Bahçeli: Bu pakette Türk milleti yoktur

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Demokratikleşme Paketi'ni "utanç vesikası", "kabus paketi" olarak nitelendirirken, "Başbakan hangi gezegende yaşamaktadır? Kaldı ki yeni bir ütopya kitabı mı yazmakta, burayı da güneş ülkesi mi sanmaktadır?" diye sordu. 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de 24. Dönem 4. Yasama Yılı'nın ilk grup toplantısını yaptı. 
Grup toplantısı başlamadan önce saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. 
Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından dün açıklanan Demokratikleşme Paketi'ni sert sözlerle eleştirdi. 

"İktidar gemisi su almaya başladı"
Konuşmasına Başbakan'ı eleştirerek başlayan MHP lideri şöyle dedi: 
"Gelecek yıl ki, Mahalli İdareler Seçimleri ve arkasından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi siyasetin tansiyonunu da artıracaktır. Başbakan Erdoğan bu iki seçim öncesinde Türkiye'yi yine ip gibi gerecek, cepheleşmeleri ileri merhalelere taşıyacaktır.Anlaşılıyor ki, AKP bayatlamış taktiklerini, artık cılkı çıkmış istismar politikalarını, yavan ayak oyunlarını yaygınlaştıracaktır. Başbakan Erdoğan'ın antidemokratik tercihleri, zora ve zorbalığa dayalı hamleleri iyice sıklaşacaktır.Çünkü Başbakan'ın dümeni kırık, pusulası bozuk iktidar gemisi su almaya başlamıştır.Başbakan Erdoğan ani, kıvrak ve çok vahim manevralarla batmaktan kurtulmak için çirkeflik ve çirkinlikte kural ve insaf tanımayacaktır.Cumhurbaşkanlığı ya da içten içe başkanlık rüyası gören Başbakan Erdoğan büyük hayal kırıklıkları yaşayacak ve kaybetmekten başka şansı da olmayacaktır.Kimliği aşağılanan, tarihi kişiliği alaya alınan ve tüm varlığı hücuma uğrayan aziz milletimiz, Allah'ın izniyle Başbakan Erdoğan karabasanından ve bu şahsiyetin karanlık dolu emellerinden kurtularak aydınlık ve parlak günlere ulaşacaktır. Başbakan Erdoğan savaş kaybederek esir düşmüş, eli ve zihni kelepçeli, kararları ve niyetleri hasarlı milli onur yoksunu yöneticilerin tıpkısı, aynısı haline gelmiştir. 

"Hayalet avcılığı Başbakan'la özdeşleşmiş"
Başbakan Erdoğan'ın kalbi, kararları, feraseti ve siyasi kişiliği PKK, İmralı canisi ve küresel güç merkezleri tarafından makasa alınmıştır. 
Yalancı baharlar, sanal icraatlar, ürkek diklenmeler, gevşek ve kaypak duruşlar, yanardöner açıklamalar, temelsiz atışlar, hayal satıcılığı, hayalet avcılığı Başbakanla özdeşlemiş, Başbakanla bütünleşmiştir." 
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, milletin gerçek sorun alanlarını mümkün olabilecek en geniş tabanlı bir mutabakat ve katılımla ortadan kaldırmasının acil bir ihtiyaç olduğuna işaret eden Bahçeli, "Bilhassa TBMM'de temsil edilen partilerin; ‘temiz siyaset, temiz yönetim ve temiz toplum' idealine bağlılık konusunda ne derece samimi ve buna ne kadar bağlı oldukları gelecek günlerde daha da billurlaşacaktır" dedi. 

Vekillere yeminlerini hatırlattı
Milletvekillerine Anayasa'nın 81'nci maddesini hatırlatan MHP Genel Başkanı, "Bu çerçevede içtikleri anda göre hareket etmekle mükellef olduklarını söylemeyi bir sorumluluk addediyorum.Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü korumaya büyük Türk milleti önünde namus ve şeref üzerine yemin ederek görev başı yapan hiçbir değerli milletvekili bunun dışına çıkamayacak, buna aykırı hareket edemeyecektir.Çünkü ortada şeref ve namus bahsi vardır.Bu söylediklerimin istisnaları döneklerdir, batılın takipçileridir, şirk koşanlardır, günahkârlardır ve kıblesini kaybetmiş zavallılardan başkası olmayacaktır.Unutmayınız ki, yeminini çiğneyen, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü dinamitleyen, sabote eden, etmeye de cüret eden kim olursa olsun, millet ve tarih nezdinde beddualarla anılacak ve de hain damgasını kalın harflerle alnına yiyecektir" diye konuştu. 

