Bakan Eker Süt Sanayicisinden fedakarlık istedi
Bakan Mehdi Eker düşen süt fiyatları için sanayicilerinden fedakarlık istedi.
BURSA - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Süt fiyatları bazı yerlerde özellikle sıcak süt olan yerlerde düşüşe geçti. Tabii bizi üzüyor bu. Böyle olmasını istemiyoruz, buradan süt sanayicilerine bir ricam var. Yani bu konuda biraz fedakarlık yapmamız gereken yerde fedakarlık yapalım. Aynı gemideyiz, gemi zarar görürse hepimiz zarar görürüz" dedi. Eker, Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR), tarafından Hilton Oteli'nde düzenlenen Bursa Sektör Buluşması'nda yaptığı konuşmada, üzerinde yaşadığımız coğrafyanın aynı zamanda hangi canlıların burada yaşayacağını tayin etiğini vurguladı. Bakan Eker, toprak, yağmur ve güneşin bunları belirlediğini söyledi.
Anadolu'nun yarı kurak bir coğrafya olduğuna dikkat çeken Mehdi Eker, "Tarihsel olarak Anadolu'nun gelişmiş yerli sığır ırkları yoktur, olmamıştır, tarihte olmamıştır. Bizim coğrafyamız küçükbaş hayvancılık için... Niye çünkü yağmurumuz az" dedi.
Yemin hayvancılıktaki maliyetinin yüzde 70 olduğunu ifade eden Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hayvancılık işletmesi yüz lira harcıyorsa 70 lirası yeme gider. Yeni Zelanda'ya gittim. Aldığı yağış bizim yağışımızın 5 katı. Yağmur yağıyor, ot bitiyor. Bu ülkenin yaptığı arada bir gübre serpmek, bir de elektrikli çit ile onu çevirmek. Başka bir şey yapmıyor. Para harcaması gerekmiyor. Bizim yağışımız, Doğu Karadeniz dahil 550 milimetredir. Anadolu'nun bir kısmı 250, 300 milimetre yağış alır. Bununla şu kadar ot olur, bu koyunun ağzı içindir, sığırın dili için değildir. Onun için Anadolu'da 'Buğday ile koyun, gerisi oyun' demişler. Bunun başka yolu yok. Bunu coğrafya tayin ediyor."
"Diyor ki coğrafya, 'Sen merada koyun yetiştireceksin'. Karadeniz'in iç yamaçlarında, Ege'nin dağlarında da keçi yetiştireceksin" şeklinde konuşan bakan Eker, şöyle devam etti:
"Biz ne yapmışız; keçiyi düşman ilan etmişiz. Keçi ile mücadeleyi misyon edinen insanlarımız bile oldu. Şimdi bir yandan biz koyunu keçiyi terk etmişiz, öte yandan bizde olmayan tür ile bütün hayvancılık ihtiyaçlarımızı gidermeye çalışmışız. Biz bunun üzerinden diyoruz ki 'Hollanda ile rekabet edelim'. Tamam edelim de diyorlar ki bana, 'Niye Angus getirdin?' Eleştiriyorlar, iki gün önce Mecliste muhalefet milletvekilleri 'Angus'tan haber ver, Angus'tan haber ver. Nasıl getirirsin sen bunları' diye bana söylüyorlar. Şimdi arkadaşlar Montofon nerenin? İsviçre'nin. Ne zaman geldi, 1925'te geldi. 1935'te bir daha geldi. Yanlış mıydı, hayır doğruydu. Gelmesi gerekiyordu ve geldi."
Devlet, hayvancılığa üvey evlat muamelesi göstermiş
Eker, "Bugün işte hayvancılık 13,5 milyon ton süt üretimine çıktıysa, kırmızı etin çok büyük bir kısmı oluyorsa bu ırklar geldiği içindir. Olmazsa olmaz. Şimdi ya koyunu keçiyi çok geliştireceğiz ki mera hayvancılığını geliştirmemiz bir yere kadardır. Ondan ötesi yok. Ama biz bir yandan koyun ve keçiyi terk etmişiz, bir yandan sığırcılığı benimsemişiz. Üstelik devlet, hayvancılığa üvey evlat muamelesi göstermiş. Buna ait bir düzenleme olmamış. Onun için aldığımız mesafe, bugün geldiğimiz nokta çok önemli" dedi.
Geçmiş ile bir işi olmadığını dile getiren Bakan Eker, geçmişin sadece ibret alınmak ve geleceği doğru planlamak için olduğuna inandığını söyleyerek, şunları kaydetti:"Benim Türkiye'nin 9 sene önceki durumunu söylemekte başka bir amacım yok. Ne kimseyi kötülemek, ne de kimseyi başarısız göstermek. Bugün geldiğimiz noktayı iyi görmek içindir. Strateji çok önemli. Süt ırkı olan hayvanın dişisinden süt, erkeğinden et alıyor. Bu yapı Türkiye'yi 16,5 milyon ton süt üretimine getirdi. Ama Türkiye'nin et ihtiyacının bu şekilde giderilmesi mümkün değil. Ne yapmalıyız? Gelişmiş ülkeler ne yapmışsa biz de onu yapacağız. Eti etçi ırktan, sütü sütçü ırktan almalıyız. İşte Angus'un hikayesi bu."
