Başbakan ilk kez konuştu: Her iki açıklama da yanlış

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Melih Gökçek ve Bülent Arınç hakkındaki gerilime ilişkin, "Her iki açıklamada, partimizin kuralları ve disiplini açısından yanlıştır. Gerekli disiplin işlemlerini yapacağız" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Konya'da gündeme dair açıklamalarda bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bülent Arınç ve Melih Gökçek arasındaki gerilimi değerlendirdi.

Bir gazetecinin, "Melih Gökçek’in tweetiyle başlayan tartışmaya Arınç’ın cevabı oldu. 'Parsel parsel Ankara’yı sattın' dedi. Ankara parsel parsel satıldı mı? Bir de Ak Parti olarak bu açıklamalara ilişkin ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"AK Parti kuralları belli son derece sağlam kurallar ve kurullar zeminine oturmuş bir partidir. Farklı kanaati olan bütün arkadaşlar bu zeminlerde görüşlerini dile getirebilirler. Bu anlayış dışında kuvvetli bir parti disiplini de vardır. Hiçbir zamanda bu disiplinden feragat edilmemiştir.

Dünkü her iki açıklamadada, hem partimizin kuralları vedisiplini açısından yanlıştır. Dün sayın arınç ile açıklama sonrası bir araya geldik, kendisiyle konuştuk. Bugün de gökçek ile görüşeceğim. Gerekli uyarılarda bulundum bulunacağım."


İzleme heyeti tartışmaları

Davutoğlu, çözüm sürecine ilişkin soruya ise "Çözüm Süreci'nin stratejik hedef olma niteliği konusunda hiçbir görüş ayrılığımız yoktur. Bu konuda atılacak adımlar hususunda ise her zaman farklı kanaatler dile getirilebilir, farklı kanaatler her zaman, her zeminde konuşulabilir. Bu şekilde konuşmalarımız hep sürdü, bundan sonra da sürecek" yanıtını verdi.

Çözüm Süreci konusunda kararlı bir şekilde yola devam edeceklerini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Sayın Cumhurbaşkanımızla dün de bu konuları en geniş kapsamıyla ele aldım, tekrar alırız. Gereken adımları, gereken zamanda yine istişareler içinde atarız. Bu konuda kimsenin Türkiye'de Hükümet ve Cumhurbaşkanlığı makamı arasında bir görüş ayrılığı varmış senaryosu üzerinden bir kaos beklentisi içinde olmaması iktiza eder. Şimdiye kadar nasıl birlikte birçok benzer, zor süreçlerden geçmiş ve aşmışsak bundan sonra da aşarız'' dedi.

'Türkiye füze teknolojisi geliştirmeli'

Davutoğlu, açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin füze ve roket alanında konvansiyonel tabloyu tamamlayacak yeni bir teknolojik altyapıya ihtiyaç olduğunu anlattı.

Milli kapasitenin geliştirilmesinin önemine işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"NATO bünyesinde sahip olduğumuz kapasitenin ötesinde milli kapasitemizin de bu anlamda geliştirilmesi lazım. Çevremizdeki istikrarsızlıklar bize açık bir şekilde gösterdi ki Türkiye, füze teknolojisini geliştirmek durumundadır, uzay teknolojisini geliştirmek durumundadır. Eğer önümüzdeki yüz yılda da bekamızı teminat altına alacaksak mutlaka füze teknolojisinde, uzay teknolojisinde dünyanın en önemli altyapılarından birine sahip olmak durumundayız. Onun için biraz önce de yolda arkadaşlarımla konuşurken hazırlıklarını tamamlamakta olduğumuz Uzay Ajansı'yla ilgili yasayı da en kısa zamanda Meclis'imize sevk etme konusunda kararlıyız."

Silah kapasitesinin denenmesinin, uygulama alanlarını da gerekli kıldığını hatırlatan Davutoğlu, "Bazı ülkeler, bu tür atışlar, uygulamalar yapamadıkları için, coğrafi derinliği olmadığından başka ülkelere ihtiyaç hissederler. Bu anlamda Türkiye, her türlü uygulamayı kendi içinde gerçekleştirebilecek NATO'nun en önemli atış, test ve değerlendirme merkezlerini kurabilecek coğrafi bütünlüğe de sahip, bir genişliğe, bunu yapabilecek teknolojik kapasiteye de sahip" diye konuştu.

'Toprağı korumak kudretli iradeyi gerekli kılar'

Davutoğlu, Anadolu'nun jeopolitik açıdan altın değerinde olduğunu belirterek, "Ama altın değerindeki toprağı korumak da kudretli bir iradeyi gerekli kılar. Türkiye, bir taraftan kudretini silahlı kuvvetlerinin kapasitesini yansıtırken, diğer taraftan da sivil ve demokratik altyapısı ile ülke vatandaşlarının aidiyet bilincini güçlendirmek durumundadır" diye konuştu.

Çözüm sürecinin, stratejik bir vizyonun eseri olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Çözüm süreci ile yapmak istediğimiz şey, bir daha Türkiye'yi herhangi bir başka ülkede görülecek şekilde etnik ve mezhebi ayrımlara yönelecek tarzda bir tehlikenin içine çekilmesinin önüne geçmektir" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir