Basından Başbakan'a 'hoşgörü' çağrısı

TGC, davetiyle dün bir araya gelen basın meslek kuruluşları ortak bildiri yayımladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) davetiyle dün bir araya gelen basın meslek kuruluşlarının ortak bildirisinde, "Gazeteciler, yürütme organı ve onun başı olan Başbakan'dan nefreti, düşmanlığı körükleyici sözlerden ve davranışlardan kaçınmasını isteme hakkına sahiptir" denildi.

Avrupa Gazeteciler Birliği, Basın Enstitüsü Derneği, Basın Konseyi, Basın Senatosu, Çağdaş Gazeteciler Derneği, G-9 (Gazeteciler Platformu-Ankara), İletişim Araştırmaları Derneği, KESK'e bağlı Haber-Sen, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın ortak bildirisi, TGC'de düzenlenen basın toplantısında TGC Başkanı Orhan Erinç tarafından okundu. "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetinin, iktidara ve TBMM'de çoğunluğa sahip olmakla yetinmediği" görüşünün ileri sürüldüğü bildiride, şu ifadelere yer verildi:

"Sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, sendikalar ve medya dahil ülkenin bütün kurumlarını denetim altında tutma çabaları, demokratik sistem açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Başbakan'ın 'Bu gazeteleri evinize sokmayın' diyerek başlattığı ve daha sonra yaygınlaşan basına yönelik haksız suçlama ve müdahaleler, basın özgürlüğüne yönelik dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri görülmeyen gazeteleri, gazetecileri okurlarıyla birlikte hedef haline getirecek düşmanca bir tutumdur. Bu davranış asla kabul edilemeyecek bir saldırıdır. Asıl olan ifade özgürlüğüdür. Halkın gerçekleri öğrenme hakkı herkes tarafından her koşulda korunmalıdır."

Bildiride, gazetecinin, Anayasa'da ve yasalarda titizlikle korunması gereken düşünce ve ifade özgürlüğünün sonucu olarak basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullandığı, bu amaçla her türlü sansür ve oto sansürle mücadele ederek halkı bu yönde bilgilendirdiğine işaret edildi. Gazetecinin halka karşı sorumluluğunun, işvereni ve kamu otoritelerine yönelik olmak üzere diğer tüm sorumluluklardan önce geldiğine dikkat çekilen bildiride, yürütme organının gazetecilerin mesleki görevlerini yerine getirmelerinde, serbestçe yayın yapabilmelerinde ve yayın hakkının sağlanmasında çok önemli görev ve sorumluluğa sahip olduğu vurgulandı. Bildiride, yürütme organının, haber düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik şartlar dayatamayacağı, bu yönde kanun dahi yapamayacağı ve basın yayın organlarını işletmekten alıkoyamayacağı kaydedildi.

Eleştirilere karşı hoşgörü

Gazetecinin her ne amaçla olursa olsun tehdit ve şantaj gibi yollara başvuramayacağı, doğru davranış ve meslek ilkeler gereği bu şekildeki baskılara da karşı koyacağının ifade edildiği bildiride, bu ilkeye uyan gazetecilerin Ülke Başbakanı'ndan da aynı sorumlulukla hareket etmesini beklediği, aksi yöndeki tutum, düşünce ve sözlerini şiddetle kınanacağı belirtildi. Bildiride, gazetecilerin politikacıları ve ülke yöneticilerini alkış kadar eleştirilere karşı da hoşgörülü olmaya davet ettiği kaydedildi. Gazetecinin başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği ve farklılıklara saygıyı savunduğu, insanlar, topluluklar ve uluslar arasında milliyet, ırk, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan nefreti, düşmanlığı körükleyici yayınlardan kaçındığının ifade edildiği bildiride, şu görüşlere yer verildi:

"O halde gazeteciler, yürütme organı ve onun başı olan Başbakan'dan nefreti, düşmanlığı körükleyici sözlerden ve davranışlardan kaçınmasını isteme hakkına sahiptir. Herkes bilmelidir ki gazeteciler Başbakan'ın basına yönelik öfkesine rağmen kalemlerinden kaynaklanan güçlerini halkın bilgi edinme hakkı için kullanacaktır. Çünkü bilgi ve haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüklerini ne pahasına olursa olsun savunmak gazetecilerin temel görevi olmaya devam etmektedir ve edecektir. O nedenle gazeteciler meslek kuralları gereğince hükümet ve benzeri kurumların müdahalelerine kapalıdır."

Ortak bildiride, gazetecilerin sendikal örgütlenmesinin önündeki engellerin kaldırılmasının yaşanan olaylar nedeniyle daha çok önem kazandığı belirtilerek, medyada tekelleşmenin önlenmesi, editöryal bağımsızlığın sağlanması, basın ve ifade özgürlüğünü önündeki yasakların kaldırılması gerektiği kaydedildi.

Toplantılar sürecek

Bildirinin okunmasının ardından soruları yanıtlayan TGC Başkanı Erinç, bu tür toplantıları sürdürme kararı aldıklarını ifade ederek, yeni gelişmeler karşısında yine bir araya gelip görüş belirleyeceklerini söyledi. Erinç, iş yasası kapsamında ya da serbest meslek erbabı statüsünde çalıştırılan yani fiilen gazetecilik yapan, ancak çalışma mevzuatı açısından hukuken gazeteci sayılmayan meslektaşlarının çoğunlukta olduğuna dikkati çekerek, sendikaların yasal gerekler nedeniyle onları üye almalarının mümkün olmadığını bildirdi. Türkiye'nin imza attığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinde yer alan "ifade özgürlüğü" tanımına dikkati çeken Erinç, bu maddede yer alan "Resmi makamların müdahalesi olmaksızın' ibaresini Basın Yasası'na koyduramadıklarını anlattı. Özel radyo ve televizyonlarla ilgili 25. maddenin 2 konuda başbakana yayınları durdurma yetkisi verdiğini anımsatan Erinç, bunun Türkiye'de iki kez kullanıldığını, ancak ikisinin de Danıştay tarafından geri çevrildiğini dile getirdi.

Erinç, "Siyasal partilerin medyaya bakışı durdukları yere göre değişiyor. Muhalefetteyken söylediklerini, iktidardayken söylemiyorlar" dedi.

Basın özgürlüğü izleme grubu oluşturulacak

Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Ferai Tınç da, basın meslek kuruluşlarının dünkü toplantısında "Basın Özgürlüğü İzleme Grubu" oluşturma kararı aldıklarını söyledi. Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik bütün girişimleri gazetecilerin özgürce habercilik yapmalarını engelleyen baskıları, hapis cezası ve gazete kapatma dahil izleyecek bir grup oluşturulacağını ifade eden Tınç, böylece basın özgürlüğü ihlalleri konusunda özellikle Anadolu'da çalışanlar olmak üzere herkesin haberdar olacağını kaydetti. Ferai Tınç, bu kararın bugünden itibaren basın özgürlüğü ihlalleri konusunda daha titiz, daha atılgan davranılacağının işareti olduğunu belirtti.

Basın toplantısına, Basın Konseyi Genel Sekreteri Özer Yelçe, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Turgay Olcayto ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Başkanı Ercan İpekçi de katıldı.