasından bir hafta sonra yasa gerektirmeyen düzenlemelerin tamamının yerine getirildiğini anlattı. Bunların Türkiye'nin hızını ortaya koyduğunu dile getiren Bağış, eskiden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde aleyhine en çok dava açılan ülke olan Türkiye'nin 5. ülke konumuna geçtiğine işaret etti.
AB sürecinde gelen hibelerin bakanlığın çabası olarak ortaya konulduğu eleştirilerine yanıt veren Bağış, Türkiye'ye ayrılan fonların artırılması için muazzam bir çaba içinde olduklarını ifade ederek, Ulusal Ajans programından örnekler verdi. Bakan Bağış, AK Parti Hükümetinin bu konuda kararlılığının en bariz ispatının da AB Bakanlığının müstakil bir bakanlık haline getirilmiş olması olduğunu vurguladı.
"Kendi ilerleme raporumuzu bu sene de yazacağız"
Bu sene de geride kalan senelerde olduğu gibi kendi ilerleme raporlarını yazacaklarını anlatan Bağış, şunları söyledi:
"Sonuçta bu rapor 28 AB ülkesinin üzerinde uzlaşması gereken bir rapor olduğu için ülkemize bazı haksızlıklar edilebilmektedir. Bu yılki rapor çok daha nötr olmuştur ama hala içinde çok haksız eleştiriler de vardır. Bizim raporumuz ise yoruma girmeden sadece bir yıl içinde Türkiye'nin geçirdiği mevzuatın, genelgelerin ve bunların rakamsal tezahürlerinin bir dökümü olarak hazırlanmaktadır. İnşallah bundan sonra da AB Bakanlığı var olduğu sürece kendi ilerleme raporumuzu yazmaya devam edeceğiz."
Egemen Bağış, ilerleme raporunun içinde eleştiriler de takdirler de olduğunu ancak sonuçta raporun Türkiye'nin fotoğrafını çekmeye çalıştığını ve ancak her fotoğrafta olduğu gibi bazen odaklanma sorunu yaşayabildiğini ifade etti.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'un ifadeleriyle ilgili olarak, bunun Yakut'un şahsi düşüncesi olduğunu vurgulayan Bağış, şunları kaydetti:
"Bunu paylaşmasını AB standartlarında bir demokrasimizin olmasının en doğal tezahürü olarak görüyorum. Sonuçta Türkiye demokratik, laik bir hukuk devletidir ve herkes kendi düşüncesini rahatlıkla açıklayabilmelidir ama bunu bir AB mevzuatı tartışması haline getirecek olursak, birçok AB ülkesinde sadece erkek öğrencilerin gittiği okullar da vardır, sadece kız öğrencilerin gittiği okullar da vardır, karma eğitimin verildiği okullar da vardır. Hatta ülkemizdeki yurtlarla ilgili olarak bir tartışma çıktığında AB Komisyonu bunun öncelikle Türk toplumu tarafından çözülmesi gereken bir konu olduğunu ve bu konuyu düzenleyen bir AB standardının bildikleri kadarıyla olmadığını, üye ülkelerin içinde dahi farklı uygulamaların olduğunu açıklamıştır. AB bu konuda bir taraf değildir, çünkü kendi içinde bu konuda yeknesak bir uygulama yoktur."
Bakan Bağış, hükümetin AB reformlarını yavaşlattığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, "AK Parti döneminde 5 uyum yasası paketi geçirilmiş. Yani Türkiye'nin reformaları durduğu eleştirileri çok haksız olur" dedi.
AB Bakanlığının bütçesinin yetmediği ve ilave transferlerle artırıldığını eleştirilerini hatırlatan Bağış, artışın Türkiye'nin Avrupa'ya eğitime göndermiş olduğumuz ciddi öğrenci artışından kaynaklandığını söyledi. Avrupa Birliği ülkelerinin kullanamadığı bazı fonların da Türkiye'ye aktarıldığını belirten Bağış, bunun yaklaşık yüzde 30 civarında katkı payına denk geldiğini kaydetti. Bağış, AB Bakanlığı'nın geçen sene hedefinin 55 bin olmasına rağmen 62 bin öğrenciyi Avrupa'ya eğitime gönderdiklerini belirtti.