Demokrasi tanımı yaptı, paketi eleştirdi 
Demokrasi tanımı yapan MHP lideri, "Demokrasi her şeyden önce bir zihniyet, bir ufuk, bir niyet ve bir ülkü meselesidir.Demokrasinin iki ana direği olduğu barizdir.Bunlardan birincisi katılım, bir diğeri ise temsildir" diyerek şöyle devam etti: 
"Bugün milliyetçiliğe duyulan nefretin, kızgınlığın, fobinin kaynağına, ve yetişme evresine indiğimizde, biliniz ki demokrasiye duyulan hazımsızlık hemen yüzeye vuracak, gözümüze çarpacaktır. Bu nedenle Başbakan Erdoğan değiştirdiği gömleğinin ilk düğmesini yanlış iliklemiştir. 
Milliyetçiliğe hasım olmakla, Türk milleti gerçeğine şaşı bakmakla teoride ve pratikte demokrasiye cephe almıştır. İşte böylesi bir zihniyet demokratikleşme paketleriyle milletimizin gözünü boyamaya, PKK taleplerini bir bir karşılayarak bölücülere ustalık gösterisinde bulunmaya kalkışmıştır. 

"Başbakan bölünme duvarının mimarisinde ustalaşmış"
Başbakan ustadır, ama bölünme duvarının mimarisinde ustalaşmış ve uzmanlaşmıştır. 
Başbakan ustadır, ama gücü yeterse ancak ve ancak yıkımın ve çözülmenin ustalığıyla anılacak, bu leke de bozuk sicilini kapkara yapacaktır." 

Utanç vesikası
Başbakan Erdoğan'ın dün açıkladığı paketi "sözde demokratikleşme paketi" olarak niteleyen Bahçeli, "Her haliyle milletimiz adına büyük bir utanç vesikasıdır" dedi. 
Demokratikleşme Paketini sert sözlerle eleştiren MHP lideri özetle şöyle dedi: 
"Başbakan Erdoğan, bu paketi, gerçekten de Türkiye'nin demokratikleşme tarihinin, özellikle de son 11 yıllık buhran döneminin tabii bir sonucu olarak görüyorsa; bu demektir ki, aklını Kandil'de, zekâsını da İmralı'da kaybetmiştir. 
Bir defa bu paket demokratikleşme parolasıyla hazırlansa da, usul ve esas bakımından anti demokratik olup, demokrasinin ruhu ve lafzıyla çelişmektedir. 
Demokratikleşme paketi hazırlanmıştır, ama kimsenin fikri sorulmamıştır. 
Demokratikleşme paketi hazırlanmıştır, kimsenin, hele ki, AKP'nin değerli milletvekillerinin bile haberi olmamıştır. 
Ve daha da yürek burkucu olanı ise, bu paketin PKK'nın emrivakilerini, tehditlerini, bölücü oburluğunu ve kan tutkusunu tatmine yönelik olarak kaleme alınmış olmasıdır. 

Görünen odur ki, Başbakan Erdoğan vicdan tapusunu, iradesinin şifrelerini PKK'ya ve İmralı canisine siyasi ikbal uğruna haraç mezat satmıştır. 
Gezi Parkı hadiselerinde, gencecik evlatlarımızın bireysel hak ve özgürlük taleplerini gazla, tomayla ve şiddetle bastırırken, teröristlere özgürlük bonkörlüğü yapmak insanlığın, ahlakın ve tutarlılığın neresine sığmaktadır? 
Öğrencilere orman yolu gösterirken çok mu demokrattın, çok mu özgürlükçüydün? 
Başbakan Erdoğan, demokratikleşme paketinin milletimizin yüzünü güldüreceğini, darbecilerin de uykusunu kaçıracağını söylemiştir. 

Başbakan hangi gezegende yaşıyor?
Türk milleti inim inim ağlarken, elindeki avucundakini borca ve hayat pahalılığına teslim etmişken, üstelik kimliği hedef alınmışken kimin sevinecek ve havalara uçacak hali kalmıştır? 
Başbakan hangi gezegende yaşamaktadır? 
Kaldı ki yeni bir ütopya kitabı mı yazmakta, burayı da güneş ülkesi mi sanmaktadır? 
Ne zamandan beridir PKK'nın taltifi, ödüllendirilmesi ve dayatmalarının karşılanması aziz şehitlerimizin arzusudur? 
Sayın Başbakan, sende hiç mi vicdan, hiç mi akıl, hiç mi erdem kalmamıştır? 

Bil ki Sayın Erdoğan Türk kimliği sana rağmen, senin gibilerine rağmen, yoldaşın, ortağın ve dostun İmralı canisine rağmen, vatanın semalarında manevi bir bayrak gibi dalgalanacak, milletimin medar-ı iftiharı olmayı ne pahasına olursa olsun sürdürecektir. 
Ayrıca Başbakan her şeyi bırakmış ve muhalefet partilerini tanzime yeltenmiştir. 
Başbakan Erdoğan'ın, PKK'ya övgüler yağdırdığı, İmralı canisine methiyeler düzdüğü iki dudağından, Milliyetçi Hareket Partisi'ne nasihatler çıkarması, şişeden fil çıkması kadar hezeyandır, akıl dışılıktır. 
Başbakan Erdoğan bu kadar yanlışın içinde bir yerde doğruyu konuşmuştur.Haklıdır, korkaklar zafer anıtı dikemezler. 

