Barış isteyen herkes bu cenazeye davetli
BDP Eş Genel Başkanı Kışanak barış ve çözüme inanan herkesi Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Söylemez'in cenazelerine çağırdı.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Paris'te 3 PKK'lı kadının öldürülmesiyle ilgili, "Bu saldırı, Kürt halkının özgürlük mücadelesine, kadın özgürlüğüne, Öcalan ile başlatılan görüşmelere yöneliktir" dedi.
Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Paris'te 3 PKK'lı kadının öldürülmesini ve arkasındaki güçleri lanetle kınadıklarını söyledi.
Katliamı yapanların, Kürt halkının yürüttüğü özgürlük mücadelesine zarar vermek istediklerini belirten Kışanak, "Olay son derece derece vahimdir. Bir de Kürt sorununu çözme konusunda başlatılan bir girişim sürecine denk gelmesi, bu vahameti kat kat artırmıştır. Özgürlüğü, barış çabalarını, diyaloğu katletmek istediler ama bunu başaramadılar ve başaramayacaklar da" dedi.
"Bütün ölümler vakitsizdir ancak bu üç arkadaşımıza ölüm hiç yakışmadı. Aşk olsun size, bizi bırakıp gittiniz. Siz, ölümsüzleştiniz. Sizi sonsuzluğa uğurlayacağız. Sizi, yüreğimizin en derinliklerine, en baş köşesine koyacağız" diye konuşan ve gözlerinin dolduğu görülen Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Barış isteyen herkesi bu buluşmaya davet ediyoruz
"Perşembe günü Diyarbakır halkı sizi bağrına basacak. Çok görkemli bir törenle sizi, temsil ettiğiniz değerleri saygıyla selamlayacağız. Bu topraklara barış gelmesini isteyen herkesi bu buluşmaya davet ediyoruz.
Barışa, çözüme inananlar bu cenaze törenine katılarak görevlerini yapmalılar, tutumlarını net şekilde ortaya koymalılar. Başlatılan görüşmelerin arkasında olduğunu, devam etmesi söyleyen herkes o gün bizimle birlikte olmalı. Kadın özgürlüğüne inanan herkes üç kadınla birlikte olmalı.
Bu saldırı Kürt halkının özgürlük mücadelesine, kadın özgürlüğüne yönelik bir saldırdır. Öcalan ile başlatılan görüşmelere yönelik bir saldırıdır. Böyle diyorsak, bunun gereğini yapmanın tam da zamanıdır. O zaman en görkemli karşılama, uğurlama törenlerini yaparak bu katillere ders vermeliyiz.
Buradan hükümete, mülki ve idari yöneticilerin tamamına seslenmek istiyorum: Her zaman bu tür süreçlerde en çok konuşulan şey samimiyet meselesidir. İşte bugün samimiyeti gösterme günü. Birinci sınavdan başarıyla geçilmedi. Paris'te bu katliam önlenebilirdi, önlenemedi. Samimiyet testinden geçmek için önümüzde bir imkan daha var. Gerekli sağduyuyu, saygıyı gösterin, bu acıyı paylaşın. Madem hepimize, görüşmelere yönelik saldırıydı, Türkiye'nin büyümesini istemeyenlerin saldırısıydı, o zaman Perşembe günü tüm Türkiye tek yürek olmalı ve bu güçlere gerekli cevabı vermelidir.
Hükümetin yaptığı 'gösteri, şov, provokasyon' tanımlamalarına katılmıyoruz. Kürt halkının duygularını da mı vesayet altına alacaksınız? Bunu yapamazsınız, onun için bu söylemlerden vazgeçin. Size düşen görev; bu acıya saygı duymak ve insanların en görkemli şekilde bu cenaze törenini yapmalarına yardımcı olmaktır."
Türkiye de sorumlu
Bu cinayetlerin aydınlatılması konusunda birinci derecede sorumluluğun Fransa hükümetinde olduğunu belirten Kışanak, "Fransa'nın gücü bu cinayet aydınlatmak için yeterli. Fransa hükümetinin sorumlu olması Türkiye'nin sorumluğunu ortadan kaldırmıyor. Türkiye de bu cinayetin aydınlatılması için en az Fransa kadar sorumluluk sahibidir. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir. Öncelikle bu üç kadın, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıdır" dedi.
Kışanak, cinayetin işlendiği mekan ve Sakine Cansız'ın Türk istihbaratının da takibi ve kontrolü altında olduğunu öne sürdü.
"Bu ülkede derin devletten bile bahsedemeyeceksek neden bahsedeceğiz artık?" diye soran Kışanak, şunları kaydetti:
"Bu katliam aynı zamanda hükümetin girişimini de hedeflemiştir. Peşin başka adresler göstermeye ve gerçek katillerin aradan kaybolmasına sağlamaya gerek yok. Başbakan'ın çalışma ofisine dinleme cihazı konuluyorsa, makamına böcek konulabiliyorsa Türkiye karanlık güçlerin tamamen tasfiye edildiğini, böyle bir şey oladığını kim söyleyebilir? Başbakan da bunu söyleyemiyor. Böyle bir ortamda kim bütün güçlere kefil olabilir. Türkiye bağlantılı hiçbir gücün bu işe bulaşmadığını kim diyebilir?
Hükümet sözcüsünün yaptığı açıklamalar sürece katkı yapmamıştır. Peşin adres göstererek gerçek katillerin aradan sıyrılmasına olanak tanıyan bir söylem olmuştur. Bu söylem doğru değildir. Biz kimseyi peşinin mahkum etmiyoruz, adres göstermiyoruz. Biz sadece katillerin bulunmasını istiyoruz."
Bu sorunu çözen kahraman olur
"Hükümet, hakiki, büyük bir barışa hazır mı?" diye soran Kışanak, kimsenin küçük hesaplarla bu sürece yaklaşmaması gerektiğini; vebalinin ağır olduğunu ifade etti.
Kışanak, "Biz Öcalan ile İmralı'da başlatılan görüşmeleri geç kalmış, doğru süreç olarak görüyoruz ve arkasındayız" dedi.
Kamuoyunda "risk alınır, oy kaybedilir" söylemlerine hiçbir şekilde itibar etmediğini aktaran Kışanak, "Bu sorunu çözen kahraman olur. Tüm Türkiye, bu çatışmadan hiçbir şekilde çıkarı olmayan bütün halklar barıştan ve çözümden yanadır. Kim çözerse halklar onun arkasında durur. Bugün bu görüşmelere verilen destek de bunun bir göstergesidir. 'Çözümü yapan oy kaybeder' tezi 'çözmeyelim' tezidir. Küçük düşünenler bu sürecin altında kalırlar" diye konuştu.