Mera Kanunu Tasarısı
"Mera ile ilgili şunu yapabiliriz" diyen Eker, "Hem özel sektör kullanımı hem de kiraladığı merada hayvancığın gerektirdiği tesislerin yapımına izin vereceğiz. Çünkü diyorsun ki adama, "Gel merayı kirala, üzerine yatırım yap, ıslah et'. Ama adamın alet edevatını koyacağı bir baraka yapmasına bile izin vermiyorsun. Biçeceği otu depolayacağı bir ot deposu yapamıyor. 'Yasak, kutsal', dokunamıyorsun, 'haram'. Yok öyle bir şey yanlış. Onun için biz bunu düzeltiyoruz. Bununla ilgili Bakanlar Kurulunda tasarıya dönüştü. Sonuç artık pazartesi günü kabul edildi. Şimdi Meclise tasarı olarak gidecek. İki maddelik bir kanun tasarısı ve mera ilgili böyle bir düzenleme getiriyoruz." diye konuştu.
Süt fiyatlarındaki düşüş nedeniyle üzüldüklerini dile getiren Eker, "Süt fiyatları bazı yerlerde özellikle sıcak süt olan yerlerde düşüşe geçti. Tabii bizi üzüyor bu. Böyle olmasını istemiyoruz, buradan süt sanayicilerine bir ricam var. Yani bu konuda biraz fedakarlık yapmamız gereken yerde fedakarlık yapalım. Aynı gemideyiz, gemi zarar görürse hepimiz zarar görürüz. Kimse istemez bunu. Buna lütfen yardımcı olalım. Yani bunu bir fırsat gibi görmeyelim, benim biraz önce etçilikle ilgili strateji yapmamız gerekiyor derkenki kastımın bir tanesi bu. Çünkü süt tüketimini iyi oranda arttıramıyoruz. Ve insanlar daha fazla süt içmiyor maalesef. Şimdi bir yandan artan et ihtiyacı var. Eğer süt yem paritesi sebebiyle süt fiyatı düşerse dişi hayvan kesilir. Dişi hayvan kesilirse biz ulusal gen kaynağımızı kaybederiz" dedi.
Süt ve et ihracatı 1 milyar doları geçecek
Süt sektöründe geçen yıl elde edilen başarının nedeninin, Dahilde İşleme Rejimi'nin son derece mantıklı ve ekonomiye yarar bir şekilde kullanılması olduğunu belirten Yörük, ''Süt tozunda aradaki maliyet farkı, yerli üreticiye verilerek, üretici desteklenmiştir. Gelin bu sistemi, kırmızı et sektöründe de böyle kuralım. Üreticimizi destekleyelim, üretimimizi artıralım. Bu konuda, ivedilikle çalışmalara başlayalım. Bakanlık yetkilileri ve sektörümüzün temsilcileriyle ortak akıl üretelim, sistemi sağlıklı şekilde çalıştıralım'' dedi.
Yapılacak toplantıların neticesinin, sektörün menfaatine olacağından kuşkuları olmadığını vurgulayan Yörük, şunları ifade etti:
''Süt tozunda olduğu gibi, diğer süt ve kırmızı et ürünlerinin de Dahilde İşleme Rejimi kapsamına alınması ve üreticinin desteklenmesi halinde, iddia ediyoruz ki, süt ve et ihracatımız, yakın zamanda 1'er milyar doları rahatlıkla geçecektir. Bu rakamlar çok iddialı gelebilir, ama inanın imkansız değil. Ülkemizin ve sektörümüzün potansiyeline güveniyoruz. Bir yılda ulaştığımız nokta, bu potansiyelin en büyük göstergesidir. Hayvansal proteinin en önemli kaynağı olan kırmızı et üretimini nasıl artıracağız?'' diyen Yörük, ülkenin çözmesi gereken en önemli sorunlardan bir tanesinin bu olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
''Türkiye, kendine yetecek kırmızı eti, üretmek zorundadır. Üretim yetersizliği nedeniyle yapılan ithalatın, bugün geldiği nokta, endişe doğurmaktadır. İthalatın bağımlılığa dönüşmemesi için, kırmızı et üretimini arttıracak önlemlerin alınması gerekmektedir. Hayvansal üretimde maliyetleri aşağı çekmede, karlı ve verimli çalışmada önemli rol oynayan, ham maddeye ek olarak, kaba ve kesif yemin ihtiyaca göre bol, yüksek kaliteli ve ucuz bir şekilde temin edilmesi gerekmektedir."
(AA)