Bu yüzden Başbakan, bırakın anıt dikmeyi, işler ters gittiği anda, bu da çok uzak değildir, BOP hesabından kesilen bir biletle soluğu Okyanus ötesinde zor güç alacaktır. 

"PKK dayatmalarının klasik yansıması"
Sözde demokratikleşme paketi PKK dayatmalarının klasik, bildik ve ezberlenmiş bir yansımasıdır.Sessiz devrim yapmakla övünen Başbakan, asıl manada sinsi devrimle PKK'ya teslim olmuştur.Bu paket yapılan pazarlıkların sonucudur. 
Bu paket PKK'nın elinden, İmralı canisinin de tezgâhından geçmiş, sözde Akil İnsanlar Heyeti'nin raporlarıyla harmanlanmıştır.Demokratikleşme paketinde Türk milleti yoktur, TBMM iradesi yoktur, milletimizin beklentisi asla yer almamıştır. 
Başbakan'ın millet dediği yandaş ve bölücü emellere kapılanmış dürüstlüğü muamma olan bazı anket ve kamuoyu araştırma şirketleri midir?Açıktır ki, bu ihanet ve teslimiyet belgesinin patenti teröristbaşı ve kanlı terör örgütüdür. 
İmralı canisi dayatmış, Başbakan sinmiştir.PKK tehdit etmiş, Başbakan verdiği sözlerin gereğini yapmak zorunda kalmıştır. 
Bölücü talepler Başbakan eliyle siyasete taşınmış, meşruiyet kazandırılmak istenmiştir. 
Başbakan'ın demokratikleşme ve reform kılıfıyla Türk milletine pazarlamaya çalıştığı bu paket, özünde PKK'nın yıllardır beklediği hain isteklerin bir kısmıdır. 
Bu paketle birlikte bölücülük bir adım daha mesafe almış, özerklik, federasyon, konfederasyon ve bağımsız Kürdistan amacına biraz daha yaklaşılmıştır. 

"İmralı canisinin yönetimiyle kaleme alınmış"
Gürültüyle açıklanan ve demokrasinin yüz karası olan paketin muhtevası PKK'nın vesayeti, İmralı canisinin yönetimiyle kaleme alınmıştır. 
Başbakan Erdoğan, büyük ekran televizyon hediye ettiği İmralı'daki müzakere ortağına dikkat çekici mesajlar göndermiş, ayaküstünde, milletimizin gözleri önünde ruhunu okşamıştır. 

"BDP'nin sızlanmaları..."
PKK'nın Meclis ayağı BDP'nin sızlanmaları, eleştirileri de iş olsun torba dolsun kabilinden olup, yalnızca bir şey söylemek adına seslendirilmiştir. 
Yoksa bölücüler önemli bir mevzi kazanmış, PKK başarmış, istediğini tümüyle elde etmenin ucuna gelmiştir. 
Herhalde bundan sonra Sayın Bülent Arınç bizzat kendisiyle müsemma haline gelen ‘densiz' ifadesini kolay kolay ağzına almayacak, alamayacaktır. 
Zira bir insanın kendine hakareti akıl hastalığı belirtisidir ki, Sayın Arınç henüz bu düzeye gelmemiştir. 

PKK'nın bölücü ve ayrılıkçı taleplerinin kısa, orta ve uzun vadeye yayılarak hayata geçirilmesi, İmralı canisiyle Başbakan'ın kafa kafaya vererek hazırladığı yol haritasına göre şekillenecektir.İlk etapta, yasal düzenleme gerektirmeyen, idari tasarruflarla sağlanacak konulardan işe başlanacaktır.İkinci etapta, TBMM'nde lazım gelen yasal değişiklikler yapılacaktır. Son etaba geçilebilirse, sırayı Anayasa değişiklikleri alacaktır. 
AKP-PKK dayanışması ve ittifakı önümüzdeki dönemde Anayasa değişikliği için de inisiyatif alabilecek ve referandum bir seçenek olarak gündeme gelebilecektir. 
Herkesin hakkını veriyoruz diyerek, bir kez daha PKK taşeronluğuna tevessül eden Başbakan gerçek yüzünü tekrar göstermiştir. 

Kabus paketi
Türk milleti olan biten tüm olumsuzlukları, kabus paketinden taşan kabul edilemez terörist taleplerini dün ibretle izlemiştir. 
Malumlarınız olacağı üzere, PKK'nın bölücü talepleri kabaca dört ayaklı olup; siyasi statü, anadilde eğitim, özerk yönetim ve siyasi aftan ibarettir.