AK Parti'nin Muhafazakar ve Reformcu Birliği'ne girmesi
Vali yardımcıları ve kaymakam adaylarına yönelik gerekli eğitimlerin verildiğini belirten Bağış, bu kapsamda 2 milyon liralık fonun eğitime ayrıldığını aktardı.
AK Parti'nin 10 yıldır gözlemci statüsünde olduğu Avrupa Halklar Partisi'nden ayrılıp Avrupa'daki Muhafazakar ve Reformcu Birliği'ne girmesi ile ilgili soruları yanıtlayan Bakan Bağış, şunları söyledi:
"Sonuçta bu AK Partinin bir iç meselesidir, kendi kararıdır. Katıldığımız grubun Avrupa Birliği'ne soğuk yaklaşan bir grup olduğu söylendi. Bizim katılımımızla o soğukluk zaten kalkacak. Sıcak kanlı AK Parti o soğukluğu ortadan kaldırıcak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye'ye ve genişlemeye endişe ile yaklaşan bir grup eğer Türkiye'nin en büyük siyasi partisine başkan yardımcılığı ve tam üyelik statüsü veriyorsa demek ki o grubun da Avrupa Birliği'ne, Genişlemeye ve Türkiye'nin AB sürecine sıcak bakabilme ihtimali var. Biz aslında Türkiye'ye eleştirel gözle yaklaşanlara biraz daha yaklaşarak onların da o endişelerini ortadan kaldırabiliriz. Bu konuda Türkiye'nin kararı eleştiren siyasetçiler olmuştu. Aynı eleştirdikleri tonda cevapları verilmiştir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."
Türkiye'nin AB süreci konusunda gerçekten samimi olup olmadığı yönündeki soranların olduğunu belirten Bağış, "Eğer samimi olmasaydık. 38 bakanlığı 24 bakanlığa indirirken bunlardan birini Avrupa Birliği'ne ayırmazdık. Farklı konularda talep olmasına rağmen bir bakanlığın AB'ye ayrılması hükümetimizin AB sürecine olan samimiyetinin en bariz ispatıdır" diye konuştu.
Zaman zaman tartışmaların yaşandığı toplantıda bazı milletvekillerinin "Son dönemde dayatmalar oluyor?" demesi üzerine Bakan Bağış, "Bugüne kadar hiç kimse bu milletten dayatma ile bir çakıl taşını dahi alamamıştır. Hiçbir hükümet döneminde ve hiçbir zamanda alamayacaktır" dedi.
Anamuhalefet partisinin bazı milletvekillerinin hükümeti Kıbrıs politakası konusunda eleştirdiğini belirten Bağış, "Sayın Kılıçdaroğlu Chatham House'de İngilitre'de yaptığı bir konuşmada, 'Kıbrıs sorunu çözülmeden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'ye alınması belki de AB siyasetçileri tarafından en büyük hata olmuştur. Kıbrıs konusunda Türk tarafı çözüm için yapılabilecek her şeyi yapmıştır' demiştir. Türkiye hükümetini Chatham House'da savunan anamuhalefet lideri olmuştur. Ben kendisine burdan teşekkürlerimi iletiyorum. Hatta bu eleştirileri getiren milletvekilinin çok büyük katkıları ile partiye yeniden kazandırılan bir yerel siyasetçinin Başbakanınımızın bir dünya lideri olduğunu söylemesi zaten CHPnin tutumunu net bir şekilde ortaya koymuştur" şeklinde konuştu.
Bağış, ilerleme raporlarını karne olarak kabul etmediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Bize karne verme yetkisine sahip tek bir makam vardır, o da yüce milletimizdir. Karneyi biz sandıkta alırız. Ama ilerleme raporları birer fotoğraftır. Fotoğrafta odaklanma hatası olabilir. İyi odaklanan bölgeleri paylaşırız, iyi odaklanmayan bölgeleri de iyi odaklanmadığı için eleştiririz. Türkiye'nin kararlı ve dik duruşu neticesinde bu noktaya geldik."
Konuşmaların ardından AB Bakanlığı'nın 2014 yılı bütçesi komisyonda kabul edildi.